YGS-LYS / êdî bese!

2013 YGS’de bölgemiz yine sonuncu oldu. Bu yıl da her yıl olduğu gibi göbekli, sistem maşası köşe yazarları çıkıp, küçümseyici tutumlarıyla bölgenin başarısızlığını konuştular, gazeteler ve internet siteleri de onların bu konuşmalarını manşet yaptılar.

Bu, her yıl böyle…


Ancak hiçbir zaman o köşe yazarları, o gazeteler, o bilgiçlik taslayan sistem insanları, kameraların ka
rşısında yüzleri hiç kızarmadan çıkıp açıklama yapan yetkililer çıkıp da “ya kardeşim bu başarısızlığın sebebi nedir, bu durum nasıl değişecek, neler yapılmalıdır” diye en ufak bir tartışma yapmadılar, yapmıyorlar.

Üstelik bu başarısızlık sadece bölgemize de ait değil. Ülkenin tümünde eğitim tam bir fiyasko. Biraz sonra en son yapılan YGS istatistiklerini okuyunca, neden böyle düşündüğüme hak vereceksiniz.

Bir de işin öbür boyutu var tabi: Başarının ya da başarısızlığın ölçütü ne? Siz bir sistem yaratacaksınız, bu sistemde fırsatlar tamamen sermaye üzerine kurulacak, eğitim desteğinin büyük çoğunluğunu bazı okullara aktaracaksınız, meslek liselerini kalfa yetiştirme okullarına dönüştüreceksiniz, öğretmene hademe maaşı vereceksiniz, çocuğu düşündürmeye, gelişmeye, üretmeye, eleştiriye yönlendireceğiniz yerde, çocuğun sosyal, kültürel, ekonomik, siyasal bütün yaşam becerilerini 160 dakikaya bağlayacaksınız ve bunun adına “başarı” diyeceksiniz. 

Alın size başarı…

Meslek liselerinin 180 barajını geçme oranı % 8’lerde.

Birinci ve sonuncu olan 15 il, 4 yıldır değişmiyor. 

Sınava başvurduğu halde, sınava girmekten vazgeçen 47.692 kişi.

Sınava giren 61 bin kişi, 160 sorudan 1 net dahi yapamadı.

Doğru düşünme, yaratıcı olma, konsantrasyon, dikkat, işlem becerisi gerektiren matematik ve fen bilimlerinde durum tam bir felaket. Fen liseleri ve kısmen Anadolu liseleri dışındaki tüm okullarda, bu derslerdeki başarı ortalaması, 40 sorudan ortalama 4.5.

Adaylardan tam 244.800 kişi (yüzde 13.60) 140 barajının altında kaldı. Yani 244.800 kişi 160 sorudan 13 tane net yapamadı.

Adaylardan tam 523.481 kişi (yüzde 31.70) 180 barajının altında kaldı. Yani 570.500 kişi 160 sorudan 22 tane net yapamadı.

Lise son sınıf öğrencileri, barajı aşmada 4. sırada yer aldı.

Buraya kadar normal diyeceksiniz. Evet her yıl tekrarlanan sonuçlar. Ancak bu son istatistik, bu ülkenin eğitiminin, bütün olumsuzluklara rağmen gittikçe kötüleştiğini ve bu kötü gidişata hiçbir Allah’ın kulunun müdahale etmediğini, önlem alınmadığını açıkça ortaya koyuyor. Nedir bu istatistik? Dikkat edin, içiniz acımasın. Ya da hiç olmazsa sizin içiniz acısın! 

2005 Yılında barajı aşamayanların sayısı: 187.925

2006 Yılında barajı aşamayanların sayısı: 230.016

2007 Yılında barajı aşamayanların sayısı: 259.670

2008 Yılında barajı aşamayanların sayısı: 298.603

2009 Yılında barajı aşamayanların sayısı: 346.668

2010 Yılında barajı aşamayanların sayısı: 354.071 

2011 Yılında barajı aşamayanların sayısı: 390.876

2012 Yılında barajı aşamayanların sayısı: 481.240

2013 Yılında barajı aşamayanların sayısı: 523.481

Sonuç olarak, sadece YGS değil, merkezi olarak yapılan bütün sınavlar her yıl eğitim durumuzu gözlerimizin önüne seriyor. Hiç beklemediğimiz trajediler yaşanıyor, yüzbinlerce genç psikolojik olarak çöküyor, yüzbinlerce ailenin umutları sönüyor…

Ama bu gidişata dur diyen yok. İkide bir eğitim sisteminin değiştirilmesiyle olmuyor bu. Eğer sistemin belirlediği başarı kriterleri bunlarsa, o zaman bütün bu başarısızlıkların birinci sorumluları, bu sistemin uygulayıcıları ve bürokratlarıdır. Çünkü bana yeryüzünün hiçbir otoritesi, hiçbir iktidarı, hiçbir sistemi, hiçbir kuvveti, gözlerimin içine bakıp barajı aşamadığını ve bu yüzden hayatının söndüğünü söyleyen bir gencin gözlerinin içindeki sitemi ve öfkeyi anlatamaz. Hiçbir şey de o gencin gözlerinin içindeki ışıltıdan daha değerli olamaz. 

Eğitim sisteminin değiştirilmesi ve fırsat eşitliğine, adalete dayalı bir sistemin oluşturulabilmesi için herkes bir şeyler yapabilir. Okullar, dersaneler, belediyeler, valilikler, kaymakamlıklar, muhtarlıklar, vakıflar, dernekler, öğretmenler, veliler ve en önemlisi öğrenciler. 

Özellikle öğrencilere seslenmek istiyorum. Madem ki sizden bu ölçütlerde bir başarı isteniyor, o zaman kaleminize daha sıkı sarılın ve herkese gereken cevabı verin. Bir gencin gözlerinin içinde kendini ifade etme tutkusu, özgürlük tutkusu, var olma tutkusu vardır. Bunu çok iyi biliyorum. O zaman gençlerin şunu unutmamalarını istiyorum: Herkesin ve her şeyin sizleri yalnız bıraktığı yerde, umutlarınız, alın teriniz, yürek gücünüz ve sabırla donatılmış beyin gücünüz var. Bunu gösterin.

Hep birlikte, omuz omuza verin ve neleri başarabileceğinizi herkese kanıtlayın.
YORUM EKLE