ÇOCUKLARIN ZİHİNSEL GELİŞİMİ YAVAŞLIYOR
AP’nin ABD Kaliforniya’da yayınlanan bir araştırmanın bulgularının değerlendirilmesini talep etmesi üzerine Organofosfatların izi görülen annelerin çocuklarında iki yaşındayken zihinsel gelişimde yavaşlama, üç ila beş yaşında dikkat problemleri, yedi yaşında da zihinsel gelişimde zayıflama sorunları görülüyor. Avrupalı bilim insanlarının yaptığı değerlendirmeye göre AB ülkeleri bünyesinde toplam 13 milyon puan IQ puan kaybı yaşanıyor. Bu da birlik düzeyinde 125 milyar euro’luk ekonomik değer kaybına tekabül ediyor.
The Independent gazetesinin haberine göre Avrupalı uzmanlara göre en az 100 farklı pestisit yetişkinlerde nörolojik hasara yol açıyor. Öte yandan organik ürünler düşük seviyelerde pestisit içerdiği için söz konusu sağlık riskleri bertaraf edilebiliyor. Varşova Üniversitesi’nden Ewa Rembiałkowska, organik ürünlerde geleneksel yöntemlerle üretilen mahsullerden daha az miktarda zehirli kadmiyum maddesi olduğuna dair göstergeler olduğunu söyledi. Kopenhag Üniversitesi’nden Johannes Kahl ise oranik ürünleri tercih edenlerin genelde de daha sağlıklı beslenme şekillerini tercih ettiklerini işaret ediyor. Raporun sonuç bölümünde organik sebze ve meyve tüketiminin artmasıyla alerjik hastalıklarda azalma ve obez veya aşırı kilolu için de iyileşme fırsatının ortaya çıktığı savunuluyor.
G 20 arifesinde ABD’ye sivil çağrı
7 ve 8 Temmuz’da Hamburg’da düzenlenecek olan G 20 Zirvesi’nin arifesinde katılımcı ülkelerin sivil toplum temsilcileri ABD hükümetine dar görüşlü ve sorumsuzca olan Paris Anlaşması’ndan geri çekilme kararını tekrar gözden geçirme çağrısı yaptı. G 20 topluğun Enerji ve İklim Değişikliği Görev Gücü, Emek Katılım, Kadın, Düşünce, İş ve Gençlik grupları adına yayınlanan bildiride iklim değişikliğine karşı hızlı ve kararlı adımlar atılması gerektiği vurgulandı.
Bildiriye göre ABD sadece iklim değişikliği gerçekliğini ve uluslararası bir çerçeve anlaşmasının sunduğu fırsatları reddetmiyor. ABD aynı zamanda küresel sorunların çözümünde güvenilir bir ortak olma özelliğini de sarsıntıya uğratıyor. G 20 sivil toplum öncüleri iklim değişikliği gibi krizlerin fırsata dönüşebilmesi için kürsel işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak bu şekilde inovasyonlar için perspektifler oluşturulabileceği, düzgün istihdam olanakları ve canlı bir sivil toplum ortamı sağlanabileceğini ifade ediyor.
ANLAŞMANIN UYGULANMAMSINI DEĞİL UYGULANMASINI MÜZAKERE EDERİZ
G 20 sivil toplum bildirisi Paris Anlaşması’nın düzgün bir şekilde uygulanabilmesi için yapıcı önerilere hazır olduklarını ama BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) ve çok sayıda ülkenin de belirttiği üzere anlaşmanın kendisinin müzakereye açık olmadığını vurguluyor. Sivil toplum kuruluşlarının G 20 bildirisi küresel iklim değişikliğiyle mücadele için Paris Anlaşması’nın vazgeçilemez olduğunu UNFCCC’nin görüşlerine katıldıklarının altını çizerek ABD’ye acilen anlaşmaya geri dönme çağrısı yapıyor. Bildiride Paris Anlaşması’nın ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin (SDG) istihdamda gerilemeye değil, modern, akıllı ve temiz , çevre dostu yatırımların ekonomiye büyük bir ivme kazandıracağını, üretkenliği geliştireceğini ve eşitsizlikleri azaltacağı söyleniyor.
Zonguldak’a dalga enerjisi yatırımı
Zonguldak’a yönelik yatırımları da destekleyen Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (BAKKA) öncülük ettiği Pilot Dalga Enerji Santralinin kurulmasına yönelik çalışmalar başladı.
Pilot dalga enerji santralinde üretilecek olan elektrik, Zonguldak Valiliğinin Milli Egemenlik Caddesi üzerindeki sahil kenarında 27 dönümlük alanda yapacağı Manolya Park’ta kullanılacak. Ücretsiz kurulacak tesisin 50 kilowatt üretim yapması ve 25 hanenin elektrik ihtiyacını karşılaması bekleniyor.Zonguldak Valiliği, Bülent Ecevit Üniversitesi, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA), İl Özel İdaresi, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ile Avustralyalı firma arasındaki anlaşma, alternatif enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve farkındalık yaratılması, yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarının desteklenmesi ve dalga enerjisi üretim tesisinin verimliliğinin test edilmesini amaçlıyor.
Rüzgarın su yüzeyinde yaptığı salınım hareketi olan dalganın yüzeyinden ya da yüzey altındaki dalgaların basıncından elde edilen dalga enerjisi, güçlü ve sınırsız enerji kaynaklarından biridir, enerji üretirken çevreye herhangi bir atık bırakmaz. (DHA)
Güncelleme Tarihi: 19 Haziran 2017, 18:11