Kandilli Rasathanesi verilerine göre merkez üssü Düzce Yayakbaşı olan 5.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem saat 15.40'ta gerçekleşti ve İstanbul dahil birçok ilden hissedildi. Kandilli depremin 7.9 kilometre derinlikte olduğu bilgisini aktardı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) depremin 5.0 büyüklüğünde olduğunu duyurdu. Derinlik ise 18.02 kilometre olarak bildirildi.
Depremden 17 dakikada sonra İçmeler mevkiinde AFAD'a göre 4.3 büyüklüğünde bir artçı daha gerçekleşti.
SOYLU: OLUMSUZ DURUM YOK
Deprem üzerine açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Düzce’de, saat 15.40'ta gerçekleşen 5,0 büyüklüğünde depremin ardından Valiliğimiz, AFAD ve 112 ekiplerine ulaşan herhangi bir olumsuz durum bulunmamaktadır. Gelişmelere göre kamuoyu, Valiliğimiz tarafından bilgilendirilecektir" açıklamasını yaptı.
Düzce Valisi Cevdet Atay, ilk bilgilere göre, depremde can kaybı olmadığını, yıkılan bir yer bulunmadığını, ekiplerin sahada olduğunu bildirdi. Özlü, ayrıca AFAD’da kriz masası oluşturulduğunu açıkladı. İl Sağlık Müdürü Dr. Yasin Yılmaz da hastanelere herhangi bir yaralı başvurusu olmadığını ifade etti.
'ARTÇILAR OLMAZSA BAŞKA BİR DEPREMİN HABERCİSİ OLABİLİR'
Neotektonik ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Haluk Selim, depremle ilgili yaptığı değerlendirmede depremin 6 ile 8 saat arasında artçıları olmazsa bir başka depremin habercisi olabileceğine dikkat çekti. Selim, “Deprem yaklaşık 15 km uzunluğa sahip olan bu fayın etkisiyle olmuştur. Bu fay Düzce çek-ayır havzasının hemen kuzeyinde yer alır. Çilimli Fayı literatürde bilinin ve Kuzey Anadolu Fayı’na paralel olarak uzanan aktif bir faydır. Meydana gelen bu deprem 12 Kasım 1999 depremini meydana getiren Kuzey Anadolu Fay sisteminin kuzeyinde gerçekleşmiştir. Eğer 6 ile 8 saat arasında artçıları olmazsa bir başka depremin habercisi olabilir. Bu durum tehlike arz eder. Ama artçılar olursa tehlikeli bir durum söz konusu olamaz” diye konuştu.
'12-13 KİŞİ AYAKTA TEDAVİ EDİLDİ'
Düzce Valisi Atay daha sonra yaptığı açıklamada, depremle ilgili kendilerine ulaşan olumsuz bir durum olmadığını, korkuyla hastaneye başvuran 12-13 kişinin ayakta tedavilerinin gerçekleştirildiğini bildirdi.
Herhangi bir can kaybının ve yıkılan binanın söz konusu olmadığını belirten Atay, "Hem sahadaki arkadaşlarımızın tespitleri hem de taramalarımızın neticesinde bize ulaşan herhangi olumsuz bir durum söz konusu değildir. Korku ve panik nedeniyle hastaneye başvuran 12-13 kişinin ayakta tedavileri gerçekleştirilmiştir. Sahadaki tespit ve tarama çalışmalarımız en ücra köyler olmak üzere devam etmektedir. Tüm Düzce'mize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Halkımızı sakinliklerini korumaya davet ediyorum." ifadelerini kullandı.
KANDİLLİ: BÖLGENİN DEPREM TEHLİKESİ GÖRECELİ OLARAK ÇOK YÜKSEK
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi'nden Düzce depremiyle ilgili yapılan değerlendirmede, "Bölgenin deprem tehlikesinin göreceli olarak çok yüksek olduğunu göstermektedir" denildi.
Düzce'de meydana gelen depremle ilgili Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi'nde değerlendirme yayınlandı.
'SIĞ ODAKLI BİR DEPREMDİR'
Yazılı açıklamada, "Yayakbaşı-Düzce merkez üssünde, yerel saat ile 15.40'da aletsel büyüklüğü 5.2 olan orta şiddette bir deprem meydana gelmiştir. Depremin odak derinliği yaklaşık 8 kilometre civarında olup sığ odaklı bir depremdir. Deprem Düzce ve ilçeleri ile çevre illerde hissedilmiştir" denildi. Açıklamada, Düzce'nin güneydoğusunda ve batıda Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde çok sayıda deprem meydana geldiği belirtilerek, "Bu ise bölgenin deprem tehlikesinin göreceli olarak çok yüksek olduğunu göstermektedir. İl sınırlarının güney ve güneybatısı genel olarak Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun etkisi içerisindedir. MTA tarafından 2011 yılında hazırlanan Türkiye Diri Fay Haritasında da görüleceği gibi il sınırlarının güneyinden Kuzey Anadolu Fay Zonu geçmektedir. Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Düzce, Karadere fay parçaları ve Çilimli, Yığılca fayları il sınırlarından geçmekte, kuzeydoğuda Devrek Fayı, güneyde Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Doğu-Batı uzantılı Bolu, Taşkesti fay parçaları, batıda Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Karadere, Dokurcun, Arifiye fay parçaları ve Hendek Fayı bölgedeki önemli tektonik yapılardır. Genelde ana yapıların doğrultuları Doğu- Batı ve Kuzey Doğu-Güney Batı gidişlidir" bilgilerine yer verildi.
'TALİ BİR FAYIN KIRILMASI SONUCUNDA MEYDANA GELMİŞTİR'
Açıklamanın devamında şu bilgiler yer aldı: "Merkezimiz tarafından yapılan hızlı fay düzlemi çözümü depremin doğrultu atımlı bir faylanma ile meydana geldiği göstermektedir. Deprem, Kuzey Anadolu Fay Sistemi içerisindeki Kuzey Doğu-Güney Batı gidişli sağ yanal doğrultu atımlı tali bir fayın kırılması sonucunda meydana gelmiştir. Bölgede yaşayan vatandaşlarımızın depreme dayanıklı binalarda oturmaları veya satın alacakları konutların depreme dayanıklı olarak inşa edilmiş olması depreme karşı alınacak en güvenli tedbir olacaktır."
OĞUZ GÜNDOĞDU: MARMARA DEPREMİ İLE İLGİSİ YOK
Jeofizik uzmanı Dr. Oğuz Gündoğdu, Düzce’de bugün meydana gelen depremin olası İstanbul depremini tetiklemesinin söz konusu olmadığını, bölgede asıl tehlikenin Bolu’da kırılmamış bir fayda olduğunu söyledi.
İstanbul Üniversitesi’nden emekli Jeofizik uzmanı Dr. Oğuz Gündoğdu, bugün meydana gelen depremin Düzce'de 12 Kasım 1999 tarihinde meydana gelen 7.1 büyüklüğündeki 710 kişinin yaşamını yitirdiği, 2 bin 679 kişinin yaralandığı depremin artçısı olmadığını söyledi.
AFAD ve Kandilli’nin bugünkü depremi 5 ve 5.3 olarak verdiğini anlatan Dr. Gündoğdu şu değerlendirmede bulundu:
“Bugünkü deprem doğrultu atımlı değil, normal faylanma sonucu oluşmuş. Bu aşamada Kuzey Anadolu Fayı ile bağlantılı olduğunu söylemek mümkün değil. Başka bir fayın enerji açığa çıkması olarak değerlendirebilir. Deprem İstanbul’da Avcılar, Beylikdüzü ve birçok ilçede hissedilmiş. Bu normaldir. Ancak, Marmara Depremi ile alakası yok. Düzce zaten çok uzak. Oluşum mekanizmasını birçok merkez normal faylanma verdi. Bu pek beklenen bir şey değil. Düzce’deki 1999’da meydana gelen 7.2’nin artçısı olsa normal faylanma yerine doğrultu atımlı olmalıydı. Değerlendirmemize göre bölgedeki ikinci faylarda oluşan bir deprem. O deprem sırasında Bolu’daydık ve bunu çok iyi hissetmiş bir kişiyim. O deprem ile ilgisi yok. Çilimli köydü. Düzce ve Bolu’ya oldukça uzak bir fay. Ancak, Bolu sırasını bekliyor. Bolu’da bundan önce 4.2 büyüklüğünde deprem olmuştu. Ankara’daydım elimdeki bilgileri gidip vermiştim. Tekrar aradılar binalar olduğu gibi duruyormuş.”
PROF. DR. ŞÜKRÜ ERSOY: BU DEPREM MARMARA DEPREMİNİ TETİKLEMEZ
Düzce'de, bugün meydana gelen düzce depremine ilişkin açıklama yapan Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Bu deprem Marmara depremini tetiklemez. Çünkü arada Kocaeli depreminin olduğu koca bir fayzonu var. Zaten Kocaeli depremi Marmara'ya bir gerilim yüklemişti. Düzce depreminin yüklemesi mümkün değil" dedi.
'HİSSEDİLMEYLE ETKİLENME BİRBİRİNDEN FARKLI ŞEYLER. BUNU KARIŞTIRMAMAK GEREK'
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Bu depremi İstanbul'da hissedince vatandaşlar, Marmara'da bir deprem olduğunu düşündü ama bu doğru değil. 5 büyüklüğündeki depremin yeri Düzce. Düzce'deki deprem oradaki pek çok fay üzerinden bir tanesi. Biliyorsunuz 1999'da da, 12 Kasımda da 7.0'ın üzerinde deprem olmuş, yıkımlar yaşanmış, can kayıpları olmuştu. Bu deprem de Kocaeli depreminin devamıydı. Bu 5.0 büyüklüğündeki deprem, Bolu ile İstanbul arasında hissediliyor. Tabi hissedilmeyle etkilenme birbirinden farklı şeyler. Bunu karıştırmamak gerek. Bunu şunun için söylüyorum. İstanbul'daki vatandaşlar çok panikliyorlar. 5 büyüklüğündeki depremi hissettikleri için etkileneceklerini düşünüp, bir yerlerden atlayanlar sokaklara kaçanlar oluyor, çok tehlikeli işler" dedi.
'ARADA KOCA BİR FAY ZONU VAR'
Konuşmasına devam eden Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Ben sadece burada o bölgenin teknik, jeolojik durumunu açıklamaya çalışıyorum. Bu deprem Marmara depremini tetiklemez. Çünkü arada Kocaeli depreminin olduğu koca bir fay zonu var. Zaten Kocaeli depremi Marmara'ya bir gerilim yüklemişti. Düzce depreminin yüklemesi mümkün değil. 1999 depremi de en son Bolu Dağı'nda bitmişti. Dolayısıyla Doğu'ya doğru bir gerilimin olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yani Bolu'dan sonraki Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bazı büyük depremlerin yaşanması olasıdır gelecek zaman içinde. Ama bu 5 büyüklüğündeki depremin, büyük bir depremi hemen tetikleyebileceği gibi bir mesaj çıkmaması gerekiyor. Hele İstanbul için bunu panikletebilecek bir haber gibi düşünmemek gerekiyor" dedi.
'TÜRKİYE'NİN YÜZDE YÜZÜNÜN DEPREM BÖLGESİ OLARAK KABUL EDİLMESİ GEREKİR'
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Son günlerde yaşanan depremler bize şunu gösterdi. Konya'da Malatya'da sağda solda her yerde oluyor. Biz bir deprem ülkesiyiz. Yüzde 92'si deprem bölgesi diye geçer, bu yanlış. Türkiye'de depremden etkilenmeyecek hiçbir bölge yok. Dolayısıyla Türkiye'nin yüzde yüzünün deprem bölgesi olarak kabul edilmesi gerekir. Hayatımızı sokaklarda geçiremeyiz. Yapacağımız iş, güvenli binalar yapmak. Depremde en güvenli yerler olan evlerimiz içinde depremi hissetmek. Çünkü yıkılmayacaksa hissetmeniz, etkileneceğinizi göstermez. Sağlam binalar kurtarıcıdır. Sokaklarda ne kadar kalabilirsiniz, günlerce aylarca kalamazsınız diye konuştu. / DUVAR