Facebook uzun zamandan beri “toplum standartları” adı altında yayınlanan ve paylaşılan içerikleri kontrol etse de, bu standartların kamunun erişebildiği bölümünü oldukça geniş ve belirsiz bir çerçevede sunmuştu. İçeriklerin kaldırılması ve engellenmesi hususundaki daha detaylı maddeleri şirket içi bir sır olarak bugüne kadar açıklamamıştı. Facebook’un Ürün Politikası ve Terörle Mücadele’den Sorumlu Başkan Yardımcısı Monika Bickert ise bugünden itibaren kafa karışıklığını ortadan kaldırmak ve daha açık bir yönetim politikası izlemek adına gizli tutulan kısımları da Facebook websitesinde yayınlama kararı aldıklarını bildirdi.

Monika Bickert, Facebook’un yönetim merkezinde verdiği briefingde “Facebook’a giriş yaptığınızda nerede kırmızı çizgi çektiğimizi, neyin uygun olup, neyin olmadığını anlamak net bir biçimde anlayabilmelisiniz” dedi.

FACEBOOK’A ‘BASKICI REJİMLERE BOYUN EĞDİN ‘ SUÇLAMASI

Facebook birçok kez hükümetler ve sivil toplum kuruluşları tarafından nefret söylemi, terörizm propagandası, dini sebeplerle gösterilen şiddet eğilimleri ve cinayet ve intihar vakalarının yayınlanması konuları hakkında elinden geleni yapmamakla eleştirildi. Aynı zamanda şirket, baskıcı rejimlerden gelen içerik kısıtlama ve engel taleplerini yeterli bir gerekçe göstermeksizin yerine getirmekle de suçlandı.
Yeni düzenlemeler ilk kez kullanıcılara bir içeriğin kaldırılma sebebine dair itiraz etme hakkı sunuyor. Daha önce bu hak sadece kapatılan hesaplar, gruplar ve sayfalar için tanınıyordu. Bu yeni politikasıyla Facebook bugünden itibaren içeriğin kaldırılmasına dair ayrıntılı bir gerekçe de sunmaya başlıyor.

Dünyanın en büyük sosyal ağı Facebook, birçok ülkede önde gelen enformasyon kaynağı olarak görülüyor. Şirket, kuralları ihlal eden içerikleri kaldırmak için otomatik yazılım kullanıyor ve 7 bin 500’e yakın moderatör çalışan bulunduruyor. Bir yandan bazı hükümetlerden gelen baskılar sebebiyle geçen yıldan beri moderatör rakamlarını hızla artırmaya devam ediyor.

Bickert, Reuters’a üçüncü parti danışman kurumlardan ve uzmanlardan terörizm karşıtlığı ve çocuk istismarına dair aldıkları öneriler üzerine topluluk standartlarının sürekli olarak evrildiğini söyledi. Standartlardaki bu güncellemenin yeni düzenlemelerle beraber sık sık devam edeceğini de sözlerine ekledi. Her iki haftada bir düzenlenecek “İçerik Standartları Forumu” toplantılarıyla standartlarda ihtiyaca göre değişikliklere de gidilebilecek.

İçerik Politikası ekibinin başında bulunan Mary deBree, bütün bunlara ek olarak Facebook’un Mayıs ve Haziran aylarında çeşitli ülkelerde halka açık forumlar düzenleyeceğini de duyurdu.

Facebook’un kullanıcıların erişimine açtığı sansürlenen görüntüler ve yazılar hakkında detaylı kurallar sunan toplum standartları 8 bin kelimeden oluşuyor. Örneğin, yamyamlık sonucu yaralanan insanların görüntülerini paylaşmak yasakken, aynı video bilimsel veya tıbbi bir amaç adına paylaşılıyorsa ekrana konan bir uyarıyla yayınlanabilecek.

Reçeteli ilaçların, kenevirin ya da ateşli silahların sosyal ağ üzerinden alımı ve satımı ise daha önce olduğu gibi tabu olarak korunuyor, ancak bu konular üzerinde konuşulup konuşulamayacağına dair daha detaylı bilgi veriyor. Taciz ve zorbalık üzerine olan maddeler ise daha da detaylandırılmış durumda. Küçük yaşta olanlara küfür etmek yasak ve nadir haber değeri bulunan durumlar hariç hacklenmiş bir kaynaktan elde edilen içerikleri de yayınlamak yasak.

Yerel kanunları ihlal etme olasılığı olan paylaşımlar için ise Facebook yetkililerden yazılı talep bekliyor. Bu yazılı talepler şirketin hukuk ekibi ve danışman avukatları tarafından inceleniyor. Topluluk standartlarına uygun ama yerel kanuna aykırı içerikler küresel değil, sadece yerel bazda engelleniyor. Örneğin Tayland’da kraliyet ailesinin aleyhinde konuşmak kanunen yasak, bu kanunu ihlal eden Facebook içerikleri sadece Tayland ülkesi sınırları içerisinde yayınlanamıyor.

Toplum Standartları’nın değişmeyen handikapı ise yanlış bilginin yayınlanmasını engelleyememek. Ancak şirket en azından yanlış bilgilerin yayılıp paylaşılmasını azaltmaya çalışıyor. Kişisel verilerin uygunsuz kullanımı gibi çetrefilli konularda ise Facebook çok fazla yenilik getirmiş değil.

Yazının aslı The Globe and Mail‘de yayınlanmıştır. (Derleyen: Yağmur Çenberli)