Kremlin tarafından da aynı açıklama yapılarak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı arayarak başsağlığı dilediği belirtildi. Liderlerin görüşmede İdlib’de yaşanan süreci ve saldırıya ilişkin bilgileri de paylaştığı öğrenildi.
‘SALDIRI DAHA KARARLI HALE GETİRDİ’
Fahrettin Altun, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle yaptığı toplantıda, görüşmeye ilişkin bilgi verdi. Altun’un açıklamalarından satırbaşları şöyle:
* Sayın Cumhurbaşkanımız, şehitlerimizin kanlarının asla yerde bırakılmayacağını açık ve net şekilde vurgulamıştır.
* Rejim hedefleri, Türkiye Cumhuriyeti açısından meşru hedeftir.
* Sayın Cumhurbaşkanımız bu tür saldırıların Türkiye’yi İdlib konusundaki yaklaşımından geri çevirmediği gibi tam tersine daha da kararlı hale getirdiğini belirtmiş, Astana sürecinin taraflarının ve uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurgulamıştır.
* 33 askerin şehit olduğu saldırıdan birinci derecede Esad rejimi sorumludur. Rusya ise gerek ikili ilişkilerimiz çerçevesinde gerek Astana ve Soçi mutabakatları kapsamında rejimin saldırılarını durdurmalı, engel olmalıydı.
‘ULUSLARARASI KAMUOYUNDAN DESTEK GÖREMEDİK’
* Türkiye milli güvenlik sorunundan kaynaklanan ‘terörü kaynağında kurutmak’ ve mülteci sorununu çözmek için ‘güvenli bölge oluşturulması’ için irade gösterdi, adımlar attı. Eğer adımlar atılmasaydı kriz Türkiye’ye sıçramış olacaktı, gündelik hayatlarımız büyük ölçüde tarumar olacaktı.
* İdlib Türkiye açısından hem milli güvenlik meselesi hem de insani boyutu ile hayati meseledir.
* Süreç boyunca uluslararası kamuoyundan yeterli desteği görmedik. Aksine zaman zaman bizden değil, terörden yana tavır takınıldığını gördük.
* Batılı ülkeler Suriye krizine ‘bize mülteci gelmesin, bize yabancı savaşçı gelmesin’ perspektifi ile baktı.
* 10 Şubat 2020’den bu yana TSK’nın düzenlediği operasyonlar kapsamında; 2038 Rejim askeri etkisiz hale getirildi. 48 Tank, 29 zırhlı araç, 53 obüs, 27 askeri araç, 9 mühhimat deposu kullanılamaz hale getirildi.
* TSK’nın Suriye sahasındaki tüm faaliyetleri TBMM’nin verdiği yetki temeli ve yetki kapsamında gerçekleştirilmektedir.
‘UÇUŞA YASAK BÖLGE GEREKLİDİR’
* Esad, ulusulararası toplumun kayıtsızlığından faydalanarak, etnik temizlik yapıyor, insansızlaştırma hayalini gerçeğe dönüştürmeye çalışıyor. Ruanda, Bosna-Hersek’de yaşananlar karşısında bazı liderler üç maymunu oynamıştı. İdlib için de aynı durum söz konusu.
* Uluslararası toplum sivil halkı korumak için harekete geçmeli. Uçuşa yasak bölge hava saldırılarına son vermek için gereklidir.
* NATO ile ilgili metinler, maddeler Türkiye’nin desteklenmesini gerektiriyor.
* Namlusunu Türk askerine doğrultan Esad ile diyaloğa çağıran Türkiye’deki aktörleri milletin vicdanına havale edeceğiz.
‘AVRUPA VE ABD’Yİ İŞBİRLİĞİNE DAVET EDİYORUZ’
* İdlib düşerse milyonlarca mülteci Türkiye’ye, Avrupa’ya kaçmaya çalışacak. Yeni mültecilere Türkiye’nin yardım etme, kaynak üretme imkanı kalmamıştır.
* Türkiye 4 milyon mülteciyi ağırlıyor. AB başta olmak üzere Türkiye ile müttefiklik ilişkisi olanlar sorumluluklarını yerine getirmiyor.
* İdlib’de 4 milyon sivil yaşıyor. İdlib’te yaşananlar, Türkiye-AB mülteci anlaşmasını uygulanamaz hale getirmiştir.
* Yeterli desteği alamayan Türkiye, yeni sığınmacı yükünü kaldıramaz. Bu yük herkes tarafından paylaşılmalı. Türkiye Avrupa ve ABD’yi bölge için işbirliğine davet etmektedir.
* Türkiye mültecileri hiçbir zaman silah olarak kullanmadı. Türkiye her türlü işbirliğine açıktır.
Fahrettin Altun, bugün ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere devlet başkanları ile Erdoğan arasında da görüşmeler olacağını da açıkladı.
Güncelleme Tarihi: 29 Şubat 2020, 16:42