BDP Mersin İl Örgütü, 2. Olağanüstü Kongresi'ni 33 Düğün Salonu'nda gerçekleştirdi. BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP Mersin ve Adana il ve ilçe yöneticilerinin hazır bulunduğu kongreye, Mersin'deki emek ve demokrasi güçlerinin yanı sıra yüzlerce kişi katıldı. Yoğun ilginin gösterildiği kongrede; salonun dolması nedeniyle çok sayıda kişi dışarıda kaldı. Öte yandan kongrenin yapıldığı binanın çevresinin TOMA araçları ve yüzlerce polis ile ablukaya alınması dikkat çekti.
"Demokratik siyasetle demokratik özgürlüğe", "Diyalogdan müzakereye mücadeleyi yükseltelim", "Jin jiyane jiyan dayike dayik zımane" yazılı pankart, PKK lideri Abdullah Öcalan ile geçtiğimiz ay yaşamını yitiren BDP Mersin Eski İl Başkanı Halis Ernarici'nin dev posterlerinin yanısıra PKK ve KCK bayrakları kongre salonuna asıldı. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşuyla başlayan kongre, divan oluşumu ve açılış konuşmalarıyla devam etti.
KIŞANAK’A BÜYÜK İLGİ
Salona alkış ve zılgıtlar eşliğinde gelen BDP Eş Genel Başkanı Kışanak halkın yoğun ilgisiyle karşılanırken, Kışanak konuşmasına geçtiğimiz ay yaşamını yitiren BDP eski Mersin İl Başkanı Ernarici anarak başladı.
"Yitirdiğimiz yoldaşlarımızın anısına bağlılığın bir gereği olarak daha güçlü mücadele sözü veriyoruz. Biz değerleri sadece anmak değil aynı zamanda yaşamak ve yaşatmak zorundayız" diyen Kışanak, BDP’de herkesin bir parti yöneticisi gibi çalışma espirisiyle yaklaşıldığının altını çizdi. "Biz herhangi bir parti değiliz. Bizim partimizde bir göreve tali olmak bir sorumluk almak halkın hizmetinde olmaktır. Bizim partimiz yoldaşlar, değerler, ilkeler, emek ve fedakârlık partisidir. Biz de onlarla bu mücadeleyi büyütüp zaferle taçlandıracağız" diye kaydetti.
Kışanak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan demokratik çözüm sürecine de değindi. Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullara dikkat çeken BDP Eş Genel Başkanı sürecin artık “beklentiye terk edilemeyeceğini” belirtti.
ÇÖZÜM SÜRECİ ÖCALAN’IN FEDAKARCA ÇABASININ ÜRÜNÜ
Kışanak şöyle konuştu:
"Onurlu bir barışı analarımıza hediye edinceye kadar güçlü bir çalışma ve mücadele içerisinde olmalıyız. Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan, 13 yıldır adeta bir ölüm çukurunda ancak iğneyle kuyu kazarcasına adım adım, ilmik ilmik, yol yol çözüm konusunda bir olanak ortaya çıkardı. Bu saygı duyulması gereken bir emektir. Sayın Öcalan’ın, bir kaç metrekarelik bir alanın içerisinde sabah akşam halkını özgürlüğünü, demokratik mücadelesini ve barış düşünerek geçirdiği bir fedakarlık tarihi var önümüzde. Başlatılan çözüm süreci Öcalan'ın fedakarca çabasının bir ürünüdür.
SÜREÇ BEKLENTİYE TERK EDİLEMEYECEK BİR SÜREÇ
Öcalan heyetimizle yaptığı son görüşmede şunu açıkça söylemiştir, 'Hükümet bu süreçte üzerine düşeni yapmadı. Yanlış yaptı. Ortaya çözüm ve barış olanağını değerlendirebilecek bir kapasite ve yaklaşım içerisinde olmadılar. Hükümete ve devlete gelen heyet aracılığıyla çözüm konusunda yeni bir fırsat yaratmak için önlerine yeni öneriler koydum. Bu konuları tartışsın, değerlendirsin çözüm imkanını heba etmeyen bir yaklaşım içerisinde olsunlar. Aksi taktirde ben halkımla birlikte bugüne kadar nasıl mücadele ettiysem, bundan sonra da halkımla birlikte bu mücadeleyi daha güçlü bir şekilde yürütebiliriz' dedi. Öcalan heyetimizin 3 Ocak'ta İmralı'ya gittiğinde aynen şu sözleri söylemiştir, 'Ben süreci gençliğe, kadınlara emanet ediyorum. Siz bu sürecin sahibi olacaksınız, siz bu süreci gözünüz gibi koruyacak ve büyüteceksiniz' dedi. Gelinen aşamada da hükümetin yanlışlarına eksikleri takılıp, kalacak halimiz yoktur. Biz doğru bildiğimiz yolda tüm Türkiye haklarıyla birlikte yürüyeceğiz. Bu süreç artık geri götürülemez, beklentiye terk edilemeyecek bir süreçtir. Artık Kürt sorununun beklenmeye, ötelenmeye, oyalanmaya zerre kadar tahammülü kalmadı.”
ANADİL VURGUSU
Öcalan'ın, heyetle yaptığı son görüşmede anadilde eğitim konusuna değindiğini aktaran Kışanak, "Öcalan 'niye hükümete bu kadar minnet ediyorsunuz, niye kendi okullarınızı açmıyorsunuz, niye evlerinizi, kurumlarınızı, partilerinizi birer anadilde eğitim veren mekanlara çevirmiyorsunuz. Siz yapın kapatmak isterlerse ölümüne direnin' demiştir. İşte yapılması gereken budur. Biz doğru olanı yaşayacağız. Engel olmak isteyene karşı da amansız bir şekilde mücadele edeceğiz" diye belirtti.
SORUN 'ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKARARAK' ÇÖZÜLMEZ
AKP hükümetin yarın açıklayacağı, "demokratikleşme paketi" ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kışanak, şunları ifade etti: "Bu demokratikleşme paketi çözüm sürecinin ikinci aşamasında yerine getirilmesi gereken bir sorumluluktu. Çözümü ilerletebilecek bir aşamaya denk düşen bir beklentiydi. Bunu hükümet de çok iyi biliyor. Fakat yaşananlar, bunun tam aksidir. Bu paketin Kürt sorununun çözme ve süreci ilerletme konusunda artık bir kapasitesi ve anlamı kalmamıştır. Kürt halkının temsilcileriyle Türkiye demokrasi güçleriyle ve demokratik kamuoyuyla konuşmadan, tartışmadan, müzakere etmeden hazırlanan bir paketin halkın ihtiyaçlarına cevap vermeyeceğini herkes çok iyi biliyor. Zaten bu süre içerisinde bir taraftan 'paket geliyor' derken, bir taraftan da pakette nelerin olmayacağını Sayın Başbakan ve AKP hükümetinin yetkilileri de defalarca ifade etti. Böylece paketin içerisini kendileri boşalttılar. Şimdi o boş paketi şovla doldurmaya çalışıyorlar. Günlerdir bir propaganda furyası 'paket açıklandı, açıklanacak aman bizi bekleyin, ekranların başında durun' diyorlar. Sayın Başbakan sen de biliyorsun Allah da biliyor, kulda biliyor ki, o paketin içi bomboştur, şovla da dolmaz. Bu yaklaşımdan şöyle bir taklit anlayışını da görüyoruz. Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan Newroz'da bir deklarasyon yayınlayacaktı. Tüm dünya kamuoyu hiçbir reklam yapmadan, hiçbir şova gerek duymadan o günü bekledi. 'Aman bizi bekleyin' demedik. Ama bütün dünya, tüm Türkiye halkı ve Kürt halkı şunu iyi biliyordu ki; Sayın Öcalan çok ciddi bir liderdir. Sayın Öcalan çözüm ve barış konusunda kararlı olduğunu söylediyse bunun gereğini yapar, bunun sözünü tutar ve bütün dünyaya ilan eder. Herkes bunu bildiği için Newroz'da nefesini tuttu, Sayın Öcalan'ı bekledi. Ama şimdi Başbakan aynısını içi boş bir paketle Sayın Öcalan'ı taklit etmeye çalışıyor. O paketin dolu olsaydı, zaten reklama gerek yoktu."
Kürt sorununun "şapkadan tavşan çıkararak" çözülemeyeceğini dile getiren Kışanak, "Kürt sorunu ciddiyetle çözülecek sorundur. Bu sorunun bir halk sorunu olduğunu anlayacak kadar olgunlaşamazsınız bu paketin içerisini dolduramazsınız. Sözlerimiz objektiftir tamamen AKP'nin aynasıdır" dedi. Başbakan Erdoğan'ın "siyasal Kürtçülük yapmayın, siz aşınıza işinize bakın. Bu siyaset karın doyurmuyor" sözlerine tepki gösteren Kışanak, "Bu sözü söyleyen Başbakan'ın utanması lazım. İnsan haklarının bütün belgelerinde çok açıkça ifade edilir ki: insan maddi ve manevi varlığıyla bir bütündür. İnsana 'dilini, kültürünü, tarihini bir kenara bırak, yemek yiyen makine olarak karşıma gel' dersen insana hakaret edersin. Bu bize yakışmaz sana yakışıyorsa sen dilini, kimliğini kültürünü, inancını yani maneviyatın tamamını bir kenara bırak, sadece yemek yiyen bir makine olarak ortaya çık. Bu bize ve insanlığımıza hakarettir asla kabul etmeyiz" şeklinde konuştu.
2014 Mart ayında yapılacak yerel seçimlerin kendileri için çok önemli olduğunu ifade eden Kışanak, "Artık metropollerde bir Akdeniz Belediyesi değil onlarca Akdeniz Belediyesi kazanacak imkânlar vardır. Mersin Türkiye'nin prototipidir. Mersin'e bakarsanız, tüm Türkiye'ye görebilirsiniz. Burada demokratik anlayışı geliştirebilirsek, inanın ki; Demokratik Cumhuriyeti o gün ilan edebiliriz. Bu bizim boynumuzun borcudur" dedi.
Yapılan konuşmaların ardından mali ve faaliyetler raporları okundu. Tek liste ile gidilen seçimde BDP Mersin İl Başkanlığı'na Halis Değer seçildi. / anf