CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun pandemi toplantısına çağrılmamasını eleştirdi.
Kılıçdaroğlu özetle şu mesajları verdi:
- CHP olarak çok zor günlerden geçtiğimizin bilincindeyiz. Biz her söylemimizin belli bir sorumluluk içinde dile getiririz. Aklımıza geleni söylemeyiz. Az önce değerli bir siyasetçiyi Osman Durmuş'u sonsuzluğa uğurladık. Ailesine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
- Her yerde her ortamda gerek ben gerek bütün arkadaşlarım ısrarla şunu söyleriz, terör nereden ve kimden gelirse gelsin, teröre karşı hep beraber ortak duruş sergilemek zorundayız. Terörün partisi, kimliği, inancı yoktur. Teröristin temel amacı insanı yok etmektir. Terör eylemleri dünyanın neresinde olursa olsun hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Hatay'ın İskenderun ilçesinde dün akşam bir terör eylemi gerçekleştirilmek istendi ama güvenlik güçlerimiz gerekli çabayı göstererek en azından bir can kaybı olmamasını sağladılar. Yaralanan güvenlik görevlilerimize şükranlarımızı sevgilerimizi gönderiyoruz.
- Pandemi hepimizi tehdit ediyor. Dolayısıyla bir salgın hastalıkla mücadelenin topyekün olması lazım. Hükümetin, valiliklerin, yerel yönetimlerin hep beraber salgın hastalığa karşı mücadele etmemiz gerekiyor. Bu bizim insani görevimizdir. Burada bir parti ayrımı yaparsak en büyük zararı insanımıza vermiş oluruz. Salgın hastalık varsa hangi partiden, hangi kimlikten olursa olsun bütün vatandaşlarımızı salgından kurtarmak için elimizden gelen bütün çabayı göstermek zorundayız. Yaptığımız bütün açıklamalarda da hükümete önerilerimizi söyledik, kabul edilir veya edilmez. Eğitimde neler yapılmalı, esnaf için neler yapılmalı... Akılda kalsın diye madde madde saydık.
- İstanbul için bir toplantı yapılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı davet edilmiyor. Niçin? Bir sindirememişlik var burada. Başarıyı sindiremiyorlar. Yani demokrasiyi sindiremiyorlar. Ekrem Bey İstanbulluların oyuyla geldi. İstanbulluların büyükşehir belediye başkanı. Ekrem Bey görevini yaparken bunlar AKP'li hizmet götürmeyelim dedi mi? Asla demedi.
- O büyükşehir belediye başkanı senin de büyükşehir belediye başkanındır. Demokrasiye inanacaksın, demokrasinin gereğini yapacaksın. Her şeyden daha önemlisi ahlakın gereğini yapacaksın. Ben Saray'ın valisiyim diyorsan aracına Türk bayrağı değil AKP'nin bayrağını takacaksın. Ama ben valileri devletin valisi olarak görmek istiyorum. Her görüşten insanın sorunlarını dinleyen bir kişi olarak görmek istiyorum. Vali bu değeri mutlaka bilmeli. Valiler gerekçe uydurmaz. Gerekçe uyduracak bir pozisyona düştüysen kusura bakma sen vali değilsin. Koltuk için onurunu satan vali olmaz. Korkak adamdan vali olmaz. Vali dediğin cesur olur, dirayetli olur.
- Bütün bunlar yapılırken devleti yöneten insanların geleceği düşünmesi lazım. Üç adım sonra ne olabilir, hangi riskle karşılaşabilirim onun önlemini alır devleti yöneten kişi. Herkes aşı peşinde, biz de aşı ısmarladık. 1.5 milyon doz. Almanya'nın da bizim kadar nüfusu var 25 milyon doz. Bizde 1.5 milyon... Niçin? Bizim insanımız değersiz mi? Bizim insanımız ölüme mahkum mu? Yine olan garibana olacak. Bu tabloyu bütün milletvekili arkadaşlarım Türkiye'nin neresine giderlerse gitsinler bunu anlatsınlar. Bizim insanımız değerlidir. İnsanımızın sağlığı da değerlidir. Sağlığın güvencesi ülkeyi yöneten otoriteridir.
- Aşı ithal edeceksiniz 11 Eylül'de dilekçe veriyorsunuz 14 Ekim'de aşılar başka yere gitti deniyor. Böyle bir devlet yönetimi olmaz. Bunu özellikle AK Parti'ye oy veren vatandaşlara söylüyorum. Referandumda da evet oyu verdi o vatandaşların büyük bir kısmı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gelirse işler çok hızlı ilerleyecek dendi. Bakanlar bile görüşemiyor Erdoğan'la.
- Günümüz kadıların satın alındığı gündür. O yüzden devlette adalet yoktur. Baskıyla kendi düşüncenizi hayata geçirmeye çalışıyorsunuz. Enis Berberoğlu hakkında her mahkeme kafasına göre bir karar verdi. Anayasa Mahkemesi'ne gitti ve AYM dedi ki burada bir hak ihlali var dedi. Ama bizim yeni Zekeriya Öz'ümüz talimat aldı, ben bu kararları uygulamam dedi. Peki sen hâkim misin? Ben gücümü nereden alıyorum? Hayır vicdanından hukukun üstünlüğünden değil ben gücümü saraydan alıyorum. Ben yeni Zekeriya Öz'üm diyor. Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü maddesi (madde 11) ihlal edildi. 14. madde temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmaması. 19 madde; kişi güvenliği ve hürriyeti maddesini ihlal etti. Hak arama hürriyeti. 40. madde temel hak ve hürriyetlerin korunması. 60. madde ve 141. madde. Bunların tamamı askıya alındı. Değerli arkadaşlar hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun bir yasası var bu yasaya göre hâkimler hakkında bir soruşturma açılabilir Başkanı kim Adalet Bakanı. Bütün bu haksızlıklar karşısında Adalet Bakanı çıkıp bir cümle kurdu mu? Kurmadı. Sormak gerekiyor o koltukta sessiz kaldığın için mi sürekli oturuyorsun? Acaba oturup bir vidan muhasebesi yaptın mı? Koltuk meraklısı bir kişinin bu memlekete faydası olmaz.
- Bu tablo Türkiye'yi nereye götürür? Devlet ne zaman organize suç örgütü haline dönüşür? Adalet dağıtması gereken devlet ne zaman organize suç örgütü haline dönüşür? Anayasa'yı yasaları kaldırırsanız, hâkimler bir kişiden talimat alırsa o ülke aşama aşama organize suç örgütüne dönüşür. Türkiye'nin geldiği nokta budur.
('FETÖ’nün Siyasi Ayağı' adlı kitapçığın toplatılması) FETÖ’nün siyasi ayağı nerede? Onu gizliyorlar. İyi ki bu memlekette CHP var. Çıkardık FETÖ’nün siyasi ayağı. Neler var, MGK kararı var. Halkı kin ve nefrete yönlendiriyormuş… Erdoğan’ın açıklamaları, diğerlerinin açıklamaları, MİT’in FETÖ’yü eski yıllardan beri izlediğinin belgesi var. FETÖ’nün siyasi ayağı kimdir? Devletin kılcal damarlarına ve en kritik noktalarına yerleştiren kişi FETÖ’nün siyasi ayağıdır bu kadar basit.
- FETÖ’nün siyasi ayağının bir numaralı sorumlusunun Saray’da oturduğunu herkes biliyor. Bu kitap toplatmalar ne zamandan beri böyle. Darbe dönemlerinde olur. Şimdi 20 Temmuz sivil darbesinden sonra yapıyorlar. Zannediyorlar ki bunu topladığımız zaman Kılıçdaroğlu susacak. Senin feriştahın gelse bizi susturamaz. Biz bu memlekete sevdalıyız.
- Malatya'ya gidiyor. Servisçiler odası başkanı, o da AK Parti'li. Saygı duyuyorum. "Esnaf olarak müjde bekliyoruz" diyor. Erdoğan'ın verdiği yanıt, "Ne müjdesi ben müjde verdim zaten"... Başkan senin kulağın duymuyor mu, koskoca Erdoğan size ne müjdeler vermiş farkında değilsiniz. Askıda ekmek uygulaması başladı. Ekmek götüremiyorsan, git oradan ekmeği al evine götür, demek istiyor. Başkan devam ediyor, "işsiziz, evimize ekmek götüremiyoruz". "Bu bana çok abartılı geldi" diyor Erdoğan, "şu keyif çayını iç keyfine bak" diyor. Dalga geçmektir bu, bütün servisçilerle dalga geçmektir. Bunu kendi partilisine söylüyor. Servisçiler kim, bizim çocuklarımızı okula götürenler.
- Bir Türkiye Varlık Fonu kurdular. Devletin bütün büyük kurumları o fonun sermayesi oldu. Başkanı Recep Tayyip Erdoğan. Dünyada böyle bir örnek yok ama bizde oldu. Parayı çok seviyor çünkü. Başkan vekili de damat. Bunlar mart 2019'da Türkiye Varlık Fonu borç para istiyorum dedi. 1 milyar avro borç aldılar yurt dışından.
- Fransız mallarını alacak vatandaşta hal mi kaldı. Saray sosyetesi uygularsa uygulasın. Mesela Fransız uçakları var, satsın hemen. Emine Hanım'ın çantası var. Onu da sarayın bahçesinde yaksın, 'Protesto ediyorum' desin. / DUVAR