CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada AK Parti'yi şöyle eleştirdi: "19 yıl çarpı 365 tek hedef var CHP. Ne yaptık ya? Bir şey yaptık evet, hatalarını, yolsuzluklarını açıkladık tek tek. Bu bizim hakkımız ya. O vatandaşın hakkını kim savunacak arkadaş." Kılıçdaroğlu konuşması sırasında "Allahın izniyle bu firavunları göndereceğiz" deyince CNN Türk canlı yayın bağlantısını kesti.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
AFYON'DAKİ KENTSEL DÖNÜŞÜM: Kentsel dönüşümle ilgili Afyon örneğinden söz edeceğim. Kentin bazı bölgelerinin yenilenmesine ihtiyaç duyulabilir. Bu gayet doğaldır. Afyon'da da bazı alanlar için kentsel dönüşüm kararı alınıyor. Kentin merkezinde 400 liraya arsa mı var Allah aşkına. Değerlendir kentsel dönüşüm yap gitsin insanlar evlerinde rahat rahat otursunlar. Bu insanlar şehrin göbeğinde 400 liraya metrekaresi olur mu diye sitem ediyorlar. Belediye de biz bu kentsel dönüşümün hiçbir yerinde yokuz diyor. İşi yukarı bıraktıysan ucu saraya kadar gider. Ne versen yerle bunlar.
CHP NEYE ENGEL OLDU? Burada onlarla samimi bir görüşme yapmak istiyorum. Oy verdiniz 19 yıldır iktidar oldular. Tek başına oldular. Hiçbir zaman bir vatandaşıma dönüp de neden AK Parti'ye oy verdin diye özel bir yargılama yapmadım ama şu soruyu sormanın vakti geldi. Ak Parti ne yapmak istedi de Cumhuriyet Halk Partisi engel oldu? Bizi niye eleştiriyorsunuz? Bir haklı gerekçe ortaya koyun. Efendim tarihte şunlar bunlar oldu. E tarihte olmuşsa olmuş kardeşim. Sen geleceğe bak. Geleceği inşa edeceksin. Vatandaş sana görevi niye verdi? Geleceği inşa et diye. 19 yıl çarpı 365 tek hedef var CHP. Ne yaptık ya? Bir şey yaptık evet, hatalarını, yolsuzluklarını açıkladık tek tek. Bu bizim hakkımız ya. O vatandaşın hakkını kim savunacak arkadaş. Müsaade edin de hapsi biz göze alalım ve eleştirelim sizi. Bir daha soruyorum AK Parti'ye oy veren bütün kardeşlerimize. CHP oy verip iktidar yaptığınız AK Parti'nin yapmak istediği önemli bir şeyi biz ne zaman nerede engelledik? Yok böyle bir şey.
NE İSTEDİLERSE YAPTILAR: İstedikleri kişiye istedikleri ihaleyi veriyorlar mı? Veriyorlar. Biz insafsızca eşli çetelere verilen ihaleleri eleştiriyor muyuz? Eleştiriyoruz. Kimin adına? Tüyü bitmemiş yetim adına. AK Parti'ye oy verenlere sesleniyorum, bizim bu itirazımız haksızsa bırak ya ne olacak yani 83 milyon kişi bir avuç kişiye çalışsın diyorsan bunu açıkça söyle ben de seni tanıyım. Ama bunu böyle söylemeyeceğini biliyorum. Kuran'ı Kerim'le dalga geçeni büyükelçi atadın mı? Atadın bir de Müslüman geçiniyorsun. İstedikleri bütçeyi yaptılar mı? Yaptılar. İstediklerine vergi teşviki verdiler mi? Dünyanın teşvikini verdiler. Biz yanlıştır diyoruz kıyameti koparıyorlar. Fakirin fukaranın hakkını savunmak ne zamandan beri suç oldu, eleştiri konusu oldu. Kibir iktidarı bu iktidar. Biz hep beraber fakirin fukaranın hakkını savunacağız. firavunlara yol göründü göstereceğiz onlara göndereceğiz onları. Biz yanlış yapıyorsunuz dedikçe koro halinde üstümüze saldırıyorlar. Bu bizim haklı olduğumuzu, vatandaşın hakkını savunduğumuzu gösterir.
İSTEDİKLERİNİ SATTILIR: Şu soruyu da sormak lazım AK Parti'ye oy veren kardeşlerimizin sorması lazım. 19 yıldır oy verdiniz, tek başına iktidar oldular. İstediklerini sattılar, istedikleri kadar vergi topladılar. 19 yılın sonunda hangi sorununuzu çözdüler? Öyle ya bir değil beş değil 19 yılda bu vatandaşın hangi sorununu çözdüler? Ama kendi sorunlarını çözdüler. Paraları azdı dolar milyarderi oldular. Çeteler oluşturdular, dolar bazında ihale verdiler. Ve vatandaşa dönüp biz milliyiz yerliyiz efsanesini yerleştirmeye çalıştılar. Hadi canım senin yerliliğin milliliğin. Vatandaşın hiçbir sorununu çözmüş değiller.
DÜNYANIN PARASI NEREYE GİTTİ? Eğitim sorunu, çözdüler mi? Neden? Para yok diyemezler. Dünyanın parası var. Sözde her öğretmene bilgisayar vereceklerdi, internet altyapısı oluşturacaklardı. 19 yıl. Dünyanın parası, nereye gitti? Hâlâ İstanbul dahil birleştirilmiş sınıflar var. Afrika'dan söz etmiyorum. 21. yüzyılın Türkiye'sinden söz ediyorum. Derslik sayıları yetersizdi. CHP'nin genel başkan olarak çağrı yaptım. Bize Milli Emlak'tan arsa gösterin size okul yapıp teslim edeceğiz dedik. Ona bile sırtlarını döndüler. Sen koskoca devleti yönetiyorsun okul yönetiyorsun, yapamıyorsan bırak ben yapayım ya. Ver arsayı yapalım. Bunu bile yapmadılar. Kibir yüzünden. Ne dedim? Allah'ın izniyle bu firavunları göndereceğiz. Göndermek bizim boynumuzun borcudur.
HERKES ŞİKAYETÇİ: Ekonomide sorunlar çözüldü mü? Kırşehir'e gittim. Esnafı dinliyorsun felaket. Sizler de gittiğiniz yerde en son Aksaray'a giden vekillerimiz bütün ilçelerini gezdi. Herkes şikâyetçi. Devleti yönetenler sorunun farkında mı? Saraydan bakınca böyle bir sorun yok. Maaş desen adamın 4-5 maaşı var. Açlık diye bir şey yok ama sarayın dışında var. Bir devleti yöneten kişiyi düşünün sarayın dışına çıkamıyor. Esnafa el uzatıp merhaba diyemiyor. AK Parti milletvekilleri de çıkamıyor alana. O görev bize düşüyor, biz yapacağız.
HANİ SİZ YERLİYDİNİZ: Cumhurbaşkanımızın talimatıyla başlayıp döviz ve faizden söz ediyorlar. Döviz milli mi hayır faiz milli mi hayır. Hiç yatırımdan söz ediyorlar mı, kalkınmadan, işsizlikten, istihdamdan söz ediyorlar mı? Dikkat buyurun döviz ve faizi sürekli ekonominin ana ekseni olarak gördüğümüz andan itibaren kendisini yurt dışındaki sermayeye teslim etmiş sayılırsınız. Para gelecek döviz gelecek. O zaman biz kurtulacağız. Hani siz yerliydiniz, milliydiniz?
SARAYDAN BAKINCA BÜTÜN ODALAR AÇIK: Erdoğan açıklama yapıyor, 'kapanan falan yok' her şey ortada. Saraydan bakınca bütün odalar açık. Altın klozetli tuvaletler. Bütün şatafat var. Dükkânlar kapandı. Ben hayret ediyorum ya bunlar devleti nasıl yönetiyor. Hiç değilse Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesi var. Bu gazeteyi CHP çıkarmıyor. Devletin çıkardığı gazete 2020 yılında 99 bin 588 esnaf meslekten ve sicilden terkinini istemiş. Ne diyor Erdoğan nereden çıkardınız? Böyle bir insan devleti yönetemez. Halkının derdini sorunlarını bilmeyen bir kişi TC'ni yönetemez. Günde ortalama 273 esnaf ve sanatkâr dükkânını kapatmış. Hâlâ nereden çıkardınız bunu diyor.
ERDOĞAN'IN HABERİ YOK: Kapalı olanlara bir de elektrik faturası geliyor. Elektrik borcunu istiyor vatandaştan. Gelir yok ama elektrik borcunu ödeyeceksin diyor. Vermezsen kapatırım diyor, tehdit ediyor açıkça. Erdoğan'ın bunlardan haberi var mı acaba? Asla haberi yok. Tiranlar halkının içinde bulunduğu durumu asla göz önünde bulundurmazlar. Onlar kendi saraylarında kendi yarattıkları güçlere inanırlar. Kibirleri vardır onların. Vatandaki hakir görürler. Ezilmesi gereken insanlar olarak görürler. Kendilerini eleştirenlerin en ağır cezayı almasını isterler. Bu firavun düzeninden memleketi kurtaracağız.
DÜKKANLAR KAPALI ULUDAĞ SERBEST: Dükkânları pandemi dolayısıyla kapatıyorsun, miting serbest, Uludağ’da eğlenmek serbest. Ne yaparsanız yapın sonuna kadar savunacağız.
ESNAFI BATIRAN ADAM: Bu ara bir de adam tartışması çıktı. Bu kadar zavallıyı, acizi hiç görmemiştim, tanık da olmamıştım. Ama ben sana adam diyorsan bir şey söyleyeyim. Esnafı batıran adam Recep Tayyip Erdoğan. Bundan daha güzel bir tanım mı var? Doğru mu? Yüzde 100 doğru. Esnafı batırdın mı? Batırdın. Kim batırdı? Sen batırsın. Herkes bunu bilmeli. Biz zaman zaman gazetelerde yer alan fotoğrafları kullanıyoruz. Biz bu fotoğrafları çekmiyoruz. Çöp konteynerlerinden yemek toplayan anne ve babalar. Bunlar yanlıştır olmaz diyoruz. O nedenle biz diyoruz ki bu garabete son vereceğiz. Nasıl? Aile destekleri sigortasıyla. Hiçbir ailenin gelirim yok perişan olduk demeyeceği bir Türkiye. (Rastgele çekilen fotoğraflarla milletimizi karanlığa sürüklemeye çalışıyor) Büyü bir pişkinlikle yalanlarında ısrar edebiliyorlar. Fotoğrafı ben çekmedim. Kaldı ki o pazar artıklarından bir şeyler toplayanları herkes görüyor. Sevgili Erdoğan sen istiyorsan gel sen de gez akşam pazar artıklarının nasıl toplandığını sen de gör. Gelebilirsen! Türkiye'yi ne hale soktuğunu öğrenmek istiyorsan gel oraya. Gelebilir mi? Gelemez.
ÇİFTÇİYİ BATIRAN ADAM: Çiftçiyi batıran, esnafı batıran adam Recep Tayyip Erdoğan. Kime hizmet ediyor Recep Tayyip Erdoğan? Paralar kime gidiyor? Yüksek faize karşıyım diyor. İndir elinden tutan mı var. Ben indirmek istiyorum birileri istemiyor. Kim? Londra'daki tefeciler. Londra'daki tefeciler diyor ki indirme bak indirirsen gösteririz. Devleti sen mi yönetiyorsun ben mi? Karşıysan adam gibi çık ben bunu indireceğim de. Diyebilir mi? Diyemez. O yüzden RTE devleti yönetemez. Bu hale getirdi devleti.
OY VEREN 107 KİŞİ YARGITAY'IN YÜZ KARASIDIR: Nitelikli insan kalmadı devlette. Nitelikli insanları düşman olarak görmeye başladılar. İrfan Fidan. Cumhuriyet Başsavcısıydı. 1 Aralık'ta Yargıtay seçimi yapılacak. Genel sekreter 1 Aralık'ta değil daha sonraki bir tarihte yapacağız dedi. 24 kadımda bir genelde çıktı. Sonra 27 Kasım'da HSK toplandı İrfan Fidan'ı Yargıtay üyeliğine seçti. 20 gün sonra seçim yapıldı. E hani pandemi vardı? Talimat üzerine seçim yapıldı. Ve İrfan Fidan 107 oy aldı. 20 günlük bir adam Yargıtay'a gelmiş, yıllarını Yargıtay'a veren emek harcamış insanlar dururken 20 günde 107 kişi bunu nasıl nereden tanıdı? Talimat aldılar. Yargıtay'ın 107 kişi Yargıtay'ın yüz karasıdır. Bu kişi aynı zamanda bilgi hırsızı. Bilgi hırsızı olan biri Anayasa Mahkemesi'ne üye mi olur ya! Akıl var, mantık var, hak var, hukuk var ya! Hırsızlık yapanı gelip mahkemede baş hâkim yapıyorsun. Hırsızları yargılayacak! Böyle bir düzen. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir düzen.
HEPİNİZ MİLİTANSINIZ: Bizim milletvekili arkadaşımız bir açıklama yapıyor. 'Vali militan yargıçlar militan alınan kararları görüyoruz' diyor. Vay sen misin militan diyen. İşte sana militan. Dünya kadar militan var. Tekirdağ'da çocukların karnesini dağıtan kim? Ak Parti İl Başkanı. Veren kim? MEB Müdürü. Al sana militan. İçişleri Bakanlığı bir yazı yazıyor bütün valiliklere, hepiniz dava açın diyor. Dava açmazsanız namertsiniz. Hepiniz militansınız. Hepiniz yolsuzluğun, ahlaksızlığın militanısınız.
YARGIDA TUZ KOKTU: Yargı etiği bildirgesi. Yani yargıdaki ahlakın bildirgesi. Ne zaman hazırlanmış? 14 Mart 2014 tarihinde. Çok güzel şeyler var. Bütün evrensel kurallar var içinde. 'Bu bildirge T.C. hâkim ve savcıların takip edecekleri etik ilkeleri belirleyen bağlayıcı bir belgedir' diyor. Fidan'ın atanmasıyla o söz çöp sepetine atandı. HSK da bunun unsurudur. O kurul ve Anayasa Mahkemesi'ne yapılan atama yargıda tuzun koktuğunu gösteriyor.
NAMUS VE ŞEREF ÇÖP SEPETİNDE: 20 günde seni kim tanıdığı? 107 kişi talimatla sana oy verdi. Çürüyen bir devlet yapısı içinde çürüyen bir adalet yapısı var. Asla vicdanının emrine uymayacaksın sen. Aldığın talimatın gereğini yapmak için sen zaten Anayasa Mahkemesi'ne seçildin. Bir kişi onur, şeref sahibiyse o görevden ayrılır kardeşim. Erdoğan da namusu ve şerefi üzerine ant içmişti. Şimdi o namus ve şeref nerede? Çöp sepetinde. Tuzun koktuğu bir dönemdeyiz.
MELİH BULU'YA MESAJ: Aradan uzun zaman geçti. Bütün öğretim üyeleri de öğrenciler de senin atanmana karşı. Doğru ve geleneklere uygun bir atama değil. Bilim insanları bir makama oturunca bilim insanı olmaz. Makam sadece bir yönetim alanıdır. Orada oturur ve yönetirsiniz. Üniversiteler sıradan kuruluşlar değildir. Üniversiteler bilgi üretirler. Bugüne kadar bir yardımcı dahi bulmadım. ODTÜ'de Parlar bir dönem rektörlüğe atanır. Fakat itiraz gelir güven oyu isteyeceğim der. Çok az bir farkla kendi bölümünde güven oyu almaz. Benim bölümümde bile güven yoksa ben rektörlük yapamam dedi. Onu saygıyla anıyoruz. Boğaziçi Üniversitesi'nin yeni atanan rektörü de bu tarihsel gelişmeden ders çıkarmalı. Kavgaya gerek yok. Görevi bıraktığınız zaman bilime olan saygınız artacaktır. / DUVAR
Güncelleme Tarihi: 26 Ocak 2021, 21:35