İMAMOĞLU’NDAN İLK AÇIKLAMA
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i makamında ziyaret eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kaftancıoğlu’na verilen cezaya dair konuştu. İmamoğlu’nun söyledikleri şöyle:
“Türkiye’nin hukuk yoluyla gündem yaratarak, insanları kutuplaştırmaya ihtiyaç yok. Karar üzücüdür. Karar can sıkıcıdır, Canan Kaftancıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisinin il başkanıdır. Bu hukuksuzluğun ise mahkemelerde giderileceğine inanıyorum. En doğru kararı vereceklerine inanıyorum. Canan Hanım’a sonuna kadar destek olacağım. Umut ediyorum eli bu sorun çözümlenecek. Bu millet için kol kola üretmeye devam edeceğiz.”
‘İMAMOĞLU ADLİYEYE GELDİ’
İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava katılanların çok kalabalık olması nedeniyle İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin zemin kattaki büyük salonunda yapıldı. Duruşmaya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP milletvekilleri ve belediye başkanlarının yanı sıra Almanya, Hollanda ve İngiltere konsolosluk temsilcileri de katıldı. Yaklaşık 200 kişilik salonun sanık sandalyelerinin ilk iki sırasına polisler oturtulmuştu.
NAZIM HİKMET’İN HİCVİ DOSYAYA DELİL OLARAK EKLENDİ
Mahkeme başkanı Akın Gürlek, duruşmaya başlamadan önce 18 Temmuz’daki duruşmadan sonra “itham edici bir şiir okuduğunu, bu şiirin sosyal medya hesabından paylaşıldığını, bununla ilgili evrakların dosyaya eklendiğini” söyledi.
Kaftancıoğlu, duruşma sonrasında kalabalığa seslenmiş, “Duruşma salonunda yaşadıklarımı anlatmayacağım. Savcının hazır mütalaa ile geldiğini görünce aklıma Nazım Hikmet’in bir şiiri geldi” dedi.
Kaftancıoğlu’nun okuduğu Nazım Hikmet’in Peyami Safa’ya hicviydi. Hiciv şöyleydi:
Sen bu kavgada
bir nokta bile değil,
bir küçük, eğri virgül,
bir zavallı vesilesin!..
Ben kızabilir miyim sana?
Sen de bilirsin ki, benim adetim değildir
bir posta tatarına
bir emir kuluna sövmek,
efendisine kızıp
uşağını dövmek!
Gürlek, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve davaya katılan diğer kişilerin avukatlarına söz hakkı verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ferah Yıldız, savcının Kaftancıoğlu’nun cezalandırılması yönünde açıkladığı mütalaasına katıldığını belirterek, “İyi hal indirimi yapılmamasını talep ediyoruz” dedi.
CANAN KAFTANCIOĞLU’NUN BEYANI
Ardından Canan Kaftancıoğlu’na esas hakkındaki mütalaaya karşı söyleyecekleri soruldu. Kaftancıoğlu’nun beyanı şöyle:
Geçen duruma imla hatalarıyla birlikte iddianamenin mütalaaya nasıl dönüştüğüne tanık olduk. İddianameye karşı sunduğum savunmayı tekrar edebilirdim. Üstünlerin hukukuna değil hukukun üstünlüğüne saygı duyan biri olarak savunmama çalıştım. Geçen celse hayallerimden bahsetmiştim. Bunların mütalaada ciddiye alınmadığını gördüm. Bu yüzden bugün size hakikatlerden bahsedeceğim.
Ben Cumhurbaşkanı’na hakaret etmedim, bundan sonra da etmem. Bunun altını net bir şekilde çiziyorum. Kim hakikati çarpıtırsa çarpıtsın, etmem. Atatürk’ün oturduğu makama hakaret etmek kimsenin hakkı olmadığı gibi haddi de değildir.
Cumhurbaşkanı olan kişi aynı zamanda bir siyasi partinin başkanı olduğu için AKP Genel Başkanı’na yönelik eleştiriler Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu kapsamına sokuluyor. Yaptığım eleştiri AKP Genel Başkanı’na yönelik siyasi hicivdir. İfade özgürlüğümü kullandım.
Kamu görevlisine hakaret etmedim, etmem. Kamu görevlilerinin saygınlığını rencide edecek bir somut isnadım da yoktur. Anadolu’da görev yapmış bir öğretmenin çocuğu olduğum gibi, Anadolu’da kamu görevi yapmış bir hekimim. Kamu görevinin saygınlığını oldukça iyi biliyorum.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ne alenen ne de perdeli aşağılamam düşürülemez. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmem de mümkün değildir. Kendi iç dünyamda bile barındırmam.
Terör örgütü propagandası yapmadım. Her kim terör örgütlerine destek veriyor ve propagandasını yapıyorsa Allah belasını vesin.
Üzülerek söylüyorum ki mütalaada bunlar yer almadı.
Uzun uzadıya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve temel hukuk kurallarının göz ardı edildiği gerçeğinden söz etmeyeceğim. Bu hukuksuz durum hepimizin sorunu, bunu ortadan kaldırmak sizlerin sorumluluğu.
Bu dava bir ceza değil, bir cezalandırma davası. İşte bu yüzden yargıya güven düşük durumda. Bu salondakiler de dahil olmak üzere aslında hiç kimse hiçbir yerde özgür değil. Bu salonda sanık olmama rağmen kendimi sizden daha özgür hissediyorum çünkü ben gerçekleri söylüyorum. Değil 17 yıl, 27 yıl ceza isteseler bile gerçekleri söyleyeceğim.
Sizler de hakikati ararsanız özgürleştiğinizi hissedecekseniz. Bunu kendimden çok herkesin geleceği için istiyorum.
İnsanların bu salonda tarihi savunmalar yaptığını biliyorum. Tarih onları haklı çıkardı. Emin olduğum en temel gerçek özgürlüğü, insan haklarını, yaşamın değerini ve kutsallığını aralıksız savunmaya devam edeceğim. Adaletin geleceğini, umut dolu bir geleceği kuracağımıza inanıyorum. Bana siyaset yaptıran tam da bu.
Duruşmada Kaftancıoğlu’nun avukatı Fikret İlkiz de söz aldı. İlkiz, ilk olarak mahkeme başkanı Akın Gürlek’in dosyaya eklediklerini söylediği Nazım Hikmet’in hicviyle ilgili konuştu. İlkiz, “Canan Kaftancıoğlu, ‘Aklıma duruşmada Nazım ustanın şu sözü geldi’ diyor. Müvekkilimizin aklına gelen sözün dosyaya girmesi hukuka aykırıdır. Bu söylem ifade özgürlüğüdür”dedi.
İlkiz, sonra Kaftancıoğlu, soruşturma aşamasında verdiği ifadeden sonra Nisan 2019’da dosyaya eklenen HaberTürk programındaki sözleriyle ilgili konuştu. Avukatlar, bir önceki duruşmada kaydın tamamının getirtilmesini istedi ancak mahkeme talebi reddetmişti.
İlkiz, söz konusu talebin reddedilmesinin hukuksuz olduğunu, çünkü savcılığın bu konuyla ilgili araştırma yapmadığını, kaydın Emniyet tarafından tutanak hâline getirilip dosyaya yollandığını belirtti.
HaberTürk televizyonundaki programın konusunun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik yumruklu saldırı ile ilgili olduğunu söyleyen İlkiz, Kaftancıoğlu’nun programda dava dosyasına eklenmeyen sözlerini anımsattı.
Kaftancıoğlu’nun programda “Kişiler üzerinden bir suçlama yapılmaması, algılar üzerinden siyaset yapılmaması gerektiği, önceki görüşlerin değişebileceğini, özeleştiri olarak ne yapılması gerekiyorsa yapacağını” söylediğini aktaran İlkiz, şöyle konuştu:
“Bu kayıtlar getirtilseydi bilirdiniz. Bilerek getirmediniz. Davası olmayan bir soruşturma ile ilgili biz size delil getirmek zorunda değiliz, siz de iddia dışında haricen belge getirtemezsiniz dosyaya.”
KARAR İÇİN ARA VERİLDİ
İlkiz’in konuşmasından sonra duruşmaya 1,5 saatlik ara verildi. Aradan sonra Canan Kaftancıoğlu’nun avukatı Figen Güler konuştu. Güler’den sonra Canan Kaftancıoğlu’nun son sözü soruldu. Kaftancıoğlu şunları söyledi:
“Son söz değil, ilk söz çünkü sözler bitmez. Sonuç ne olursa olsun ister ne şekilde cezalandırılırsam cezalandırılayım ki ben beraat edeceğimi düşünüyorum. Bu halk hakikat karşısında her zaman hükmünü vermiştir.
İçeri ve dışarıda hayallerimden ve düşüncelerimden vazgeçmeyeceğim. Saray vesayeti son bulana, saray vesayeti cezalandırılana kadar, hukukun üstünlüğü sağlanana kadar mücadele edeceğim.
Bahar geldi memleketime. O kaybetti, biz kazandık, 82 milyon kazandı.”
Karar için verilen aranın ardından heyet yeniden salona geldi. Mahkeme Kaftancıoğlu hakkında, hakaret suçundan 1,5 yıl hapis cezası verirken duruşma salonu dışında okuduğu şiir sebebiyle ve pişmanlık duymaması sebebiyle erteleme kararı uygulanmamasını kararlaştırdı. Ayrıca kamu görevlisine hakaret suçundan 1,5 yıl ve Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 2 yıl 4 ay, Türkiye Cumhuriyetini alenen aşağılama suçundan 1 yıl 8 ay, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan 2 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Kaftancıoğlu’nun ayrı ayrı paylaşımlar nedeniyle aldığı cezalara karşı istinaf mahkemesinde itiraz hakkı bulunuyor.
HDP VE ÇHD’LİLERE DE CEZA VERMİŞTİ
Davanın başkanı Akın Gürlek, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi başkanıyken Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder’i 2013 Newroz’undaki konuşmaları nedeniyle yargıladı. Yargılamanın sonunda Demirtaş’a 4 yıl 8 ay, Önder’e 3,5 yıl hapis cezası verdi. / DUVAR
Güncelleme Tarihi: 07 Eylül 2019, 17:13