İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü 1 Mayıs yürüyüş ve mitinglerle meydanlarda kutlandı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), Diş Hekimleri Birliği (TDB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) çağrısıyla işçiler, emekçiler İstanbul'da 1 Mayıs için Maltepe Meydanı'nda buluştu.
Kortejler, “iş, ekmek, özgürlük” talebinin haykırıldığı sloganlarla meydana girdi.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği, “Ne geçmiş tükendi ne yarınlar”, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ise "Zamlar, sansür, kovulma, karşı çıkanlar yan yana” yazılı pankartla yürüdü.
Kortej alanında halaylar çekilerek girildi. Mitinge gelenler polis kontrolünden geçerek alana giriyor. Mor Dayanışma da “Sömürüsüz, eşit ve özgür yaşayana dek bitmeyecek bu isyan” pankartını açtı.
TMMOB bileşenleri de alana geldi. Mitingde Gezi Davası’nda hapis cezası alıp tutuklananlar unutulmadı. TMMOB, “Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza. Gezi onurumuzdur” yazılı pankartla alana girdi. Kortejde “Direne direne kazanacağız” ve “Her yer Taksim her yer 1 Mayıs” sloganları atıldı.
Kutlamalarda, Tarkan’ın geçtiğimiz aylarda çıkardığı ve gündem olan 'Geççek' şarkısı da çalındı.
ÇERKEZOĞLU: BİZLER BAŞKA BİR DÜZEN İSTİYORUZ
Saygı duruşuyla başlayan programın sunuculuğunu Özlem Gürses ve Bülent Emrah Parlak yaptı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu miting alanındakileri selamlayarak konuştu. Çerkezoğlu özetle, “Özledim meydanlardan buluşmayı. Baharı özledik. 1 Mayıs umuttur dedik bu meydanda toplandık. Meydana gelmek isteyen yoldaşlarımız daha alana bile gelemedi. Bu meydanda en çok ihtiyacımız olan şeyin birbirimizin gözlerini bakmak, yumruklarımızı kaldırmak. Bu adalet düzeni hep birlikte değiştireceğiz” dedi.
Çerkezoğlu, Gezi Davası kapsamında tutuklananları anarak, “Evet Mücella abla biz de seninle gurur duyuyoruz. 1 Mayıs meydanında söz veriyorum. Onların sözleri 1 Mayıs Meydanı’nda emanettir” diye konuştu. Çerkezoğlu, “Bizler başka bir düzen istiyoruz. Emeğin, kardeşliğin olduğu bir düzen. Başka bir düzen tek adamın değil, üretenlerin düzenidir. Ülkemizin aydınlık geleceğini birlikte kuracağız. Hep birlikte bu meydanda söz verelim. Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın mücadelemiz. Hep birlikte değiştireceğiz. Yeni bir toplumsal düzeni kendi ellerimizle kuracağız. Yolumuz açık olsun. Yaşasın 1 Mayıs" ifadelerini kullandı.
BOZGEYİK: ADALETSİZLİĞİN HESABINI SORACAĞIZ
KESK Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik de Gezi Davası'nda tutuklananlara selam yollayarak konuşmasına başladı. Herkesin 1 Mayıs Bayramı’nı kutlayan Bozgeyik, “Bu hukuksuzluğun, adaletsizliğin hesabını soracağımıza söz veriyoruz. Bu baskıcı otoriter iktidarı uyarmaya çalışıyoruz. Zamlara, adaletsizliğe hep birlikte dur diyoruz. Bugün ülkemizde genç işsizlik aldı başını gidiyor. İşçi cinayetlerinde katliam yaşanıyor” dedi.
“Barış talebimizi yükseltiyoruz. Gençlerimizin savaşlarda ölmesine yeter diyoruz” diyen Bozgeyik özetle şöyle konuştu: “Eşitlik, özgürlük, barış için 'artık yeter' diyoruz. 'Mücadeleyi büyütme zamanı' diyoruz. Biraz olsun bizler de nefes almak istiyoruz. Elektriğe ve doğal gaza yaptığı tüm zamların geri almasını istiyoruz. KHK’li arkadaşlarımızın işlerine iade edilmesini istiyoruz. Savaş politikaları değil, barış ve diyalog yolu esas alınsın istiyoruz. Biliyoruz yapmayacaklar ama biz yaptıracağız çünkü işçiler, emekçiler direniyor. Çünkü gençler direniyor. Kürtler, Aleviler, yok sayılanlar, ötekileştiriyorlar, ekoloji savunucuları direniyor. Gezi ruhuna selam olsun.”
Bozgeyik'in ardından "Gezi onurumuz” diyerek sahneye TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz çağrıldı. Gezi’yi yaşatanlara, Gezi'de yaşamını yitirenlere selam yollayarak konuşmasına başlayan Koramaz, “Biz gücümüzü alın terimizden birlikte olmaktan alıyoruz. İktidarın en çok korktuğu şey bizlerin yan yana olması. Bırakınız korksunlar. Düzenleri sona erecek diye korkuyorlar. Peşkeş çekilen yerlerin hesaplarını soracağız diye korkuyorlar. Tabii ki hesabını tek tek soracağız. Yalancı tanıklarla, kurmaca davalarla, yalan haberlerle saldırıyorlar. Zannediyorlar ki kendileri korkuyor bizi de korkacak sanıyorlar ama biz korkmuyoruz. Eşit, özgür, laik, adaletin, barışın, paylaşmanın olduğu bağımsız bir Türkiye’yi mutlaka kuracağız. Bu 1 Mayıs alanlarını dolduran milyonlar gelecek günlerin müjdesi olsun.”
FİNCANCI: SAĞLIKSIZLIK ÜRETEN NE VARSA ONA KARŞI MÜCADELEMİZ
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı da “Merak etmeyin hiçbir yere gitmiyoruz. Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz” diyerek sözlerine başladı. Fincancı özetle: “İşçi sınıfının birlik ve dayanışma gününde bu mücadelenin de diğer mücadeleler gibi birlikte kazanılabileceğini bilenlerdeniz. Biz hekimlerin örgütlü sesi birlik olarak mücadele ederken aylardır alanlarda 'Emek bizim, söz bizim, sağlık hepimizin' dedik. Toplumda sağlıksızlık üreten ne varsa ona karşı mücadelemiz" dedi.
Türk Diş Hekimleri Birliği Başkanı Ahmet Tarık İşmen ise “Birlikte dayanışmayla değiştireceğiz. Bizi bölmek isteseler de birlikte değiştireceğiz. Başka bir dünya mümkün. Yaşasın 1 Mayıs” dedi.
1 Mayıs marşının ardından sahneye CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da sahneye çıktı.
3 DİLDE ORTAK MESAJ
Katılan tüm işçi ve emekçiler adına Türkçe, Arapça ve Kürtçe ortak okundu. Adem Merestavi Arapça, Betül Oral Türkçe, Heval Bozdağ’ın ise Kürtçe okuduğu metinde şunlara yer verildi:
“1 Mayıs tüm dünyada, bu meydanda ve ülkenin her yerinde coşkuyla, umut ve heyecanla kutlanıyor. Umudumuzu, kararlılığımızı ve mücadele azmimizi Gezi davasında yeni bir AKP darbesiyle cezalar vererek bastırmak istediler. Hep birlikte daha gür haykırıyoruz, Gezi bütün ülkenin yüz akıdır, direniş sembolüdür. Geleceğimize sahip çıkma iradesidir. Bu karanlık gidecek, Gezi kalacak. Gezi'yi dün savunduk, bugün savunuyoruz, yarın da savunacağız. AKP ve yargısı emekçilerin ve halklarımızın özgürlük mücadelesine engel olamayacak. Gezi her yerde, Gezi burada, Gezi bizleriz, Gezi milyonlardır. Gezi ruhunu hapsedemeyecekler! Ne Taksim yasağı ne Gezi davasında verilen cezalar gidişlerini engellemeye yetmeyecek, gidecekler. Yıllardır emeğimizle, alın terimizle insanca çalışma, insanca yaşama mücadelesi veriyoruz. Ancak durumumuz her gün biraz daha kötüleşiyor. Ekmeğimiz her geçen gün küçülüyor.
Sömürünün çarkları milyonlarca işçinin, emekçinin canıyla, kanıyla döndürülmeye çalışılıyor. Güvenceli-kadrolu çalışma hakkımız yok sayılıyor, güvencesiz istihdama mahkûm olmamız bekleniyor.
Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hakkımız ortadan kaldırılıyor, KHK'lar ve geçici 35. madde eliyle on binlerce kamu emekçisi hukuksuzca ihraç ediliyor. Sendikalı oldukları için binlerce işçi işten çıkarılıyor.
'SAVAŞIN ALEVLERİ İŞÇİ VE EMEKÇİLERİ YAKIYOR'
Bu düzen yaşamı ve gezegeni tehdit eden büyük bir felakete dönüşmüştür. Gölgesini satamayacağı ağacı kesen kapitalist barbarlığın yarattığı yıkımın faturasını milyonlarca insan canlarıyla, doğa ise geri dönüşü olmayan tahribatlarla ödüyor. Nükleer, termik, jeotermik santraller, siyanürlü maden aramaları, atmosfere, toprağa salınan zehirli gazlar, zehirli atıklar ekolojik krizi derinleştiriyor, yeni pandemilere yol açıyor. Emperyalist savaşlar her geçen gün daha geniş coğrafyalara yayılıyor, savaşın alevleri işçi ve emekçileri yakıyor. Milyonlarca insan yerinden yurdundan olup göç etmek zorunda kalıyor, şehirler yakılıp yıkılıyor.
Bu düzen yurttaşların hakkını, hukukunu çiğniyor, adaletsizliği büyütüyor. Seçme, seçilme hakkı yok sayılıyor, belediyelere kayyumlar atanıyor, vekiller cezaevlerine konuyor, cezaevleri tabutluğa ve işkence merkezlerine dönüştürülüyor, kitlesel tutuklamalar hız kesmiyor, bir kez daha parti kapatma davaları ile halk iradesine ipotek konmak isteniyor.
Şovenizm, cinsiyetçilik, ırkçılık ve mezhepçilik krizi yönetmenin bir yolu olarak ülkemizin ve halkın geleceğini tehdit ediyor. Savaş ve işgallerle ekmeğimizi küçültüyor, işsizliğimizi büyütüyor, talanların yolunu açıyorlar. İnkârcı ve imhacı siyasetle barış imkânını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Kürt sorununu çözümsüz kılarak toplumsal gerginliklerden nemalanmak, rant elde etmek, kutuplaşma üzerinden iktidarlarını kalıcı kılmak istiyorlar. Sınıfsal eşitsizliklerin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitsizliği de derinleşiyor, kadınların omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor. Kadına yönelik şiddet tırmanıyor.”
Miting Kardeş Türküler’in konseriyle devam etti. Grup Ermenice bir şarkı okuyarak öldürülen gazeteci Hrant Dink’i andı. Miting Kardeş Türküler konserinin ardından sona erdi. / DUVAR
Güncelleme Tarihi: 01 Mayıs 2022, 16:59