HDP grup toplantısını Lice'de yaptı

HDP Grup toplantısını, 7 Haziran günü Türk ordusunun saldırısı sonucunda Ramazan Baran ve Baki Akdemir’in katledildiği Lice’de yaptı.

HDP grup toplantısını Lice'de yaptı
 HDP Grup toplantısını, 7 Haziran günü Türk ordusunun saldırısı sonucunda Ramazan Baran ve Baki Akdemir’in katledildiği Lice’de yaptı. Grup toplantısında konuşan HDP Eş Gene Başkanı Sebahat Tuncel “HDP olarak kendi sorumluluğumuzu biliyoruz, bunları yerine getireceğiz. Meskan ve Lice’de direnen halkımıza yaptığınız eylem amacına ulaştı diyoruz. Bir yandan barış süreci deyip, bir yandan da savaş politikasını yürüten hükümeti teşhir etti. Halkımız görevini yaptı. Şimdi sıra hükümette ve bizdedir” dedi.


HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “Bugün Parlamentoda grup toplantısı günü. Biz HDP olarak Türkiye’de yaşanan son gelişmeler, halk direnişiyle nedeniyle grup toplantısını iptal ettik, Lice’ye geldik” dedi.

“Türkiye’de Kürt sorununun çözümü noktasında neredeyiz?” sorusunu soran Tuncel, “Üzerimize düşen görev ve sorumlulukları paylaşmak için buradayız” diyerek konuşmasını sürdürdü.

‘UMARIM BU KAYIPLAR SON KAYIPYLAR OLUR’

Ramazan Baran ve Baki Akdemir’in şahsında demokrasi şehitlerini de anan Tuncel şöyle devam etti: “Katliamı kınıyoruz. Bu eyleme kan bulaşmış olması süreci kırılgan hale getirmiştir. Umuyoruz, bu kayıplar son kayıplar olur.”

 21 Mart Manifestosunu hatırlatan Tuncel, “Barış mümkün mü, savaş bitebilir mi diye sormaya başladık. Yeni bir dönem başladı. Kardeşçe, hukuk kurulabilir mi, eşit yurttaşlık temelinde kurulabilir mi. Türkiye’de insanlar savaşın bitmesi, barışın olması için sürece destek verdi. Kürdistan’da halk bu sürecin arkasında olduğunu ifade etti. Üç aşamalı olarak süreç başlatıldı. Güven arttırıcı adımlardı ilk adımlar. Geri çekilme ve ateşkes sürecinin devam ettirilmesi, Kürt sorununun barışçıl çözümü konusunda tavrın ortaya konulmasıydı. Kürt hareketi bunu yaptı. Devletin yapması gerekenler, sürecin yasal güvenceye alınması, müzakere sürecinin sağlıklı olması için yasal adımların atılmasıdır” dedi.

‘TMK KALDIRILMALI, KALEKOL İNŞAATLARINA SON VERİLMELİ’

TMK’nın kaldırılması ve kalekol inşaatlarına son verilmesi gerektiğini de söyleyen Tuncel, AKP’nin somut bir adımının olmadığını ifade etti. İmralı’daki görüşmelerin özünün sürecin devam ettirilmesi olduğunu da kaydeden Tuncel, bu sürecin bozulmasını isteyenlerin olabileceğini de belirtti.

“Yeni bir aşamadayız. Bu sürecin bitmesini istemiyoruz. Buradaki insanlar kendi dili ve kimliği ile yaşamak istiyor. Bayrak indirme meselesi de bir provokasyondur. İnsanlar cenazeleri ile ilgilenirken, birileri milliyetçi duygular üzerinden süreci sabote etmek istiyor. Biz kimsenin değerlerine saygısızlık etmeyiz” diyen Tuncel, Kürt halkının değerler için de saygı istediklerini ifade etti.

‘HÜKÜMET ÇÖZÜM SÜRECİNİ GARANTİ ALTINA ALACAK AÇIKLAMA YAPMALI’

Barış için büyük  bir iradenin gerektiği vurgulayan Tuncel, “Barışı ruhumuzda kabul etmemiz gerekiyor. Kürt hareketi irade beyanında bulundu. Şimdi sıra AKP hükümetinindir. Neden hala karakollar yapılıyor” dedi.

Tuncel, hükümetin çözüm sürecini garanti altına alacak, halkı ikna edecek açıklama yapması gerektiğini de söyledi.

AKP’nin “çözüm sürecinde ısrar ediyoruz” dediğini belirten Tuncel, “Bu önemli, ancak pratik atımlar bekliyoruz. Çözüm sürecinde ısrarlıysanız TMK’yı kaldıracak mısınız?” diye sordu.

“Buraya AKP hükümeti gelmeli ve gençlere ne istediklerini sormalıydı” diyen Tuncel, Erdoğan’ı Lice’ye davet etti.

‘ÇALIŞTAYDA AKP KENDİ ÇALDI, KENDİ OYNADI’

“Halkın talebini buradan duymalı” diyen Tuncel, çözüm çalıştayında sadece bakanların konuştuğunu, kendi propagandasını yaptığını, kendilerine parmak salladığını belirten Tuncel, “Bizim tek çıkarımız barıştır. AKP kendi çaldı, kendi oynadı” diyerek konuşmasını sürdürdü.

Geçen yıl Lice’de Medeni Yıldırım’ın katledildiğini, Yüksekova’da 3 Kürt gencinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Tuncel şöyle devam etti: “Gezi Direnişinde 8 insan yaşamını yitirdi. Ölümler olmadı değil, ölümler oldu. Ama ölen barış isterken, demokrasi ve özgürlük isterken oldu. AKP’nin gerçekten çözümden yana ısrarı varsa, bunlara bir cevap olmalı. Hakikatleri araştırma komisyonu kurulmalı. Birinci derecede sorumluluk hükümetindir. İkinci çağrımız parlamentoyadır. Parlamento, bu gelişmelere seyirci kalamaz. Kürtlere karşı linç girişimlerini örgütlemek, Türkiye’yi aydınlığa değil karanlığa götürür.

Ana muhalefet partisinin savaşın son bulması konusunda bir çözüm planı yoktur. Barış herkesin ihtiyacıdır. İki gündür saygı duydukları bayrak adına bir halka karşı linç girişiminde bulunuyorlar. HDP olarak kendi sorumluluğumuzu biliyoruz, bunları yerine getireceğiz. Meskan ve Lice’de direnen halkımıza yaptığınız eylem amacına ulaştı diyoruz. Bir yandan barış süreci deyip, bir yandan da savaş politikasını yürüten hükümeti teşhir etti. Halkımız görevini yaptı. Şimdi sıra hükümette ve bizdedir.

Heyetimiz İmralı’ya gitti, Sayın Öcalan ile görüştü. Barış sürecinin devam etmesi konusundaki ısrarı çok önemli. Türkiye halkına da diyoruz ki, bu talebe kulak veriniz.”

‘HÜKÜMET 301 MADENCİNİN HESABINI VERMEDİ’

Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirmesi konusunda hükümetin hesap vermediğini de kaydeden Tuncel, “Başbakan’ın halkı linçe teşvik eden yaklaşımı sorumsuzluk değil mi? Şiddetten nemalanan biri varsa da bu da AKP hükümetidir. AKP hükümeti artık kendisine çeki düzen vermeli. Bir yandan çözüm diyeceksin, bir yandan da bizi denklemin dışına çekmeye çalışacaksın. HDP bu sürecin en önemli aktörüdür. Bizler olmadan barış olmaz” dedi.

Gençlerde 30 yıldır biriken öfkenin dinmesi için adım atılması gerektiğini söyleyen Tuncel “Öfkemizin ne kadar büyük ve derin olduğunun hatırlanmasını istiyoruz” diyerek konuşmasını sürdürdü.

KÜRKÇÜ: TÜRKİYE BU KATLİAMI UNUTMAMALI

HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü de bir konuşma yaptı. Kendi amaçlarını ve hedeflerini açıkça ortaya koymuş olan bir halka karşı girişilen katliam olduğunu söyleyen Kürkçü, şunları belirtti: “Türkiye bu katliamı unutmamalı. Burada yoksul halka, sivil halka ateş açıldı ve öldürüldüler. Türkiye’nin sorunu bu olmalı. Halkın isteklerini dinliyormuş gibi yapıp kurşuna dizmek gelenektir. Dağda, bayırda gerilla ile asker o şekilde karşı karşıya gelmedi ama devlet ile Kürt halkı karşı karşıya geldi ve kurşuna dizildiler. Bunun üzerini hiçbir bayrakla örtemezsiniz.

O bayrağın altından cinayet, kanlı bayrağı bir baskı aracı olarak kullanmaya çalışmayın. İnsanlar gereken değeri ona gösterirler. Dün PKK’ye katılan çocuklar için konuşurken, bayrak direğine tırmanan çocuk neden öldürülmedi demek doğru mu?

Batıdaki halklar burayı duymalı. Lice halkının sesinin duyulması için buradayız. Halk ‘300 asker alan kalekollarla gelmeyin’ diyor. Halk’ bir yıldır kalekol yapmayın’ diyor. Bunu anlamak çok mu zor? Kalekol halka karşı değil deniyor. Burası sınır mı? PKK’ye karşı mı? PKK ile barış yapıyorsanız, onlar birliklerini çekiyorken, siz niye halkın bağrına kalekolları sokuyorsunuz.”

Kürkçü cumhurbaşkanlığına talip olduklarını, kendi adaylarını göstereceklerini de söyledi.

“İşte Lice, hakikat burada” diyen Kürkçü, “Her şeye rağmen bütün ölümlere rağmen yaşasın hayat ve yaşasın barış” biçiminde konuşmasını sürdürdü. / anf

Güncelleme Tarihi: 11 Haziran 2014, 08:03
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER