NE OLMUŞTU?
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü gazeteci Ayşe Güney, 11 Aralık’ta gözaltına alınan gazeteci Oruç’un yaşadıklarını şöyle anlatmıştı:
“Aziz Oruç, uzun bir yolculuktan sonra Türkiye’de gözaltına alındı 11 Aralık’ta. Oruç 2017 yılında daha önce öğrenciyken katıldığı basın açıklamaları ve mitingler gerekçe gösterilerek tutuklanmış belli bir zaman davası görülmüş ve ceza almıştı. Bu yüzden de 2017 yılında Federal Kürdistan’a gitmek zorunda kalmıştı. Ve orada yaşadı. Ve bugün orada Avrupa’ya gitmek üzere İran üzerinden Ermenistan’a geçiş yaparken Ermenistan tarafında yakalanarak İran’a teslim edildi. İran’dan da Türkiye’nin sınırına tel örgülerinin arkasına atıldı. Diğer gün de arkadaşımız Ağrı Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan operasyonla gözaltına alındı. Arama motoruna Aziz Oruç yazıldığında bile, yaptığı haberlere ve röportajlara, yaptığı programlara rastlayabileceğimiz bir gazetecidir. Her şeyden önce Aziz Oruç’un gazeteci olmasından kaynaklı kimsenin bir şüphesinin kalmadığına inanıyoruz. Bunu Ağrı emniyeti başta olmak üzere Türkiye’deki tüm siyasetçiler, ilegalize etmeye çalışan, manipüle etmeye çalışan tüm siyasetçiler bakanlar, bunda hemfikir kanımızca. Ama ısrarla manipüle edilmeye çalışılıyor bu durum. Aziz Oruç şahsında uluslararası bir suç işlendi. Çünkü Ermenistan’da günlerce işkence gördü, hatta orada siyasi sığınma talebinde bulunmasına rağmen talebi reddedilmiştir. Ve ardından İran’a idam edilmesi için teslim edilmiştir. ‘İran’a teslim edelim, sizi idam etsinler’ denmiştir. Aziz Oruç teller üzerinden yarı çıplak bir şekilde atılmıştır. Aziz Oruç ölüme terk edilmiştir. Yani ya güvenlik gerekçesiyle bir kurşunla ya da donarak ölmesi istenmiştir.” / DUVAR