Gardner, Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda bir tampon bölge kurmak için ‘ABD Başkanı Donald Trump’ın tweetlerine değil, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in iznine ihtiyaç duyduğunu’ belirtip, “Putin Esad rejiminin Suriye’nin tamamında yeniden kontrol sahibi olmasını istiyor. Erdoğan’ın farazi tampon bölgesi Suriyeli Kürtleri, Rusya ve İran’ın yararına olacak şekilde Esadlarla bir tür anlaşmaya itecektir” diye yazdı.
‘ÖNCEKİ İKİ TAMPON DA PUTİN’İN İZNİYLE KURULDU’
Gardner, makalesinin başında Trump’ın çekilme kararının Türkiye’nin tampon bölge girişimini cesaretlendirdiğini belirtse de şöyle devam etti:
“Erdoğan, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin yönetimindeki iki tampon bölgeyi Putin’in desteğiyle kurabilmişti. Erdoğan’ın, ABD’nin Fırat’ın doğusunda boşaltmayı planladığı bölgelerde -Suriye’nin büyük ölçüde PYD ve milisleri tarafından kontrol edilen üçte birinden fazlasında – bir tür tampon bölge kurma girişiminde bulunmak için bile Trump’ın tweet yağmurlarından çok Putin’in iznine ihtiyacı var.”
‘PUTİN 15 TEMMUZ’DA FIRSAT GÖRDÜ’
Gardner, Fırat Kalkanı sırasında Rusya ile Türkiye arasında kurulan dengeyi de şöyle yorumladı:
“Rusya’nın 2016’da Fırat Kalkanı operasyonuna onay ermesi, müttefikler arası siyasi oyunlarda son derece Suriye ve Levant’a özgü bir yeniden hizalanmayı içeriyordu. Moskova Şam rejimini desteklerken, Esadlara karşı çeşitli cihatçı isyancıları destekleyen Ankara iç savaşın diğer tarafındaydı. Putin, Temmuz 2016’da Erdoğan hükümetine karşı yapılan başarısız darbe girişiminde açıkça bir fırsat gördü ve Türkiye’yi kendi yörüngesine çekti; İran’la ittifakına ekleyerek üç ayaklı bir etki oluşturdu.
‘HALEP VERİLDİ, FIRAT KALKANI’NA İZİN ALINDI’
Bunun bir bedeli vardı. Türkiye, Halep’teki Sünni müttefiklerini yüzüstü bırakmasının ardından, Türkiye istila için yeşil ışığı aldı (Suriye isyanında son kent kalesi olan Halep’in 2016 sonundaki düşüşü, savaşın dönüm noktasıydı). Rusya benzer biçimde, isyancıların son tabyası olan, cihatçı istilası altındaki İdlib’in denetlenmesi yükünü paylaştığı sürece, Türkiye’nin Afrin’e girmesinden mutlu görünüyordu.
‘ANKARA’NIN İSYANCI ORDUSU YETERİNCE GÜÇLÜ DEĞİL’
Yakın zamanda ABD ve Kürt hedeflerine düzenlenen saldırılar Türkiye’nin somut bir tampon kurması için argümanlar sayılabilir. Diğer yandan, Ankara’nın Suriye’deki isyancı ordusu kısa süre önce, İdlib’in büyük kısmını El Kaide bağlantılı cihatçı savaşçılara kaybetti. Bu, Moskova’daki Putin-Erdoğan görüşmesinde ön sıralarda yer alacak bir başarısızlık olacaktır. Tezat bir biçimde, Suriyeli Kürt savaşçıların savaş alanındaki zaferi kanıtlanmış durumda ABD’nin IŞİD’e karşı onları desteklemesinin nedeni de bu.”
‘OSMANLI GİBİ KÖK SALMA GİRİŞİMİ’
David Gardner makalesinin bu noktasında Türkiye’nin tampon bölgeyi niçin istediğini anlatıp, “Fakat Türkiye’nin Suriye politikasında, başarısız darbe girişiminin ardından alarm verici bir biçimde ortaya çıkan ve bir zamanlar Ortadoğu’yu yöneten Osmanlı İmparatorluğu’nun eski görkemine özlem duyan bir taraf var” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde ‘Türkçe eğitim veren okullar, hastaneler, Türkiye’den yöneticiler ve hatta üniversitelerle kök saldığını’ belirten Gardner, İstanbul’dan isim vermeden konuşan bir siyaset yorumcusunun “Suriye’de, Kıbrıs’ın kuzeyinde kaldıkları gibi kalmak istiyorlar” sözlerine yer verdi.
‘KÜRTLER ESAD’LA ANLAŞABİLİR’
Gardner’ın makalesi şu yorumlarla son buluyor:
“Fakat Osmanlı tarzı ilhakın Suriye’nin kuzeyi ve doğusunda başarısız olacağının güçlü göstergeleri var. Putin Esad rejiminin Suriye’nin tamamında yeniden kontrol sahibi olmasını istiyor. Erdoğan’ın farazi tampon bölgesi Suriyeli Kürtleri, Rusya ve İran’ın yararına olacak şekilde Esadlarla bir tür anlaşmaya itecektir.
‘SURİYE KIBRIS DEĞİL’
Bu arada Esad’ın zaferini yavaş yavaş kabul eden Arap liderler de Erdoğan’ın liderliğindeki bir yeni Osmanlı dirilişini hoş karşılamayacaktır. Erdoğan’ın, Arap dünyasını 2011’de sarsan toplumsal çalkantılar sırasında düzenlerini bozan bir İslamcı ve şimdi de ülkedeki Türk milliyetçisi parti ile ittifak halinde olarak görüyorlar. Suriye Kıbrıs değil.” (Dış Haberler)
Güncelleme Tarihi: 24 Ocak 2019, 12:45