Anıtkabir’de sabah saatlerinde düzenlenen törenlere katılan Erdoğan daha sonra Beştepe’ye geçti. Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen anma törenine katılan Erdoğan, “Cumhuriyeti yüceltmek için tüm tarihimizi yok saymaya kalkanlar bize göre kendi geçmişlerinden utananlardır” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
ATATÜRK’Ü İSTİSMARCI ZİHNİYETİN İNSAFINA TERK ETMEYECEĞİZ: Türk tarihini binlerce yıllık devamlılığı ile kavramak yerine hala bir asra sıkıştırmaya çalışan ideolojik bir zihniyetle karşı karşıyayız. Üstelik bunların arasında siyasetçilerin de bulunuyor olması üzüntü vericidir. Cumhuriyeti yüceltmek adına tüm geçmişimizi yok saymaya çalışanlar bize göre kendi geçmişlerinden utananlardır. 2 bin 200 yılı aşkın devlet tarihimiz en büyük gurur ve güven kaynağımızdır. Atatürk bu milletin en önemli değerlerindendir. Ne Atatürk’ü ne de Cumhuriyet’i bu istismarcı zihniyetin insafına terk etmedik etmeyeceğiz.
LAFLA İSTİSMAR YAPMADIK: Gazi Mustafa Kemal’in hizmetlerini anlatmak için ondan önceki tarihimize kin kusanlar, Atatürk maskesi takarak bu millete olan husumetlerini gizlemeye çalışıyorlar. Hayatları boyunca Türkiye’nin büyümesi, kalkınması, gelişmesi için tek bir çivi dahi çakmamış kişilerin ağızlarından çıkan Cumhuriyet ve Atatürk sözü koskoca bir yalandan ibarettir. Atatürk’e ve Cumhuriyet’e yapılacak en büyük katkı ülkemizin içinden geçtiği şu kritik dönemde birliğimize kardeşliğimize 2023 hedeflerimize sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Sürekli Atatürk denilerek onun mirasına sahip çıkılamaz. Cumhuriyetimize en büyük katkıyı başında bulunduğum hükümetler yapmıştır. Biz bu kavramın lafla istismarını yapmadık.
KENDİ TARİHİNE KÜFRETMEYİ MAHARET SAYIYORLAR: Ülkemizde yıllardır en büyük ticaret Atatürk ve Cumhuriyet ticaretidir. Bu kavramlar perde gibi kullanılarak arkada ülkemizin nasıl sömürüldüğünü en iyi milletimiz biliyor. Bize olan düşmanlığın en büyük sebeplerinden biri bu kirli ticareti ifşa etmiş ve önüne geçmiş olmamızdır. Buna rağmen halen aynı kafayla kendi tarihine kültürüne küfretmeyi maharet sayanların ortada dolaşıyor olması henüz işimizin bitmediğini gösteriyor.
SURİYE’NİN BENİM TOPRAKLARIMDA NE İŞİ VAR?: Tıpkı son teröristi imha etmeden terörle mücadelemizi sona ermeyeceği gibi, tarihimize kültürümüze husumet eden son müstevli kafayı da aydınlatmadan bu mücadelemiz bitmeyecektir. Türkiye’nin geçtiği tarihi süreçte iktidarıyla muhalefetiyle her kesimden insanımızla ne yapmamız gerektiğini Gazi Mustafa Kemal’in şu sözü gayet iyi açıklıyor; Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bugün ülkemizdeki hiçbir bireyin kendi çıkarını düşünme lüksü yoktur. Türkiye’nin asıl gücü ne topu ne tüfeğidir. Türkiye’nin asıl gücü insanımızın birliği beraberliği kardeşliğidir ve bundan kaynaklanan cesaretidir. Türkiye’deki ana muhalefet Suriye’de ne işiniz var diyor. Suriye’de benim işim yok da Suriye’nin benim topraklarımda ne işi var? Benim topraklarıma taciz ateşleri yapmıyorlar mı? Benim vatandaşım askerim şehit olmuyor mu? Biz de hoş geldin mi diyeceğiz gereğini yapacağız. Yaptığımız bu.
OSMANLI’YA SELÇUKLU’YA HAKSIZLIK ETMEMEK GEREKİR: Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurucusuna sahip çıkmak hepimizin görevdir. Ama bunu yaparken geçmişe özellikle Osmanlı’ya Selçuklu’ya haksızlık etmemek gerekir. Söğütte dikilen Osmanlı çıkarı 600 yıl boyunca başarıyla yaşamıştır. Cumhuriyetimizi Osmanlıdan kurtarabildiğimiz miras üzerinde kurduk. O olmazsa kök olmazsa ağaç olur mu olmaz. Onun üzerinde yükseldik. Bu mirasa sadece topraklarımız değil kurumlarımız geleneklerimiz de dahildir. Gazi Mustafa Kemal Samsun’a, bir Osmanlı subayı olarak çıkmış Ankara’daki meclisi yine Osmanlı adına faaliyete geçirmiştir. Cumhuriyet’in inşası da Osmanlıdan devralınan mevcut idari sistem üzerinde gerçekleştirilmişti. Bu hakikatler apaçık ortadayken sürekli olarak Osmanlı’ya hakareti bir siyaset tarzı haline getirmek ya cehalettir ya gaflettir ya da art niyettir. Tarihimiz bizim yörüngemizdir. Son günlerde yine birileri ağızlarına sakız ettiler Osmanlı’da okuma yazma oranı çok düşükmüş. Osmanlının kendi silah sanayi yokmuş. Osmanlı yönetimi altındaki halklara zulmedilmiş. Hepsi de yalandır iftiradır. Her ülke ve toplu gibi elbette Osmanlının da eksikleri vardır. Bunların tespitini yapmak tarihçiler ve uzmanların işidir. Bize düşen görev ecdadımızın güçlü yönlerini kendi geleceğimizi aydınlatan bir ışık haline getirmektir. / DUVAR