'Çerçeve Yasa'nın ilk iki maddesi kabul edildi

TBMM Genel Kurulu'nda, kamuoyunda "Çerçeve Yasa" olarak bilinen ve 6 maddeden oluşan "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı"nın ilk 2 maddesi kabul edildi.

'Çerçeve Yasa'nın ilk iki maddesi kabul edildi

TBMM Genel Kurulu'nda "Çerçeve Yasa"nın görüşmeleri gece geç saatlere kadar devam etti. Hükümet adına açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, açıklamaların ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Atalay, süreci Türkiye'nin kendisinin yürüttüğünü vurgulayarak, "Uluslararası bir aracı yok. Kendimiz direk görüşüyoruz, yöntemimiz bu. Uluslararası bir mekanizmayı bu çalışmalarda devreye koymadık, koymayacağız" dedi. Atalay, silahların bırakılıp bırakılmayacağının sorulması üzerine, "Bu yasadan sonra bunları çalışacağız. Sorduğunuz soruların cevabını bilsek bu yasaya gerek kalmazdı" yanıtını verdi. Atalay, önlerinde eylem planı veya yol haritası gibi bir hazırlanmış bir şeyin olmadığını buna ilişkin çalıştıklarını kaydetti. MHP sıralarından gelen "Yalan söylüyorsunuz" sözlerine tepki gösteren Atalay, "Çok şeyi göze alırız ama yalan söylemeyiz. Yalan hiç yapmayacağımız bir şeydir. Biz çok açık konuşan, yapacağını açık yapan, riskleri alan, cesaret gösteren ve mertçe 'şunu yapıyoruz' diyoruz. Bir ülkenin bölünmesinin bu kadar kolay konuşulmasına hayretler ediyorum. Sanki sadece bu milletin bütünlüğünü birileri düşünüyormuş gibi bunlar üzücü şeyler" diye konuştu.

Atalay'ın konuşmasının ardından tasarının "amaç ve kapsam" başlıklı birinci maddesi ile "uygulama, izleme ve koordinasyon" başlıklı ikinci maddeleri yapılan oylamada kabul edildi. Oylamanın ardından TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, birleşimi bugün saat 14.00'de toplanmak üzere kapattı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 113. birleşimi saat 15.00'te yoklamasız açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı yönetiyor. TBMM İçişleri Komisyonu'nda üç gün görüşüldükten sonra kabul edilen 'Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı' Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlandı. 6 maddelik tasarının görüşmelerinde hükümeti Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay temsil ediyor

'BU YASA TASARISI EN DOĞRU BİÇİMDE MECLİSTEN GEÇMELİ'
İlk sözü alan HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, bu ülkeyi eşitliğe ve özgürlüğe kavuşturacak bir yasama süreci isteniyorsa Türkiye’de eşitlikçi, demokratik, herkesi kucaklayan bir toplum sözleşmesi oluşturmak isteniyorsa, bu yasa tasarısının doğru ele alınması gerektiğini ifade etti. "İnsanlara barış sözümüzü tutabilmek için önümüzdeki yasa tasarısını en doğru biçimde bu Meclis'ten geçirmek ve barış için adım atmak gerekiyor." diyen Önder, şunları söyledi: "Çünkü bu yasa tasarısı, gelmesini hepimizin arzuladığı barış için en az çözüm süreci görüşmelerinin başlaması uğrunda verilen mücadele kadar büyük bir önem taşıyor. Tam da bu nedenle çözüm ve barış kavramları arasındaki bağı incitmemeye özen göstermeliyiz. Hükümetin imzasıyla önümüze gelen metin, gerekçe ve önerilen yasa maddeleriyle birlikte yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’nin değil Ortadoğu’nun yakın geleceği açısından ciddi önem taşıyor. Bu yüzden her kelimesi, her kelimenin anlamı ayrı bir ilgiyi hak ediyor. Adlı adınca bu ulusal bir sorun olarak ortaya konmalıdır. Buna Kürt sorunu ya da Türk sorunu demek de tek başına yetmemektedir; ekonomik, sosyolojik, kültürel ve psikolojik boyutlarıyla toplumun yaşadığı kimlik bunalımının toplumdaki tüm paydaşları etkilediği göz önüne alındığında bugün önümüze konan yasa tasarısının ve onun ele aldığı çözüm sürecinin Türkiye’nin kendini yeniden tanımlama, tarif etme döneminde rehberlik işlevi göreceğini hatırlamalıyız."

Başta KCK operasyonları ve Abdullah Öcalan’ın tecriti de olmak üzere birçok insanın acı çekmesine neden olan gelişmeler yaşandığını, çatışmaların sürdüğü dönemde halkların evlatlarını yitirdiğini belirten Önder, son aylarda gelen tahliye haberleri ve özellikle de son iki yılda Öcalan’la HDP-BDP heyetlerinin ve ailesinin görüşmelerinin sağlanmasının ise acılarını asla unutmayan ama bir daha da acı çekmek istemeyen tüm yurttaşlar açısından bir umut ışığı olduğunu dile getirdi.

'ÇÖZÜM SÜRECİ HÜKÜMETİN KISA VE ORTA VADELİ SİYASİ HESAPLARINA KURBAN EDİLMEMELİ'
Hükümetin, sürecin taraflarının ve sürecin itibarını korumak adına şeffaf, topluma olabildiğince açık bir yürütme uygulamak durumunda olduğunu vurgulayan Önder, şöyle devam etti: "Ancak bu şekilde geniş ve tüm paydaşları kapsayan bir barışa ulaşılabileceği unutulmamalıdır. Çözüm süreci hükümetin kısa ve orta vadeli siyasi hesaplarına kurban edilmemeli, oy toplama amaçlı taktik ve stratejiler üstünden halkların barışa dair umutlarıyla oynanmamalıdır. Çözüm süreci, dahil olmak isteyen tüm siyasi aktörlerin, çözüm sürecinin başta Sayın Öcalan olmak üzere ana aktörleriyle görüşebildiği şeffaflığa kavuşturulmalı, Kürt Halk Önderi Öcalan’ın ifade özgürlüğünün ve şahsi özgürlüklerinin önünün açılması yönünde hükümet kendine düşeni yapmalıdır. Yine aynı şekilde Öcalan’la görüşebilecek siyasi öznelerin önüne gerekli fırsatlar konmalı, barış sürecinin en önemli paydaşlarından biri olan Öcalan’ın toplumun farklı kesimlerinden gelen temsilcilerle yapacağı görüşmelerin önü açılarak, barış ve çözüm sürecinin toplumsallaşması sağlanmalı, Öcalan’ın medyayla teması sağlanarak, barışa dair iradenin duyurulması kolaylaştırılmalıdır. Asker ve gerilla annelerinin aynı masada oturup bitmesini bekledikleri, uğruna gözyaşı akıtmaktan pınarların kuruduğu barış bu barıştır. Bu barış Avrupa Birliği süreci de dahil olmak üzere Türkiye’nin önündeki birçok kritik adımın atılmasındaki en önemli unsurdur. Ortadoğu’daki tek gerçek barış cumhuriyetini inşa etmek bugün bizim elimizde. İşte önümüzde çerçeve yasa var. Bu resmi birlikte yapmaksa bizim elimizde. Unutmamalıyız ki barış için el verenin eli asla kirlenmez."

BAŞBAKAN YARDIMCISI ATALAY: ÇÖZÜM SÜRECİNİN YASAL OLARAK İSMİNİ KOYUYORUZ


Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çerçeve yasanın çözüm süreciyle ilgili Parlamento'ya gelmiş ilk yasa olduğunu söyledi. Çözüm sürecinin yasal olarak ismini koyduğunu ve Parlamento'yu devreye soktuğunu dile getiren Atalay, şeffaflığı çok önemli gördüklerinin altını çizdi.

Atalay, konuşmak için bir ara Meclis kürsüsüne kadar geldi. Ancak TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Atalay'a kendisini çağırmadığını söyledi. Bunun üzerine Atalay, tekrar yerine geçti. Daha sonra davet edilince Atalay, tekrar kürsüye geldi. Bu konuda partinin kuruluşundan beri farklı düşündüklerini dile getiren Atalay, alışılagelenin dışına çıktıklarını ve bir paradigma değişikliğine gittiklerini kaydetti. Dokunulmayan konulara dokunduklarını ve pek çok kronik sorunları çözdüklerini anlatan Atalay, bunun da o konulardan biri olduğunu vurguladı. Çözüm sürecinin önceki çalışmalarının bir devamı olduğunu ve çözüm sürecinin olgunlaşma yolunda olduğunu ve bir sona doğru gittiğini belirten Atalay, çözüm sürecinin silahların bırakılması ve eve dönülmesi için gerekli çalışmaların yapılması olduğunu söyledi.

'SOMUT BİR YOL HARİTASI ÜZERİNE ÇALIŞIYORUZ'

Son iki yılda hem can kaybı olmadığını, hem de bölgeye huzur geldiğini, ekonominin canlandığını anlatan Atalay, annelerin çocuklarının eve dönmesi için seslerini yükselttiğini ifade etti. Yapılan çalışmaları 'sessiz devrim' diye nitelediklerini vurgulayan Atalay, çerçeve yasanın çözüm süreciyle ilgili Parlamento'ya gelmiş ilk yasa olduğunu belirtti. Çözüm sürecinin yasal olarak ismini koyduğunu ve Parlamento'yu devreye soktuğunu dile getiren Atalay, şeffaflığı çok önemli gördüklerinin altını çizdi.

Somut bir yol haritası üzerinde çalıştıklarını ve buna göre bir eylem planı çıkacağını ve yeni yasaların çıkabileceğini ve bunun da Meclis'e geleceğini ifade eden Atalay, sürecin olgunlaşıyor olduğunu ve umutlarının fazla olduğunu söyledi. Birlik ve bütünlüğe leke getirecek bir çalışma içinde olmayacaklarını dile getiren Atalay, AKP'nin birlik bütünlüğün çimentosu olduğunu savundu.

"Asla bunların suç işlemesini teşvik etmesi anlamında bir şey değil. Görevlerini yerine getirmesi anlamında bir tehdit altında olmamasıdır." diyen Atalay, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılmasını örnek verdi.

BEŞİR ATALAY: IŞİD BİZİM AÇIMIZDAN BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR
Milletvekillerinin sorularını cevaplayan Atalay, Türkiye'nin, bağımsız Kürdistan'ın kurulmasına ilişkin bir sözü, taahhüdü olmadığını söyledi. Diyarbakır'da Türk bayrağını indirenin tespit edildiğini ama yakalanamadığını dile getiren Atalay, "IŞİD bir terör örgütüdür bizim açımızdan. Bizim yardımlaşmamız söz konusu değildir." diye konuştu.

Bunun çerçeve yasa olduğuna dikkat çeken Atalay, hükümetin kurumlara görev vereceğini belirterek yürütülen bir yol haritası olduğunu kaydetti. Daha somut bir eylem planı üzerinde çalıştıklarını dile getiren Atalay, daha yeni teklifler ve tasarıların olabileceğini ifade etti. Burada yapılması gereken çok çalışma olduğunu anlatan Atalay, "Elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Sabırla, dikkatle çalışmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Güvenlik güçlerinin bölgedeki sayısının azalmadığını aksine arttığını vurgulayan Atalay, "O konuda çok tedbirliyiz. Terörle Mücadele Kurulu başkanıyım, düzenli toplanıyoruz. Güvenlik güçlerine talimatımız, bunlar asayiş olayı, nerede olacaksa müdahale edeceksiniz. İstanbul'da nasıl müdahale ediyorsanız orada da edeceksiniz. Bunda tereddütümüz yok. Herkesi bağlayan bir eylem planımız olacak. Bölgede olan rahatsızlıkları yakından takip ediyoruz." şeklinde konuştu.

MİT MÜSTEŞARI VE EKİBİ İMRALI İLE GÖRÜŞÜYOR

Atalay, "Son iki ayda örgütle görüşmeler; MİT Müsteşarımız ve ekibimiz, İmralı ile görüşüyorlar. Sürecin işlemesi o şekilde. BDP-HDP heyetleriyle görüşüyoruz, görüşme trafiği bu şekilde yürüyor. Bundan sonra da böyle olacak." ifadelerini kullandı. Bir güven bunalımı da olmadığını belirten Atalay, ortadan kalkan bir devlet otoritesi de olmadığını dile getirerek "Hangi köye isterseniz rahatça gidebilirsiniz, hiçbir sorun yok. Devlet otoritesi kalktığını kabul etmiyoruz." dedi.

Doğu ve Güneydoğu'nun en huzurlu dönemlerini yaşadığını dile getiren Atalay, insanların çözüm sürecinden çok umutlu olduğunu belirterek çözüm süreci konuşulurken üniter devletin gündeme gelmesinin kendilerini üzdüğünü ifade etti. Devlet ile vatandaş arasında sorun kalmasın diye çalıştıklarını vurgulayan Atalay, bunlar çözüldüğünde terörün zemininin de kalkmış olacağını kaydetti.

Yapılan oylama sonucu, 'Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı'nın bütünü üzerindeki görüşmeler tamamlandı ve tasarının birinci maddesinin görüşülmesine geçildi.

MECLİS GENEL KURULU'NDA 'ISLIK' TARTIŞMASI

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda 'Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı' görüşmelerinde 'ıslık' tartışması yaşandı.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, yoklama talebinde bulundu. TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, talebi değerlendirdiği sırada Vural, "Eğlence mi düzenliyorsunuz? Bir elinizde ayna, bir elinizde cımbız mı var!" ifadelerini kullandı. Başkan Bahçekapılı, "İşlem yapıyorum lütfen." karşılığını verdi.

Yoklama devam ederken Bahçekapılı, "Kim ıslık çalıyor? Lütfen…" dedi. Kütahya Milletvekili Alim Işık ise "Ne yaptıklarını bilmiyorlar ki." diye konuştu. MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan ise "Ahırda, ahırda, Meclis'te değil! Islık çalınır mı burada ya!" şeklinde konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Sayın Başkanım, ıslık çalındığını siz söylediniz. İşlem yapmayacak mısınız ıslık çalan milletvekili hakkında?" dedi. Başkanvekili Bahçekapılı ise "Tespit edemedim, etsem yapacağım." karşılığını verdi.

MHP'li Oğan ise "Şerefi, haysiyeti olan, ıslık çalan kalkıp 'ben yaptım' desin. Sayın Başkan, o ıslık çalanın şerefi, haysiyeti varsa kalksın 'benim' desin. Varsa şerefi kalksın 'benim' desin." dedi.

MHP Kocaeli Lütfü Türkkan da, "Hangi haysiyetsizse çıksın söylesin 'Ben çaldım' desin, hangi haysiyetsizse! Delikanlıysa çıksın hadi! Eksik delikanlılar!" şeklinde tepki gösterdi.

TUNCEL: PKK TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİLDİR
Atalay'ın "PKK terör örgütüdür." açıklamasına HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel karşı çıktı. Meclis kürsüsünden cevap veren Tuncel, Türkiye siyasi tarihi açısından bir dönüm noktası olan bir yasa olduğunu savundu. Bakanın "PKK terör örgütüdür." dediğini hatırlatan Tuncel, "Şimdi, eğer siz bu zihniyeti değiştirmezseniz, eğer terörizm kavramında ya da terörle mücadele konusunda ısrar ederseniz, bu meseleye terörizm perspektifinden bakarsanız kalıcı bir çözümün olması mümkün değildir. Önemli olan zihniyetin değişmesidir. Sizin terörist dediğinize insanlar özgürlük hareketi diyor; kendi dili, kimliği, kültürü için mücadele ettiğini söylüyor. Dolayısıyla, bu noktada bir zihniyet değişimine ihtiyaç var. Bu kürsüde bütün bunları konuşuyor olmak önemli bir nokta. Ben ikinci dönemdir milletvekiliyim. Bu ülkede savaş var dediğimiz için bile birçok tartışmaya neden olduk. Her defasında bu kürsüde bize dönülüp terörist denildi. Bu dönemleri de atlattık. Hâlâ konuşabiliyorsak, bu noktaya gelmişsek bu da tabii ki önemli bir nokta ama burada bir zihniyet değişimine ihtiyaç var.

Burada PKK'yi doğru tanımlarsanız çözümünü de doğru ifade edersiniz. Şimdi, bu sadece Kürtler açısından geçerli bir durum değil. Değerli milletvekilleri, siz Türkiye cephesine bakın, biz buradan Türkiye'ye konuşuyoruz. Şimdi, sizin terörist dediğiniz, terörle mücadele ediyoruz dediğiniz örgütle konuştuğunuzda, Türkiye halkına da 'Niye görüşüyorsun?' diye bir soru sorma hakkını veriyorsunuz. O yüzden bu tanımı doğru yapacağız. Bu bir terör sorunu değildir. Şimdiye kadar, bir devletin kendi yurttaşlarını, Kürt yurttaşlarının dilini, kimliğini, kültürünü yok sayması, bunun için baskı uygulaması, şiddet uygulaması… Bir terörden bahsedilecekse o zaman devlet teröründen bahsetmek gerekir. Binlerce insan yaşamını yitirdi, on binlerce insan burada yaşamını yitirdi, on binlerce faili meçhul cinayetten bahsediyoruz. Bu savaşın en büyük mağdurları kadınlar. 90'lı yıllarda yaşanan dönemde binlerce kadın tacize, tecavüze maruz kaldı. Şimdi madem bir tartışma yürüteceğiz, bütün bunları değerlendirelim birlikte." diye konuştu.

Yıldız hemşireden bahsedildiğini hatırlatan Tuncel, "Bir daha Yıldız hemşireler olmasın istiyorsanız bile, bir daha insanlar ölmesin diye, Kürt annesi de, Türk annesi de ağlamasın, diğer halkların annesi de ağlamasın diyorsak burada yapmamız gereken şey, bu yasanın daha iyi nasıl çıkacağıdır, eleştirmek değil. Doğru, AKP iktidarı bu yasanın çıkartılması konusunda yeterince cesur davranmıyor; aslında bu, sorunu çözmez, bu bir çerçeve yasasıdır. Bize sorarsanız, bu yasayla aslında hiçbir sorun çözülmüyor, muğlaktır, ne yapılacağı belli değildir, sadece iktidarın şu sözü, 'Bundan sonra yapılacak.' sözüyle karşı karşıyayız ama ona rağmen savaş olmayacak, ölümler olmayacak, insan ölmeyecek dediğimiz için önemsiyoruz." şeklinde konuştu.

PKK'nin silah bırakacağına inanıp inanmadığının sorulması üzerine ise Atalay, "Çerçeve yasadan sonra çalışılacak, yol haritası, eylem planı. Bunların cevabını bilsek, zaten bu yasaya gerek kalmazdı. İkinci maddede bunların hepsi var. Hükümet görev verecek, o kurumlar yerine getirecek." karşılığını verdi. / Evrensel

Güncelleme Tarihi: 09 Temmuz 2014, 11:10
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER