DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Batman İl Kongresi’nde konuştu. Koronavirüsle mücadelede uygulanan politikaları eleştiren Babacan şunları söyledi:
HASANKEYF'İ SULAR ALTINA GÖMDÜLER: Hasankeyf’in sahibi Batman’da olmak benim için tarihi bir an. Bunu söylerken dahi içim burkuluyor. Maalesef, tarihi 12 bin yıl öncesine uzanan güzelim Hasankeyf, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri, sular altına gömüldü. Kültürümüze, tarihimize Batman’da değer veremedik.
ONLARA GÖRE ÜLKENİN YARISI HAİN: Batman da salgından en çok etkilenen şehirlerimizden biri. Hükûmetin artık herhangi bir şeyi yönetebildiğini söylemek imkansız. Pandemiyi de yönetemiyorlar. Türk Tabipleri Birliği aylarca “sayılar yanlış, bunları beşle çarpın, onla çarpın” diye feryat ediyordu. Ama hükûmet hastalıkla mücadele yerine hakikati söyleyen doktorlarla mücadele etmeye girişti. Küçük ortak hemen TTB’yi ihanetle suçladı. Zaten beğenmedikleri hangi fikirle karşılaşsalar başlıyorlar ‘hain‘ demeye. Saymaya bir başlasak onlara göre ülkenin yarısı hain. Bugün ülkede düşünce özgürlüğü kalmadı. Fikrini söyleyen tutuklanıyor. Ülkeyi korkuyla yönetmeye çalışıyorlar. Hükümetin işine gelmeyen bir haber yapan gazeteciler ya tutuklanıyor ya işsiz bırakılıyor.
ÇOK DAHA İYİ ON HÜKÜMET ÇIKARTIRIZ: Bütün ekibimizden, şu anki hükûmetten her konuda çok daha iyi on tane hükümet çıkartırız. İster ekonomi, ister sağlık, ister tarım, ister sanayi, ister kültür, ister sanat olsun. Aklınıza gelen her konuda, DEVA Partisi, mevcut yönetimden çok daha becerikli, çok daha dürüst, işini çok daha iyi bilen on tane bakanlar kurulu çıkartır.
ANADİL ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ KALDIRMA SÖZÜ
BU TOPRAKLARDA KONUŞULAN HER DİL BİZİMDİR: Devletin görevi vatandaşlarının anadillerini kullanmalarını engellemek olmamalı. Bu topraklarda konuşulan her bir dil, her bir lehçe bizimdir, zenginliğimizdir. Dün Diyarbakır’da da ifade ettim, eğitimde fırsat eşitliğinin önündeki anadil farkı dahil her türlü engeli kaldıracağız. İnsanların anadillerini kullanması ve geliştirmesi için demokratik bir hukuk devletine yakışan her türlü çalışmayı yapacağız ve bu alanda cesur adımlar atacağız.
İNSAN HAKLARI PAZARLIK KONUSU YAPILAMAZ: İnsan hakları, insan olmaktan kaynaklanan en tabi haklardır. Bu haklar, her bir vatandaşımızın anasından emdiği süt kadar helal haklardır. Bu hakları hiçkimse engelleyemez. Bu haklar pazarlık konusu yapılamaz, oylamaya tabi tutulamaz. Bu haklar zamana, zemine yayılamaz, ülkenin koşullarına bağlanamaz. Bu haklar derhal tanınır, o kadar. Biz bunun taahhüdünü veriyoruz. Herkesin bu ülkede kendini eşit, özgür ve birinci sınıf vatandaş hissetmesini sağlayacağız.
KORONA TEST SAYISI ARTIRILMALI: Yeterli test yaptırmadılar. Test için insanları pozitif hastalarla aynı ortamlara soktular. Testi yapılanı toplu taşımayla evine gönderip “git sonucunu bekle” dediler. Hastalığın yayılmasını sağlamak için daha çok çaba harcadılar. Defalarca söyledik, test sayısını artırın, test istasyonları kurun. Ama her şeyden önce dürüst olun. Halka doğruları söyleyin. Verileri düzgün paylaşın. Önlem alın. Ama onlar miting yapıp insanların üstüne çay attılar.
İKTİDARIN DERDİ HUKUKU SUÇA ALET ETMEK: Osman Kavala için bir dosya daha yetiştirdiler hemen. Şimdi de darbecilikle itham ediyorlar. 3 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası istiyorlar. Bu iktidarın hukukla falan işi kalmadı. Tek derdi hukuku suça alet etmek. Yargıyı araçsallaştırıp insanları tutuklamak, baskı altına almak, susturmak. Biz, hukuk devletini hiçe sayan bu anlayışı asla kabul etmeyeceğiz.
FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER
TÜM HAKLARIN GÜVENCESİ OLACAĞIZ: Batman Barosu 90’lı yıllarda sadece Batman’da işlenen faili meçhul cinayetlerin sayısının 513 olduğunu açıklamıştı. Bu; yüzlerce eş, yüzlerce baba, yüzlerce anne, yüzlerce kardeş demek. Türkiye’de yaşayan her bir bireyin tüm haklarının güvencesi olmak için biz hazırız. Bu ülkede kimse kimliğinden, siyasi fikrinden, düşüncesinden ötürü, hiçbir koşulda kötü muamele göremez, görmeyecek!
MÜLAKAT SİSTEMİNİ KALDIRACAĞIZ: Batman Barosu Başkanı, hakimlik ve savcılık için işe alımlarda yazılı sınavda Batman Barosu’na kayıtlı 8 meslektaşının yüksek puanlar aldığını, başarılı olduğunu, fakat hepsinin mülakatlarda elendiğini söylemişti. Bu apaçık haksızlığa karşı bizim kamuda işe alımlarda, tayin ve terfilerde tek ölçümüz var: O da liyakattir, ehliyettir. Bu ayrımcılıklara sebep olan, haksızlıklar yaratan, gençlerimizin umudunu çalan mülakat sistemine son vereceğiz. / DUVAR