Daha önce Türkiye’deki yargı sürecini yakından izleyen ve 4 bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi için açılan Meclis Soruşturma Komisyonu’nda da yer alan Aksünger, “Bu davanın Türkiye’yi, Türk halkını çok yakından ilgilendirmesi bence çok önemli; ama, bizim buraya, bu adalet sistemine güveniyor durumunda olmamız da bence acı konulardan bir tanesi” dedi ve ekledi:

“Meclis Soruşturma Komisyonu’na gelen dosyanın içinde de vardı. Orada, Sarraf’ın aslında ne kadar sakıncalı bir adam olduğu anlatılıyor, uyarlıyordu. Bugün de, bu davanın buradaki sürecine baktığımız zaman, Türkiye’nin aleyhine işleyen bir süreç gibi görünüyor. En üzücü tarafı da burası bence: Türkiye’nin kurumlarının zarar görmesi çok ciddi.”

‘HALK BANKASI’NIN AVUKATLARININ YAKLAŞIMLARI İLGİNÇ’

Aksünger, “Bu itiraflara başlarken en ilginç olan tarafı bence şu oldu; Hakan Atilla’nın Halk Bankası tarafından tutulmuş avukatları da bu suçu kabul ettiler. En ilginç boyutu bu bence. Halk Bankası’nın avukatlarının yaklaşımları çok ilginçti. Çünkü ‘evet böyle bir olay gerçekleşmiştir. Ama bunu bizim müvekkilimiz değil, Süleyman Aslan ile ona rüşvet veren Rıza Sarraf yapmıştır’ tarzında yaklaşımla müvekkillerini savunmaya çalıştılar. Bu süreç kötü bir yere gidiyor” dedi.

‘TEKRAR KOMİSYON KURULMASI ŞARTTIR’

Aksünger dava jürisine gösterilen uzun bir isim listesi olduğunu da belirterek, “Kişilerin ve kurumların adların içinde bulunduğu bu listedekiler tanık yada sanık sıfatında olacak kişiler değiller ama, jüriye şu söyleniyor. ‘Bunlardan herhangi birini tanıyorsanız jüri üyeliği yapamazsınız; taraf olduğunuz düşünülebilir’ diye” dedi ve ekledi; “Bir soruşturma komisyonu tekrar kurulması şarttır. Ama bu Meclis’teki iç tüzükle kurulacak olan soruşturma komisyonunun 15 üyesinden 9 tanesinin, iktidar partisinden, hükümetten olacağını düşünürsek pek de bir yere gideceğini zannetmiyorum. Bence olacak en doğru şey, bu hükümetin bu bedeli halka ödetmemesi için bir erken seçime hızlı bir şekilde gidilmesidir.” (DHA)