“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” zihniyetinin cumhuriyet tarihinde en içler acısı örneği, 1937 ve 1938 yıllarında Dersim’de yaşanan kıyımdır.
Hakkari sokaklarında gözaltına alınmak için sürüklenen çocuğun çığlıklarını duymayan bir Türkiye nasıl iflah olabilir? Ağzı bantla kapatılmış çocuğun kolundan çıkan kemik seslerini insan olan biri nasıl unutabilir?
6 Mayıs Yıl 1972. Gencecik delikanlılar için kırılan kalemlerin, yüz binlerce insanın kolunu kanadını kırdığı yıl.
Sıhhıye Kızılay'da kurulan çelik duvarlar, hükümetin 'çelik gibi' iradesinin sergilenmesi adına önemli bir simgeydi.,
Şırnak ve Hakkari’deki sınır köylerinin 1994’te boşaltılmasından sonra göçe zorlanan yaklaşık 12 bin Türkiyeli Kürt bugün Mahmur Kampı’nda yaşıyor
Not defterimde iki sözcük; petrol ve barış! Biri şunları söylemiş: “Irak petrolü, Kerkük-Yumurtalık, Irak Kürdistanı petrolü de Taktak-Ceyhan boru hatlarından Akdeniz’e ulaşıyor.
YPG’li bir komutan gece yarısı Kamışlı’da anlatıyor, Türkiye Süleyman Şah Türbesi’ndeki birliğin değişimi için YPG ile temas kurmuş.
Sevgili kardeşim; sana bu mektubu tarih boyunca acıyla yoğrulmuş Mezopotamya’dan yazıyorum.
Rojava'nın önde gelen güçlü partisi PYD'nin lideri Salih Müslim'le bu kez yollarımız Süleymaniye'de kesişti.
Anayasa değişmeden Erdoğan'ın 'köşk'te kalması uzun dönemde aktif siyasetten tatlı tatlı tasfiyesidir. Bakınız Turgut Özal!
Cizre Kantonu'nun başkenti Amude'de, Yasama Meclisi binasındayız. Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı Vekili Hakem Hallo, Başbakan Ekrem Huso, bazı bakanlar ve bakan yardımcıları tarafından bahçede karşılanıyoruz.
Anadolu toprakları, binlerce yıldır, insan yaşamına ev sahipliği yapmasından, onlarca kültürü bir arada barındırmasından doğru, farklı bir hoşgörü, şefkat, sıcaklık, doğallık yaşatır bağrında.
Yer soframızda kahvaltımızı ederken odada ses patlıyor. Dışarıdan, kamyonetin üstündeki hoparlörlerden gelen bir haykırış.
Zar Oyunu adlı yapım köyden kente göçün kaçınılmaz hale getirildiği bir coğrafyadan sinemaseverlere sesleniyor. Başroldeki Geetanjali Thapa kırsal kesimden şehirlere taşınmak zorunda kalan insanların kimliksizleştirilmelerine de dikkat çekti.
Rojava'da gerçekleştirilmeye çalışılan yaşam pratiklerinin, Türkiye'deki demokrasi güçlerinin neredeyse tümünün seçim broşürlerinde vaat ettikleriyle birçok ortak nokta taşıdığını söylemek zorlama bir iddia olmasa gerek.
Rojava'da ilk tanık olduğum; Kürt halkının kırk yıllık rüyasının burada gerçeğe dönüştüğünün resmiydi. Büyük bir halk devriminin yaşandığı bu topraklarda olmak sevincimizi, heyecanımızı katlıyordu.
Mültecilerin hikayesi bilinmeze doğru alınan bir yoldur aslında. Bahar ülkesinden kaçmak zorunda kaldığında bunu biliyordu. Ama bu bilinmezin hayatının 13 yılını belirsizliğe boğacağını bilmiyordu.
Rojava’dayım. Türkiye, Irak ve Suriye sınırlarının buluştuğu yerde… Burada devrim heyecanıyla, Tayyip Erdoğan ve Mesut Barzani’ye duyulan hendek tepkisi iç içe…
Krystyna Budnicka anlatıyor: "Kanallar aracılığıyla gettodan çıkmaya karar verdik. Kanallara dair anlatılan ne varsa hepsini yaşadım, 13 yaşındaki ağabeyim kanalda boğuldu, annem, babam, ablam, hiçbiri kanaldan çıkamadı.”
Diyelim ki, Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu, Gül de Başbakan. Soru malum: Bu ilişki nasıl gider? Erdoğan Köşk'e çıkarsa Başbakanlık'ta Gül ile rahat eder mi?
30 Mart Yerel Yönetim Seçimleri ile ilgili en yaygın değerlendirme, AKP’nin seçimlerden başarıyla çıktığı yönünde oldu.
Tayyip Erdoğan şaşırtmıyor. Twitter’dan sonra YouTube’un da ruhuna Fatiha okunması Erdoğan’ın meşruiyet sorununu biraz daha derinleştirmiş oldu.
30 Mart seçimlerinin sonuçlarını biraz da 'onların' 'bunlar olma özlemi' belirleyecek!
Daha önce AK Parti'ye de oy çıkan 'bizim mahalle'de 30 Mart'taki kritik seçim için ne düşünülüyor, hedef ne? Gezi ve 17 Aralık mahallede nasıl bir mutabakat yarattı?
Gezi’nin bize kanıtladığı şeylerin başında, ayrışmış mücadeleler yerine iletişimsel birlik içerisindeki mücadelelerin bir araya geldiklerinde çok daha büyük kazanımlar ve moral değerler elde edebildiği gerçeği vardır.