Beklemedeki tehlike: IŞİD geri çekilirken el Kaide büyüyor

Topraklarını kaybeden IŞİD'in yerine el Kaide'nin militan sayısını katlayarak etkili bir güç olarak büyümeye başladığı ileri sürülüyor.

Beklemedeki tehlike: IŞİD geri çekilirken el Kaide büyüyor
Ekim ayında Suriye, Yemen ve Afganistan’da el Kaide lider kadrosundan üç önemli ismin öldürülmesinin, bütün gözlerin cihatçı hareketin bayraktarlığını yapan IŞİD üzerinde olduğu bir süreçte fazla dikkat çekmemesi şaşırtıcı değil.


Ne var ki, IŞİD’in Irak, Suriye ve Libya’da ardı ardına yenilgiler aldığı bir dönemde Amerikan hava harekatları sonucu yaşanan bu üç ölüm paradoksal olarak el Kaide’nin yeniden güçlenmeye başladığına dair ipuçları sunmakta. Acımasız şiddet yerine yumuşak güçle el Kaide, sessizce bir yeniden dirilme çağrısı yapıyor.

Pentagon’un açıklamasına göre öldürülen üç liderden biri olan yirmi yıllık el Kaide üyesi Haydar Kirkan, öldüğü güne değin Batıda saldırılar planlamaktaydı. Bu, uzun menzilli operasyonların gündeminde olmayan ve uzun zamandan beri yerel düzeyde, İslam dünyası içinde yavaş ve istikrarlı biçimde etkisini arttırmaya yönelik bir strateji izleyen el Kaide açısından tartışma yaratan bir açıklama oldu.

SESSİZ SEDASIZ GELİYOR

11 Eylül saldırısının ardından ABD ve müttefiklerinin hedefi olup güçsüzleşen el Kaide bu stratejiyi izlemek zorunda kalmıştı. Bugün ise örgüt Fransa, Belçika, Almanya, Tunus gibi bir çok ülkede organize saldırılar düzenleyen IŞİD’den ve ABD’de “yalnız kurtlar” olarak da adlandırılan doğrudan örgüt bağı olmayan bireysel terör eylemlerinden kendisini ayırt etmek için kasıtlı olarak bu stratejiye sıkı sıkıya sarılmaya başladı.

El Kaide ve uzantıları uzun süredir IŞİD vahşiliğinden temkinli biçimde uzak duruyor; salt korku ve şiddet üretmek yerine aşiret liderlerinden, toplumda sözü geçen kimselerden destek bulmaya çalışıyor.

Örgüt, yaptığı hamlelerin uluslararası kamuoyunda fazla dikkat çekmemesi için IŞİD tarzı propaganda faaliyetlerine girişmekten de imtina ediyor.  Amerikan düşünce kuruluşu ‘Demokrasilerin Savunulması Vakfında terör uzmanı olarak görev yapan Daveed Gartenstein-Ross konuyu şöyle yorumluyor: “El Kaide stratejik deneyimi sayesinde bir toprak parçasını ele geçirmek gibi büyük çaplı bir eylemin terörle mücadele eden güçlerin dikkatini çekeceğinin farkında ve bu tarz eylemleri sessiz sedasız icra ediyor.”

GÜNEY ASYA

IŞİD 2015’in ilk günlerinde Afganistan ve Pakistan’ın batısını kapsayan sözde Horasan Eyaletinin kurulduğunu ilan etmişti. Bu hamle, Bangladeş’e genişleme girişimi de göz önünde bulundurulursa, 400 milyon Müslüman’ın bulunduğu Güney Asya’yı IŞİD’in etkisi altına sokmayı hedefliyor. Ancak örgüt şu ana dek kayda değer bir başarı elde etmiş değil.

Afganistan’daki Amerikan Askeri Gücünün Eski Danışmanı Seth Jones’un açıkladığı üzere “Bütün çabalarına rağmen Güney Asya’da güçlü bir lider kadrosu oluşturamayıp yerelde fazla destek bulamayan IŞİD çok az sayıda saldırı düzenleyebildi ve hâlâ çok küçük bir alanı kontrol ediyor.”

IŞİD’in bölgede genişlemesinin önündeki en büyük engellerden biri başta el Kaide ve Taliban olmak üzere diğer grupların Afganistan’da hâlâ önemli bir ağırlığa sahip olması. Amerikan ve Afgan güçlerinin ekim ayında düzenlediği operasyonda el Kaide’nin 2014’te oluşturduğu ‘Güney Asya’ koluna üye 200 terörist öldürülmüştü. El Kaide şu ana değin bölgede çok fazla militan toplayamamış ve uzun zamandır dikkate değer bir saldırı düzenleyememiş olsa dahi  örgütün ve özellikle lider kadrosunun üzerindeki 15 yıllık daimi baskıya rağmen varlığını sürdürebilmesi potansiyel tehlikenin büyüklüğüne işaret ediyor.

YEMEN

Kilit noktalardan bir diğeri ise Yemen. Suudi müdahalesinin beklenmedik sonuçlarından biri el Kaide’nin ülkede güç kazanması ve kıyı bölgesinde bağımsız bir devlet gibi hareket etmeye başlamasına zemin hazırlaması oldu.

Zengin ve stratejik bir liman şehri olan Mukalla aylardan beri örgüte günde 2 milyon dolar gelir sağlıyor. ABD hükümetinin hazırladığı bir rapora göre el Kaide’nin Yemen uzantısı 2015’te bir önceki yılın dört katı olmak üzere en az 4 bin kişiyi bünyesine kattı.

Grup ayrıca ülkenin kuzeyli elitleri tarafından marjinalleştirilen Güney Yemenliler arasındaki etkisini giderek arttırıyor. Yemen gündemini takip eden bir Arap diplomat durumu şöyle açıklıyor: “Önümüzdeki süreçte salt bir terör örgütü olmaktan öte insanların huzurlu bir biçimde yaşadığı bir bölgeyi kontrol eden daha karmaşık bir el Kaide’yle karşı karşıya kalabiliriz.”

AFRİKA

El Kaide Afrika’yı da etki alanına dahil etmiş bulunuyor. Adı şiddet ve barbarlıkla özdeşleşmiş Nijerya merkezli Boko Haram’ın gölgesinde kalsa ve daha az dikkat çekse de el Kaide’nin Afrika kolunun kıtada büyük bir güç olma yolunda ilerlediğini söyleyebiliriz.

Somali’de eş Şebab liderleri grubun el Kaide’ye olan beş yıllık bağlılığını tanımayı reddeden IŞİD yanlısı fraksiyon mensuplarını infaz etmişlerdi. Bu fraksiyondan geriye kalan son grup şu anda kuzeydeki yarı özerk Puntland bölgesinde Somali ordusunun kuşatması altında imha riskiyle karşı karşıya.

Sahel bölgesinde IŞİD adına saldırılar düzenleyen bir grup ortaya çıksa da bölgede egemen olan el Kaide’yi oluşturan hiziplerin koalisyonudur.

El Kaide özellikle Fransızların ya da diğer uluslararası güçlerin radikallere müdahale etmekte yetersiz kaldığı kilit noktalardan biri olan kuzeybatı Afrika’daki Mali’de birçok aşiretle güçlü bağlara sahip ve ülkedeki etnik karışıklıkları güç ve destek kazanmak için kullanıyor. Gartenstein-Ross’un tespitine göre el Kaide, Afrika’da en güçlü cihatçı hareket olma yolunda ilerliyor.

LEVANT

En çok adından söz ettiren bölge elbette Levant. Birçok analistin IŞİD’in önümüzdeki yıllarda -bölünme yaşasa dahi- etkili bir güç olarak kalacağını tahmin etmesine rağmen el Kaide bölgedeki savaştan en kârlı çıkan örgüt olabilir. Küresel cihat yerine Beşar Esad ve müttefiklerini hedef alan ve temmuz ayında ismini Şam Fetih Cephesi olarak değiştirmiş el Nusra Cephesi, el Kaide’nin stratejisi açısından kilit rolde.

Kaide son yıllarda “küresel cihadın” parçası olmak istemeyen yerli toplulukları yabancılaştırmamak için yerel örgütlerle olan bağlarını önemsiz gösterip sert de olsa kontrol ettiği bölgelerde düzen ve istikrarı muhafaza etmeye çalışıyor.

Batılı devlet adamları Şam Fetih Cephesinin yalnızca IŞİD’in yenilgisinin ardından bölgedeki cihatçı hareketin öncüsü olabileceğinden değil aynı zamanda şu anki stratejisini değiştirirse el Kaide namına batıda saldırılar düzenleyebileceğinden endişe ediyor. Grup her ne kadar şu an için yerel çatışmalara öncelik verse de, uzun vadede batıyı hedef tahtasına oturtacağı muhtemel.

Uluslararası koalisyon hava saldırılarını sürdürdükçe ve IŞİD elindeki toprakları kaybetmeye devam ettikçe uzun vadede daha büyük bir tehdit oluşturacak bir başka ismi giderek daha fazla işitmeye başlayacağız: Şam Fetih Cephesi. / Evrensel

Güncelleme Tarihi: 21 Ocak 2017, 09:11
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER