BDP'nin "Demokratik özerklik ile özgür yaşamı inşa ediyoruz" şiarıyla gerçekleştirdiği 3. Olağan Kongresi, konuk konuşmaları oldu. Kongreye telekonferansla katılarak kısa bir konuşma yapan Kobanê Kantonu Başkanı Enver Müslim, kongreyi selamladı. Müslim, demokratik Suriye için mücadele ettiklerini belirterek, Suriye'nin umudu olduklarını vurgularken, yürütülen mücadeledeki zorlukları anlattı. Müslim'in konuşması salonda bulunanlar tarafından sık sık alkışlanarak, "Bijî berxwedana Rojava / Kobanê" sloganını attı. 

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, BDP'nin devrimci ve öncü bir adım attığını belirterek, "BDP değişik isimler altında sürdürdüğü mücadelede her dönem öncü bir rol oynadı. Çok önemli toplumsal mücadele hamlelerinde BDP ve öncesindeki geleneğinin iradesi ve izi var. Sadece Kürdistan için değil Türkiye toplumunun demokratikleşmesi, işçi, emekçi, özgürlükçü mücadele güçlerinin önünün açılması için de BDP'nin ortaya koyduğu öncü rolü söz konusu. Bir öncü role daha adım atıyor BDP. Kürt özgürlük hareketi ve Sayın Abdullah Öcalan'ın projelerine, politikalarına bakarken ilk başta şaşırarak, yadırgayarak bakıldı. Ama olur mu, acaba duygusunu açığa çıkardı. Atılan her yeni adım her politik düşünce Türkiye toplumunun tarihine devrimci hamlelere dönüşüyor. Kürt özgürlük mücadelesi cephesinden atılan bu adımlar Türkiye devrimci güçlerinin önünü açtı" ifadelerinde bulundu. 

Yüksekdağ, kongrenin iradesine güvendiklerini belirterek, "Bizi buradaki iradeyi yönlendiren düşünce, bölge halklarının önünün açılması anlamına geliyor. Demokratik Bölgeler Partisi'yle devam etmek için bir araya gelmiş yapı var burada. Kürdistan'ın dört parça siyasetine etki edecek, Türkiye'nin batısını etkileyecek, bölge halkı ve Ortadoğu'nun saldırı ve savaşlarla kuşatılmış politik coğrafyasını değiştirecek irade ortaya konuluyor ve tarihsel adım atılıyor. Bunun herkes tarafından iyi bilinmesi gerekiyor. Bu adımların yerine getirilmesi çabası da buna uygun olmalı" dedi.  

DEMOKRATİK ÖZERKLİK YENİ VE TARİHİ BİR TOPLUMSAL İNŞADIR

"Aynı zamanda alternatif bir toplumsal modelin temellerinin atılması ve inşasının başlanması anlamına geliyor" diyen Yüksekdağ, şunları söyledi: "Demokratik özerklik siyasetinin örgütlenmesi, ezilenlerin yerinden yönetime katılma, toplumun yeniden örgütlenmesinin geliştirilmesi anlamına geliyor. Demokratik özerklik fikri ve projesi sadece Kürdistan'da politik örgütsel konusu değildir. Aynı zamanda HDP'nin, Türkiye toplumunun kuvvetle ihtiyacı olduğu yaşam projesinin hayata geçirilmesi anlamını taşıyor. O açıdan tüm Türkiye'nin önündeki tarihsel mücadelelerden biridir. Bu şu anlama gelir; toplumun demokratik bilinçle yeniden örgütlenmesi, faşizmden, ırkçılıktan, erkek egemenliğinden, otoriterleşmeden arındırılarak yeni bir insani bilinci oluşturulması ve inşa edilmesi anlamına gelir." 

'HALKIN DİRENİŞİ OLDUKÇA KAYBETMEYECEĞİZ'

Demokratik Bölgeler Partisi'nin asla yalnız olmayacağını belirten Yüksekdağ, "Her parçadaki varlığımızın bütünlüğünün gücünün kavranması gereken günlerden geçiyoruz. İsyanların yeni kapılar açtığını görüyoruz. Rojava'da faşist ve gerici kuşatmalara karşı direnen, onurun, direnişin destanını yazan devrimciler oldukça, Kürdistan ve Türkiye'de serhildanlarla bölgenin demokratik değişim sürecinin kapılarını zorlayan bir halk hareketi oldukça asla yalnız olmayacak. Asla başarısızlığa mecbur olmayacak. Kolektif, çoğul gücümüzle güçlü başarılarla kazanılacak bir süreç olduğunu ifade etmek istiyorum" diye konuştu. 

Faaliyet, mali raporların okunmasıyla devam eden kongre, tüzük ve program değişikliklerinin ardından yapılacak seçimle sona erecek.  / anf