‘BENİ EN ÇOK ZORLAYAN KİTABIN KURGUSU OLDU’
Demirtaş’ın, Evrensel gazetesinden Gözde Tüzer’in sorularına verdiği yanıtlardan bir bölüm şöyle:
Kitaptaki karakterlerden Bedirhan ve Sema ‘mutluluk’ ve ‘özgürlük’ üzerine yoğun bir felsefi tartışmaya giriyorlar. Peki sizce mutluluk ve özgürlük nedir ve aralarında nasıl bir bağ var?
Bunu, romanda çok çeşitli bakış açılarıyla anlatmaya çalıştım zaten. Benim kişisel yaklaşımlarım da dikkatli okurun gözünden kaçmayacaktır eminim.
Biraz da özel bir soru var sırada. Kitaptaki Kudret’in çocukluk aşkı Serap’a, yani Leylan’a olan aşkına baktığımızda karşımıza çok büyük bir sevda çıkıyor. Onu bir dakika görmek için saat 4’te evinin önünden geçmesi, okuldan eve bırakması, başkasıyla olan nişanlarını hep bozması… Ve siz kitabı 25 yıllık eşiniz Başak Hanım’a ve kızlarınız Delal ve Dılda’ya atfetmişsiniz. Sizin Başak hanıma olan aşkınızı Kudret’in sevdasına benzetebilir miyiz?
Benzetebilirim tabii ki, ama bizdeki çok daha fazlasıdır. Her roman yazarı biraz otobiyografik olmaktan kaçamaz ya, benim de durumum istisna değil. Fakat Kudret ve Leylan’ın maceraları özgündür, gözleme ve anılara dayalıdır. Yine de bizim hikayemizdir esas kaynağı. Başak’a uzaktan, çaktırmadan bakmışlığım, peşinden gitmişliğim hiç de az değildir
Güncelleme Tarihi: 22 Ocak 2020, 14:01