Tartışmalar yürütülüyor ama bölgeye hakim siyaset gözlemcileri dahil herkes temkinli bir dil kullanıyor. Çünkü operasyonun genel hatları belli olsa da Türkiye’nin hedefiyle ilgili kesin bilgiler bulunmuyor.
Öte yandan birçok siyasetçi Türkiye’nin hamlesine, ABD’nin geri çekilmesine anlam verememiş gibi görünüyor. Öncelikle ABD ve Koalisyon Güçleri’yle birlikte IŞİD’e karşı savaşan Kürtlerin yalnız bırakılmasına tepki gösterdikleri anlaşılıyor.
Gelişmeler üzerine açıklama yapan SDG, ABD’nin sözünde durmadığına işaret ederek kazanımlarını savunacaklarını ifade etti. Bunun ne anlama geldiğini yani Türkiye’ye karşılık verip vermeyeceği, Türkiye’nin hazırlıklarını yaptığı operasyon sırasında anlaşılacak gibi görünüyor.
DEMOKRASİ NÖBETİ’NDE ‘BİJÎ BERXWEDANA ROJAVA’ SLOGANI
Elbette Türkiye’deki Kürt siyasetçiler de süreci yakından takip ediyor. Kayyımlara karşı başlayan ve 50’inci gününe giren Demokrasi Nöbeti’nde konuşma yapan siyasetçilerin gündeminde de Türkiye’nin hazırlıklarını sürdürdüğü operasyon vardı. Lise Caddesi’nde kayyım uygulamasına karşı toplanan kitlenin sık sık “Biji Berxwedana Rojava” (Yaşasın Rojava Direnişi) şeklinde slogan atması da bunu gösteriyordu.
Demokrasi Nöbeti eyleminde konuşan HDP Diyarbakır İl Başkanı Zeyyat Ceylan, AKP-MHP iktidarının varlığını sürdürmek için savaş kararı aldığını söyledi. Daha sonra Duvar’a açıklama yapan Ceylan, Yüzyıllık Kürtleri inkar politikasının hiç kimseye hiçbir şey kazandırmadığını söyledi.
‘KATLİAM OLMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ’
Ceylan, Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye yönelik harekat hazırlığıyla ilgili şunları söyledi: “Savaş politikası, kandan, göz yaşından, göçten, ölümden, yıkımdan başka bir şey getirmedi. Türkiye’nin Rojava Kürtlerine yönelik saldırıları da halklara başka bir şey getirmeyecektir. Türkiye savaş yerine Kürtlerin uzattığı barış elini tutmalıdır. Kürtlerin demokrasiden ve insanca yaşamaktan başka bir talebi yoktur. Rojava yönetimi de başka bir şey istemiyor. Rojava’dan Türkiye’ye yönelik tek bir saldırı olmamıştır bugüne kadar. Topraklarını ve haklarını savunmak istiyorlar. Ama AKP-MHP iktidarı Türkiye’yi Ortadoğu savaşına sürüklüyor.”
Ceylan, savaş politikalarına sonuna kadar karşı duracaklarını vurgulayarak, “Biz Rojava halklarının, demokratik siyasetin yanında yer alacağız. Dünya kamuoyunun da Kuzey Suriye halkının yanında yer alacağına inanıyoruz. Afrin’de bir katliam oldu, bunun tekrar etmesine izin vermeyeceğiz. Kısa sürede savaş politikaları bazı kazanımlar elde edebilir belki ama sonunda hukuk kazanacak, adalet kazanacak, Kürt halkı kazanacak” şeklinde konuştu.
‘KÜRTLERİN ÜZERİNDEKİ KARA BULUTLAR DOLAŞIYOR’
Türkiye’nin harekat hazırlıklarını ve ABD’nin tutumunu değerlendiren Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek ise, “Kürtlerin üzerinde yine kara bulutlar dolaşıyor” dedi. Çiftyürek, Türkiye’nin bir güvenlik sorunu olmadığını dile getirerek, “Türkiye, Rojava’nın tamamını istiyor. Hesapları Osmanlı bakiyesi üzerinden yapıyorlar” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin söz konusu harekat ile 3 milyon civarında göçmenin Suriye’ye dönmesine olanak sağlanacağını dile getirdiğini belirten Çiftyürek, “3 milyon insanı “Güvenli Bölge’ye yerleştirecekler. Bunun için köyler inşa edecekler. Ancak bu insanlar Hama, Halep, Humus ve Şam’dan Türkiye’ye geldiler. Eğer bu insanları kendilerine dert ediyorlarsa o zaman kendi topraklarına göndermenin bir yolunu bulsunlar. Ancak Türkiye devletinin hesabı bu değildir” dedi.
‘ROJAVA’NIN DEMOGRAFİSİ DEĞİŞTİRİLMEK İSTENİYOR’
HAKPAR Genel Başkanı Refik Karakoç ise Türkiye’nin Suriye politikasını en başından beri eleştirdiklerini belirterek, “Türkiye, Ortadoğu’da bataklığa doğru gidiyor. Bu hükümet, ‘komşularla sıfır sorun’ demişti ama etrafında bir tek dost ülke kalmadı” dedi.
Türkiye’nin Kürt politikasını eleştiren Karakoç, “Sınırları değiştirmeden, federatif bir Anayasayla Kürt sorunu çözülebilir. Diyalog yolu açılırsa Türkiye’de Kürt sorunu kalmaz ve Türkiye hakikaten güçlü bir ülke olabilir. Operasyonlarla Kürt sorununun çözülmeyeceğini defalarca gördük. Türkiye operasyonlardan vazgeçmeli, PKK silah bırakmalı, şiddet ortamı yerini diyaloğa bırakmalı. Barış ve kardeşlik diline dönülmeli. Kürtler bunu istiyor” şeklinde konuştu.
ABD’nin tutumunu da değerlendiren Karakoç, “Devletler arası hukuk ve diplomasi, her devletin kendi çıkarları üzerine kuruludur. ABD, Ortadoğu’daki çıkarları zedelenmesin diye Suriye’dedir ve bu da doğaldır onun açısından. Zaten ABD, Kürtleri sonuna kadar savunmak için oradayım demedi. Kendi çıkarları için oradadır. Hiçbir Kürt partisinin emperyal güce kendini bağlamaması gerekiyor. Aynı şeyi Rusya, askerlerini çekerek Afrin’de yaptı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 milyon Suriyeliyi Kürt topraklarında iskan etmeye çalıştığına dikkat çeken Karakoç, şunları söyledi: “Türkiye, Rojava’nın demografisini değiştirmeye çalışıyor. Bunu yapmaya hakkı yoktur. Arap halkını Kürt topraklarında iskan etmek yanlıştır ve Türkiye’nin aleyhine sorunlara neden olacaktır.” / DUVAR