HDP, “Demokrasinin Güçlendirilmesi İçin Uluslararası Sözleşmelerin Tanınmasına ve Bazı Temel Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” verdi. Kanun teklifinde Siyasi Partiler Kanunu ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun kaldırılması, seçim barajının sıfırlanması ve cemevlerine ibadethane statüsünü verilmesi öngörülüyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Onursal Başkanı ve Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü “Demokrasinin Güçlendirilmesi için Uluslararası Sözleşmelerin Tanınmasına ve Bazı Temel Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” verdi.
Çözüm süreci sırasında alan temizliği için düzenlenmesi gereken yasa önerilerini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunan Kürkçü kanun teklifinin gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’nin siyasi tarihinde, demokrasi, genellikle, güvenlik ve istikrarın bir yan unsuru olarak ele alınmıştır.
“Hükümetlerin istikrar algısına göre kurulan özgürlük-güvenlik dengesinde zaman zaman rejimde kısmi demokratik iyileşmelere fırsat verilse de genellikle güvenlik ağır basmış ve otoriterlik rejimin baskın karakteri olmuştur.
“Siyasi alanda otoriterliğe toplumsal planda da sermaye tercihlerine dayanan bir otoriter güvenlik rejimine demokrasi denemeyeceği, gün gibi açıktır.
“TBMM, darbeci komutanları vicdanen ve hukuken mahkûm edilmiş 12 Eylül Askeri Diktatörlüğünün Türkiye’ye dayattığı bu otoriter rejimi ve onun yasalarını sürdürmekle değil, yasama gücünü Türkiye Cumhuriyeti’nin tarafı olduğu uluslararası antlaşmalar ve sözleşmelerin tanımladığı ve güvenceye aldığı normlar istikametinde değiştirerek demokratikleştirmekle yükümlüdür.
“Oysa Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetleri, 12 yıldır söylem düzeyinde demokratikleşmekten söz eder, halka adalet ve demokrasi vaat ederken, ülkeyi 12 Eylül darbeci generallerinin çıkarttığı kanunlarla yönetmeyi, siyasal rejimin çerçevesini bu kanunlarla belirlemeyi, bu askeri diktatörlük rejiminin kurduğu devlet aklı doğrultusunda uluslararası sözleşmeleri kabul etmemeyi ve sözleşmelerdeki çekinceleri korumayı sürdürmektedir.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin var olan ve süregiden kurgusu içinde birer çatışma dinamiği haline gelmiş olan farklılıklarımızı kabul eden ve bu farklılıkların meşruiyetini tanıyan, -yalnızca tanımakla da kalmayan onların varlıklarını koruma ve sürdürmelerini güvence altına almayı üstlenerek gelişen- bir siyasal hayat, sadece kendimiz değil, bölgemiz ve dünya için de demokratik bir siyasal alternatifin beşiği olacak bir toplumsal zemini inşa etmenin temel ön koşuludur.
“Bu yasa tasarısının TBMM gündemine taşınması doğrudan hukuki sonuçlarının yanı sıra TBMM’nin demokratik sorumluluklarını üstelenerek, hükümeti “çözüm süreci” bağlamında yasal denetime tabi tutmasını da sağlayacaktır. Bu yasa gerçek bir toplumsal sözleşme olarak geleceğimizi üzerine kuracağımız Yeni Anayasa’ya ulaşmak için gerekli “alan temizliği”nin önemli bir bölümünü de gerçekleştirmeye katkıda bulunacaktır.”
İki temel bölümden oluşan kanun teklifinin, birinci bölümüne Türkiye Cumhuriyeti’nin çekince koyduğu uluslararası sözleşmeler üzerindeki çekincelerin kaldırılarak sözleşmelerin kabulüne ilişkin iken ikinci bölüm ise siyasal örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri özgürlüğü, ifade özgürlüğü önündeki yasal engellerin kaldırılması ile ilgilidir.
1. Bölüm:
Çekincelerin kaldırılması
Madde 1) Daha önce diğer maddeleri onaylanmış olan uluslararası sözleşmelerden, çekince konmuş olan;
a. Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme’nin 27’inci maddesi,
b. Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 13’üncü maddesi,
c. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 17’nci, 29’uncu ve 30’uncu maddesi,
d. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 nolu Ek Protokol’ünün 2’inci maddesi,
e. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın 4’üncü, 6’ıncı, 7’nci, 8’inci, 9’uncu, 10’uncu ve 11’inci maddeleri, üzerindeki çekinceler dahil sözleşmeler bir bütün olarak onaylanarak çekince bulunan maddelerin de yayınlanması için Cumhurbaşkanına yetki verilmiştir.
Doğa Ana haklarının kabulü
Madde 2) Kyoto Sözleşmesi ile Cochobamba Doğa Ana ve Yerli Haklar Bildirgesi bir bütün olarak onaylanarak çekince bulunan maddelerin de yayınlanması için Cumhurbaşkanına yetki verilmiştir.
Roma Statüsüne taraf olunması
“Bu hakları tanıyan Kyoto Protokolü ile Cochobamba Doğa Ana ve Yerli Hakları Bildirgesinin bir bütün olarak uygun bulunarak onaylanması için yürütmeye yetki verilmesi düzenlenmektedir.
Madde 3) Birleşmiş Milletler nezdinde imzaya açılan Uluslararası Ceza Mahkemesinin kurulmasına ve yargı yetkisine ilişkin Roma Statüsü bir bütün olarak onaylanarak yayınlanması için Cumhurbaşkanına yetki verilmiştir.
“Türkiye, özellikle en son IŞİD örneğinde görüldüğü gibi, kendi toprakları içinde de savaş suçlarının işlendiği, kadınlara yönelik “köle ticareti” gibi ağır suçların kendi topraklarında işlendiğinin ileri sürüldüğü bir ülke konumundadır. Yurttaşların temel hak ve özgürlüklerinin güvencelerinin güçlendirilmesi için UCM statüsünün derhal tanınması gerekmektedir.
“Bu madde ile UCM kurulmasını içeren Roma Statüsünün bir bütün olarak uygun bulunarak onaylanması için yürütmeye yetki verilmesi düzenlenmektedir. ”
İkinci Bölüm:
Madde 4) 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.
Siyasi partiler hakkında genel esaslar
Madde 5)
1. Siyasi partiler, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutulan özel bir kütükte izlenmek koşulu ile serbestçe dernekler gibi kurulurlar. Siyasi partilerin siyasi partiler kütüğüne kayıt ve kütükte izlenme usulleri Anayasa Mahkemesince hazırlanacak bir Yönetmelik ile düzenlenir.
2. Siyasi partiler muhtarlık seçimleri hariç olmak üzere, siyasal temsilin gerçekleştiği her seçime istisnasız olarak üyeleri arasından ön seçimle belirleyecekleri adaylar ile katılabilirler. Demokratik usul ve esaslara aykırı olmamak koşulu ile partiler tüzüklerinde önseçimden başka aday belirleme yolları da benimseyebilecekler ise de siyasi partilerin her düzeydeki seçimlere katılırken adaylarını belirlemede ilgili seçim çevresindeki üyelerinin iradesine müracaat etmeleri ilkesi esastır. Siyasi partiler tüzüklerinde ön seçimlere, ilgili seçim çevresindeki tüm seçmenlerin katılmasını da benimseyebilirler. Tüzüklerinde aday ön seçimine üyelerinin ya da tüm seçmenlerin katılmasına olanak tanıyan partilerde, üyelerinin ya da tüm seçmenlerin katılacağı aday ön seçiminin usul ve esasları Yüksek Seçim Kurulu tarafından alınacak kararla belirlenir.
3. Siyasi partilerin seçimlere katılma koşulları ilgili seçim kanunları ile belirlenir.
4. Mahalli idareler seçimleri ile genel seçimler yanında, seçilmiş meclislerden belirlenecek kamu görevlileri için yapılan seçimlerde de, yasalar ile aksi belirlenmemişse, adaylar siyasi parti mensubiyeti taşıyabilirler.
5. Siyasi partiler mali yönden Anayasa Mahkemesi denetimi altında olup, bu denetim kuruluş kanunundaki esaslara uygun olarak Anayasa Mahkemesince her yıl gerçekleştirilir.
6. Siyasi partilerin iç işleyişinde kendi tüzük hükümleri emredici olarak uygulanır. Siyasi parti üyeleri tüzük hükümlerinin demokratik niteliklere uygunluğu yönünden denetlenmesini Anayasa Mahkemesinden isteyebilirler. Anayasa Mahkemesinin başvuru üzerine bir siyasi partinin tüzük hükümlerine dair verdiği kararlar, diğer siyasi partiler için de bağlayıcıdır.
Madde 6) 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkında genel esaslar
Madde 7)
1. Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
2. Herkes, kamu düzenini ağır şekilde tehlikeye maruz bırakmamak koşulu ile toplantı ve gösterilerini serbestçe belirleyecekleri yer ve mekânlarda gerçekleştirebilir.
3. Mülki amirler, kamu düzenine yönelik açık tehdit bulunması halinde, hakkın özüne dokunmamak koşulu ile toplantı ya da gösterinin güvenlik içinde gerçekleştirilebileceği alternatif açık alanı, bu mümkün değil ise stadyum benzeri yarı açık alanı toplantı ve gösterinin 24 saat öncesinden düzenleyicilere bildirmek ve göstericilerin güvenliğini sağlayacak önlemleri almak zorundadırlar.
4. Hiç kimse, eylemi başka bir suç oluşturmadıkça, sadece herhangi bir toplantı ya da gösteriye katıldığı için suçlanamaz. Bir toplantı ve gösteriye katılmak başka bir suçun unsuru sayılamaz.
Madde 8) 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
Milletvekili seçimi barajının kaldırılması
Madde 9) 2839 sayılı Kanun’un 33. Maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Madde 33 – Genel seçimlerde ülke genelinde, ara seçimlerde seçim yapılan çevrelerin tümünde, siyasi partilerin aldıkları geçerli oylar Yüksek Seçim Kurulu tarafından aşağıdaki şekilde tespit edilir:
İl seçim kurulları, yukarıdaki maddeye göre, birleştirme tutanağını düzenledikten sonra sonuçları kamu yönetiminde kullanılan en hızlı ve en güvenli iletişim olanaklarıyla en seri şekilde Yüksek Seçim Kuruluna bildirirler.
Yüksek Seçim Kurulu, bütün illerden bu şekilde alınan bilgilere göre, Türkiye genelinde geçerli oyların toplamını yapar ve her siyasi partinin aldığı geçerli oy toplamını genel geçerli oy toplamına bölerek, siyasi partilerin ülke genelinde aldığı oy yüzdesini hesaplar ve siyasi partilerin ülke genelindeki oy oranlarını ilan eder.
Bu ilandan sonra, bir veya bir kaç seçim çevresinde, seçimin iptaline karar verilmesi ülke genelinde alınan oy yüzdesinin yeniden tespitini gerektirmez.
Alevi inancı ile diğer inançların ibadet yerlerine ibadethane statüsü
Madde 10) 5244 sayılı İller İdaresi Kanunu’na aşağıdaki madde eklenmiştir:
Madde 12/A) Valiler, köylerde, muhtar ve azaları tarafından talep edilmesi halinde, Diyanet İşleri Başkanlığı gözetim ve denetimi dışında ibadet yerlerinin açılmasını ve ibadetin din ve vicdan hürriyeti kapsamında kamu selametine uygun şekilde yürütülmesinin güvencelerini sağlamakla görevli ve yetkilidirler. Valiliklere yapılan başvuru ile açılan ibadet yerleri vergi ve imar kanunlarının uygulanmasında ibadethane sayılır.
Madde 11) 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nunun 6’ncı maddesinin a fıkrasına, “…çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları,”ndan sonra gelmek üzere “cemevleri gibi Diyanet İşleri Başkanlığı gözetim ve denetimi dışında ibadet yerleri” ifadesi eklenmiştir.
Madde12) 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun maddesinin a fıkrasına, “…defin ve mezarlıklar”ndan sonra gelmek üzere “cemevleri gibi Diyanet İşleri Başkanlığı gözetim ve denetimi dışında ibadet yerleri” ifadesi eklenmiştir.
HDP tarafından verilen kanun teklifinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Güncelleme Tarihi: 12 Şubat 2015, 10:54