Yapılan açıklamada, Yunanistan polisinin mültecilere karşı sert tutumu eleştirilirken “Sınıra gelen mülteciler günlerdir Yunanistan polisi tarafından çeşitli şekillerde engelleniyor. Sürekli gaz bombalarına maruz kalırken; Meriç Nehri’nin çeşitli noktalarından botlarla Avrupa’ya geçmeye çalışan pek çok mülteci de yine polislerce Türkiye’ye geri gönderiliyor ya da işkence ve kötü muamele sonrası tutuklanıyor. 4 mülteci batan botta, bir mülteci ise Yunan polisi tarafından vurularak öldürüldü. Mülteci politikasının şantaj boyutuna dönüştürülmesinin sonuçlarından hem AB hem de Türkiye sorumluyken sonuçlarına göçmenler katlanıyor” denildi.
HDK, mültecilerin temel haklarının güvence altına alınması gerektiğini vurguladığı açıklamada dayanışma çağrısı yaparak ”Eğitim, sağlık, barınma ve çalışma gibi en temel hakları güvence altına alınmalıdır. Ölümden kaçan mültecilere Avrupa Birliği ve Yunanistan tarafından kapatılan kapılar derhal açılmalıdır. Mülteciler bir siyasi pazarlık aracı olmaktan çıkarılmalı, yaşanan insani krize çözüm getirilmelidir. Kuşkusuz, göçmen ve mültecilerin yaşamı devletlerin vicdanına ve pazarlıklarına bırakılamaz. Ya onurlu bir dayanışmayı öreceğiz ya da insanlığın mücadelesini vererek bugünlere taşıdığı tüm değerlerini bugün hemen şimdi Pazarkule sınırında çöpe atacağız. Tercih zamanı” dedi.
Açıklamada ayrıca Türkiye’nin de kendi sınırında bekleyen mültecilere kapılarını açmadığı vurgulanırken, “Türkiye’nin bizzat payı bulunan İdlib’deki çatışmalar nedeniyle Türkiye-Suriye sınırında bekleyen 800 bin Suriyeli sivil savaş mağduruna da sınırını açmıyor. Ne Türk askerlerinin hayatını kaybetmesinden ne de İdlib’deki yerel halkın katledilmesinden ve göçe zorlanmasından herhangi bir sorumluluk duymuyor” ifadeleri kullanıldı. / DUVAR