Bu iddia üzerine Gülşen Orhan sosyal medya hesabından açıklama yaparak, söz konusu iddiaları yalanladı. Kendisi de çığ altında kalan ve şoförü ölen Orhan, Twitter’dan şu açıklamayı yaptı:
- 4 Şubat, 16:30 civarında Bahçesaray yolunda meydana gelen çığ felaketi yaşandığında, Van Ankara seferini yapan 16:05 uçağımdaydım. Ankara’ya indiğimde olaydan haberim oldu. Geri dönmek için, sabah ilk uçak olan 07:40 uçağıyla Van’a hareket ettim.
- Van’a ulaşınca bölge hastanesinde bulunan hastalarımızı ziyaret ettik. Ziyaretimizin anlık görüntülerini Twitter hesabımızdan paylaştık. Ardından felakette vefat eden vatandaşlarımızın cenazelerini, yakınlarıyla birlikte alıp Bahçesaray’a konvoy halinde hareket ettik.
- Hastaneden ayrılış anımız ve görüntüler Van valimizin son durum açıklamasıyla medyada yayınlanmıştır. Felaketin gerçekleştiği yol olan Krapet Geçidi’nden Bahçesaray’a ulaşım idarece kapatıldığından söz konusu değildi artık.
ÇATAK’TA DEĞİLDİM
- Dolayısıyla, cenazelerle birlikte Hizan üzerinden Bahçesaray’a doğru hareket edildi. İddia edildiğinin aksine Çatak veya başka bir yerde toplantı yapmadım. Beş cenazenin acısı varken herhangi bir toplantı yapmam zaten mümkün değildi.
- Ben olay yerinde çalışan ekipleri, son durumu, görmek için çığ bölgesine uğrayıp tekrar, cenaze konvoyuna dönmek üzere konvoydan ayrıldım. Tek araba ve bir kaç kişilik bir ekip olarak olay yerine vardık. Vardığımda, kalabalık bir insan grubu, jandarma ekipleri, AFAD il müdürümüz ve ekibi çalışma yürütüyorlardı.
ARAÇTAN İNDİK, İKİ DAKKA SONRA ÇIĞ DÜŞTÜ
- Oradaki yetkililerden bilgi almak için araçtan indikten iki dakika sonra çığ hepimizin üzerine düştü. Ben vardığımda herhangi bir iş makinası çalışmıyordu. Benim yanımda da hiç bir iş makinası yoktu ve olamazdı da. Çalışmalarla ilgili hiç bir direktifim veya tavsiyem olmadı. Amacım sadece olay yerini bizzat görmek ve oradakilere yanlarında olduğumuzu hissettirmekti.
- Cenazelerimizi götürürken onlardan ayrılıp çığ felaketinin yaşandığı yere gelmemize “toplantı için iş makinalarını yanına almış yolları açtırmış” demek yalancılıktır, acı bilmezliktir.
- Felaket bölgesine gidip son durum hakkında bilgi alıp,oradakilerin yanında olduğumuzu söylemek istedik, oradan cenaze konvoyuna tekrar dönecektim. Çığ felaketinin yaşandığı yere geldiğimde daha 2 dakika dahi geçmeden çığ düştü altında kaldık, sonra kurtarılıp hastaneye götürüldük.
- Biz kendimize değil kaybettiğimiz canlar için acı çekerken kaynağı olmayan yalan bilgiler yaymak yalan üzerinden siyaset üretmek nedir -bunun da adını siz koyun.
- Bülent Aydemir gazeteciyse böyle bir iddia duyduysa keşke biraz daha araştırsaydı gerçeği öğrenirdi. Tabi Bülent Bey bunu duymamışsa kendisi bu senaryoyu üretmişse utanılası haline yalancılığı da eklememiz gerekecektir.
- Maalesef benimle beraber çığın altında kalan onlarca insanımız yaşamını yitirdi. Acımız bu kadar büyükken, bu kadar büyük bir faciayı bütün hemşehrilerimle ve milletçe beraber göğüslemeye çalışırken yapılan amaçlı ve yalan haberler vicdansızlıktır. Bu yalan ve iftiralar sadece benim değil tüm acılı ailelerin vicdanını yaralamıştır. Acılarımızı kullanıp, yalan senaryolarla siyaset üretenler, toplum mühendisliği ile öfke oluşturmaya çalışanlar benden değil tüm Van’dan ve Türkiye’den özür dilemelidir.
ORHAN’IN KARDEŞİ: AYAĞI DIŞARDA KALDIĞI İÇİN KURTARABİLDİK
Gülşen Orhan’ın kardeşi Azad Orhan, Bahçesaray’da yaşanan ve 34 kişinin hayatını kaybettiği çığ felaketinin ardından ortaya atılan olayın sorumlusunun Gülşen Orhan olduğu yönündeki iddialarla ilgili Gazete Duvar’a açıklamalarda bulundu. Ailesi adına açıklamada bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan’ın kardeşi Azad Orhan, iddiaları ‘vicdansızlık’ olarak değerlendirdi. Ablası Gülşen Orhan’ın da çığ altında kaldığını ve dışarıda kalan ayağı nedeniyle tesadüfen hayatta kaldığını dile getiren Azad Orhan şunları dile getirdi: “Bu kadar cenaze ve acının içinde böylesi iddialar oldukça üzücü. Bire bir ilk geceden beri olayın içindeyim. İlk çığ felaketinin ardından saat 16.00’dan sonra minibüsün olduğu bölgeye gittik. Bin kişi ile çalışma yürüttük. Sivil çalışma yoğunlukluydu, minibüsü bulduk ve 5 kişiyi kurtarmayı başardık. Gece sabaha kadar çalışma yürütüldü. Tehlikeli bir yer olduğunu biliyorduk. Minibüsün şoförünün o bölgede zincir bağlamaya çalışması hataydı. Gülşen Hanım da sabah Ankara’dan geldi ve konvoy ile cenazelerimizi Bahçesaray’a götürmeye çalışıyorduk ve bunu Hizan yolu üzerinden yaptık. Gülşen hanım şoförüyle birlikte olayın olduğu bölgeye gitti. Olay yerinde incelemelerde bulunduğu sırada Gülşen Hanım dahil herkesin çığ altında kaldığını öğrendik. Bugün bile hâlâ risk var, ama ne yapalım insanlarımız var altında. Eğer o çalışma yürütülmezse ölü sayısı 300’den daha fazla olabilirdi. Kaybın çoğunluğu ateş yakıp bekleyenlerdi. Öyle bir fırtına ki göz gözü görmüyor durumda. Tipi devam ediyor. Gülşen Orhan’ın böyle bir şeyle suçlanması tamamen vicdansızlık. Kendisi çığın altında 20 dakika kaldı ve bir ayağı dışarıda kaldığı için tesadüfen kurtarıldı. Bu kadar acı içinde üretilen dedikodular çok ayıp. Bunu yapanları kamuoyunun vicdanına havale ediyoruz.”
AYDEMİR ÖZÜR DİLEDİ
Öte yandan Habertürk TV Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir, öğleden sonra canlı yayında yaptığı açıklamada, yanlış anlaşıldığını belirterek, Gülşen Orhan’dan özür diledi. / DUVAR
Güncelleme Tarihi: 08 Şubat 2020, 13:18