İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Habertürk yayınına katıldı soruları yanıtladı.
"Yüzde 11 farkla seçim kazandım. Bugün seçim yapılırsa daha büyük fark yaparız, yüzde 60'ın üstüne koyarız" diyen İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
TAKSİ SORUNU: Taksi sorununda bir plaka meselesi var. Taksi değil; plaka. Plakanın değeri, sahipleri, hisseleri; hatta plaka baronları. Mekan ismi vermeyelim. Milyarlarca lira, bir borsa. Gelir gelmez bu işe damga vurmak istedik. 30 senedir plaka sayısı artmamış ama nüfus 3 kat artmış. Bu şehirde net olarak şu teklif edildi; 5 bin taksi çıkartma, bunları sat, biz satın alalım, sistem yürüsün. Buna hayır dedik. 14 kez teklifimiz reddedildi. Kim reddetti? İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki UKOME'deki sandalye sayısı değiştikten sonra. İBB yetkililerin çoğunluğu vardı. Müzakere masası vardı. Burayı yöneten İBB'nin yetki alanı olan masaya 5 yeni üye atayarak, alakasız bakanlıklardan. Aile Bakanlığı'nın bile üyesi olduğu masa inşa ederek, çoğunluk sayısını elimizden alarak. Sonra anladık ki, ben de şahit oldum, sayın Cumhurbaşkanı, sayın bakanlar bizim UKOME'yi öyle bir takip ediyorlar ki, bu nasıl bir aşk? Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim, Çevre Şehircilik, Aile Bakanlığı'nın sandalyeleri var. Jandarma, Emniyet Genel Müdürlüğü, Liman Başkanlığı, Karayolları, Devlet Demir Yolları temsilcileri. Benim İstanbul'da taksiye binemeyen anne, baba, genç kızlar, çocuklar, siz o taksiye binemediğiniz zaman aklınıza Süleyman Soylu, Murat Kurum, Adil Karaismalioğlu'nu getirin. Ulaştırma Bakanlığı'ndan bir katılımcı var, o elini kaldıracak diğerleri de kaldırıyor kafaları önde eller havada.
İSTİKLALDEN KALDIRILAN SAKSILAR: Ben güvenlik konusunda, saksılar meselesi, bazı diyaloglar, işbirliği, ortak çalışma kültürü, bu konularda bir arada olabilme meselesiyle ilgili yaşadığım sıkıntılar, bunların hepsini bir süre erteledim. Konuşmayacağım, ama zamanı gelince bunlara temas edeceğim. Kriz anların partisi, makamı, A'sı, B'si yok. Bir şehri yok, ülkesi yok. Teröre karşı direnç göstermezsek bu işi çözemeyiz. Böyle bakmazsak Allah bizi korusun. Ben bu konuları erteledim. Cevap vermeyeceğim, zamanı gelince konuşacağım. Valilik bu konuda karar verdi, sözlü tebliğ etti, kaldırılmasını istedi, biz de uyguladık. Ağaçları koruma altına aldık. Şehir aksesuarları bütünüyle çok çalışılan, içeriği güçlü tasarımlar.
BİZE TEŞEKKÜR ETTİ BİR DAHA AÇILIŞLARIMIZA GELEMEDİ: Bizim anlaşamadığımız belediye yok. Üsküdar Belediyesi bize teşekkür etti, o günden beri açılışlarımıza gelemedi, üzülüyorum. Bugün Arnavutköy Belediyesi'ne gittik. İçme suyu arıtma tesisinin açılışını yaptık. Sayın Başkan gelmedi. Ardından kreşimizi açtık, Bayrampaşa Belediye Başkanı oradaydı. 5 yıl boyunca kendi ilçemde tek bir dakikam bile, rahmetli Topbaş'ı ne sayın Uysal'ı ilçemde ağırlayamadım. Ama ben hangi ilçeye gidersem gideyim, o ilçenin belediye başkanını mutlaka davet ediyorum. 150 projeye baktığımızda, o kadar eşitlikçi ki, en büyük değişim bu. 39 belediyenin 39'unda da hizmetimiz var. 30-40 senedir hizmetlerin ihmal edildiği Kadıköy'den Büyükçekmece'sine kadar bir süreç anlatabilirim.
6 AY SONRA GİDECEKLER: 6 ay sonra gidecekler ve çözeceğiz, 6 ay kaldı. Burada hangi çıkar meselesinin damarına bastıysak. Pervasızca bir kurumu tehdit edecek kadar bir takım söylem ve işlemlerin içine giriyorlar. Birisi uygulama üzerinden taksi çağırıyor. Gelmiyor. Sonra Arapça isimle taksi geliyor. Benim vatandaşıma siz bunu nasıl yaparsınız? 100 doların varsa taksi var gibi. Benim bütün feryadım, plaka sahiplerine, baron gibi yönetmeye sistemi çalışanlara, adaletsiz şekilde UKOME'ye müdahale eden bakanlıklara. Benim taksi esnafıyla problemim yok. Hala taksiye ihtiyacımız yok deniyor. Olacak iş değil. Bizi finansal olarak zor ortamda daha orta ve uzun vadeli imkanlar bulduğumuzda bize fırsatı ver ki insanlarımız pırıl pırıl otobüslere binsin.
EN BÜYÜK TEHDİT KANALİSTANBUL: Yeşille ilgili en büyük tehdit Kanalistanbul. Olacak iş değil. 136 milyon metrekare. Benim İstanbul'da yaşayan vatandaşımızın dünyasını mahvedecek, kurutacak. Bir ada yaratacak. Güvenlik tehdidi. Suyunu bitirecek. Birçok şey sıralayabilirim. Bunun içinde on milyonlarca metrekare tarım, orman alanı var. Ekosistemi var. Sazlıdere Barajı var. Bu bir tehdit. Bunu bertaraf etmek bile büyük kazanım. Kemerburgaz'daki parka giriş sayısı rekor kırıyor. Hacıosman Atatürk Kent alanı 1 milyon metrekare. Yüzlerce insan sabahın kör vaktinde yürüyüş yapıyor. Büyükdere Fidanlığı'nın yarın temelini atıyoruz. 1,5 yıl içinde bitireceğiz. Atatürk'ün kurduğu ilk meyve fidanlığı. İstanbul'un en büyük atılımı yaşam vadileri. Şu anda 15 milyon metrekarelik yaşam vadisi yapılıyor. Projesi bitmiş başlamak üzere. Ayamama Vadisi mesela. Birkaç ay içerisinde D-100 karayoluna kadar sahilli bağlayacak şekilde bitmek üzere. Tuzla'dan Silivri'ye kadar. Baltalimanı'na 150 bin metrekare park yapıyoruz. Evlerin işgalinde, depoların işgalindeydi. Temizledik, arındırdık, şu anda park yapıyoruz. Bana göre İstanbul'un gelmiş geçmiş en yüksek metrekaresine sahip yeşil alanı üretmiş, planlamış belediye dönemini vadediyorum.
HEDEFİM VAR: Benim hedefim var. Bu ülkenin faydalı yöneticilerinden birisi olmak. Millet ittifakı Türkiye'nin kaderiyle ilgili büyük adımlar atıyor. Efendim faiz sebep, enflasyon sonuç. Rahmetli Demirel ne demiş diye önüme dökün dedim. Rahmetli Demirel'in çok önemli bugüne denk düşen tarifi var; "enflasyon Türkiye'nin birinci sorunudur. Halk günlük yaşar. Birinci sorunu geçim sıkıntısıdır. Enflasyon devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık olayı değildir, ahlakı bozar. Borcu olan borcunu ödemez, alacaklı alacağını alamaz. Hırsızlık, fuhuş. Batılılar tek kollu canavar derler" Bu görüşe o kadar katılıyorum ki.
Ben kişisel, kariyer alanı olarak siyaset sürecimi, hizmet sürecini hiç görmedim. Kendi ilçemde sürece dahil olma sebebim, bu ilçede ters giden ne yapabilirim. 10 yıl önce aday adayı iken 'Beylikdüzü'ne büyük hikaye yazmaya geliyoruz' demişiz. O niyetle ortaya çıktık ve başardık. Yüzde 30'la seçim kaybettiğimiz şehirde yüzde 50 ile kazandım. Bu kariyer değildi. En büyük coşkum görevimi iyi yapmak.
YÜZDE 60'IN ÜZERİNE ÇIKARIZ: Bu ülkede temel sorunlar var. Ekonomik sorunlar var. Zenginleşen, kitle varken, 23 kat fakirleşen yüzde 60'a yakın kitle var. İBB'ye aday gösterildiğimde yaptığımız anketlerde yüzde 14,5 gerideydim. Yüzde 11 farkla seçim kazandım. Bugün seçim yapılırsa daha büyük fark yaparız, yüzde 60'ın üstüne koyarız.
GÖREVDEN ALMAYI BİLE DÜŞÜNÜRLER: Her şeyi yaparlar. Görevden almayı bile düşünürler. Ekrem İmamoğlu'na ne için dava açıyorlar? Sebebi 31 Mart seçimi. Esas tartışmamız gereken meseleyi unutuyoruz. Muhaliflerin hüngür hüngür ağlayan zatı muhteremden, kaybettik seçimi diye ağlayan sayın bakandan amirine kadar. 31 Mart seçiminde terörle iltisaklı 700 kişi var dediklerini hatırlayalım. Türkiye demokrasi tarihinin en büyük seçim yolsuzluğu diyen sayın Cumhurbaşkanından bakanlara kadar. Diyanet İşleri Başkanı'nın kafasını salladığını dün gibi hatırlıyorum. 'Çaldılar, hırsızlar' bize dediler. Sadece 41 kişi yargılandı, beraat ettiler. Hiçbir suç yok. Peki niye iptal ettirdiniz? O siyasi baskı nasıl oluştu? Bu ülke insanına demokrasi tarihine nasıl zarar verebilirsiniz? 'Efendim Ekrem İmamoğlu YSK'ya hakaret etti: Bu lafı söyledikten sonra hakaret eden zatı muhtereme aynı kelimeyle cevap veren Ekrem İmamoğlu'nu kalkıyor bir savcı sadece siyasi ceza değil hapis cezası alacak şekilde ve de yargılama devam ederken avukatlarım anlatıyor, USB uzatarak, yani hazırlamış, Mahkemenin sonucunu sunacak olan savcı dosyayı USB ile sunuyor.
HELALLEŞME-HESAPLAŞMA: Her yerde aynı şeyi söylüyorum. Helalleşme bizim aslında tevazumuzdur. Her insan hata yapabilir, eksik davranabilir noktasında güzel ahlakı temsil eden çok kıymetli sözdür. Her anımızda 'hakkını helal et kardeşim' deriz. Sadece CHP'nin helalleşmesi, sayın genel başkanımızın helalleşmesi, İmamoğlu'nun helalleşmesi meselesi değil, toplumun birbiriyle helalleşmesi meselesi. Helalleşme güzel bir şeydir. Hesaplaşma değil helalleşme. Helalleşmek zaten hakkını teslim etmek demektir. Müzakere gerektirir, istişare gerektirir.
İBB BÜTÇESİNE BEREKET GELDİ: İsrafı engelleyeceğiz dedim. Şimdi İBB bütçesine bereket geldi diyorum. Köyde yemek yerken sofranız bereketli olsun derdik. Bereket çok önemli kavramlar, çok iyimser kavramlar. Toplumu iyileştiren, yarınlara hazırlayan, barıştıran. Helalleşme kavramını tek yönlü değil, toplumsal helalleşme olarak görüyorum.
BOŞ KONUTA VERGİ: Adresinde konut olan, boş olan konut sayısı 750 bin. Evi var, boş tutuyor. Ondan daha fazla vergi almak zorundayız. Dünyada bu uygulamalar var. O vergiyi biz konut fonuna aktaracağız, konut üreteceğiz. 1989 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla yola çıkıldı.