Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Şırnak milletvekili Hasip Kaplan, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, 2007 yılından beri kendisine yapılan müraacatların başında iş ve yurt, kredi, burs talepleri olduğunu dile getirdi.
"İlginç bir seyir. Eğer biz bu rakamları iyi ve sağlıklı değerlendirirsek şu fotoğrafa iyi bakmamız gerekir: Bu sene 877 bin 784 öğrenci üniversiteyi kazanmış. Bunlarla beraber 3 milyon üniversite öğrencimiz oldu. Peki, 347 tane Kredi ve Yurtlar Kurumu yurdunda ise 310 bin öğrenci kalıyor. 3 milyon öğrencimiz var, 310 bini yurtlarda kalıyor yani yüzde 10'u. Bu rakam, insanları ev kiralamaya, sağlıksız olan koşullarda konaklamaya, birçok yerde farklı cemaatlerin yurtlarında ve evlerinde barınmaya, farklı gruplarla iletişim, ilişki kurmaya zorluyor ister istemez" diyen Kaplan, şöyle devam etti: "3 kardeş üniversite okuyor, bana geldiler ve bu 3 kardeş üniversitede yurt için bana geldiler. Bir babanın asgari ücretle aldığı para 700 ila 1.000 lira arasındaysa, Başbakan da '3 çocuk yapın' diyorsa bu 3 çocuğu 3 yurda yerleştirmek zorundadır arkadaşlar. 81 ilde devlet üniversitesi açtığımızı söylüyoruz, övünüyoruz bununla. Altyapısı olmayan üniversiteleri açıyoruz. Bakın, birçok ilde altı yedi senedir açılan üniversitelerin kampüslerinin bitmediğini size söyleyeyim. TOKİ Şırnak'ta 500 kişilik bir öğrenci yurdu inşaatı alıyor. Sadece Şırnak merkezde 5 binin üstünde öğrenci varsa bu, talebi karşılamaz. Cizre'de de kampüs olacak, İdil'de olacak, oradaki kampüslerde de 5 ila 7 bin arası öğrenci olacak ve dışarıdan gelen öğrencinin sağlıklı yerleşimi… Aynı şey Dersim'de, aynı şey Diyarbakır'da, birçok yerde."
'Üniversite gençliğinin imkansızlıklarla boğuştuğunu' söyleyen Kaplan, şu ifadeleri kullandı: "Yurtlarda nasıl yaşıyorlar, barınmaları nasıldır, kendilerine verilen yemek iaşe bedelleri nasıldır; cezaevleriyle karşılaştırdık... Cezaevlerinde çıkan iaşe bedeli 3 liraydı, kaç oldu en son bilmiyorum. 4 mü oldu? Yurtlarda da 4 lira veriyorlar arkadaşlar yemek olarak. Şimdi, kampüsle cezaevi arasındaki yemek tarifesi arasında bir fark yok. Zaman zaman Sayın Bakan Kılıç isyan ediyor. Yüzde 100 zam yapılmış yemeklere. Yapılsa ne olur? 1 lira, 2 lira olur arkadaşlar. Var mı bunun ötesinde matematikle, rakamlarla oynayabilecek? Yok. Şimdi, ben kişileri böylesine sosyal alanlarda, ortak İnternet, Wi-Fi erişiminden, bilgisayardan, sosyal etkinliklerden, bilimsel akademik toplantıların olacağı salonlardan, kültürel ve sanatsal etkinliklerden, spor aktivitelerinden… Bunların olduğu yurtları düşünebiliyor musunuz arkadaşlar? Ülkemizin geleceği gençlerin olduğu bu ortamlar var mı? Maalesef yok."
Kaplan, konuşmasının devamında, "Ben şahsen Sayın Ahmet Türk'e bir vakıf üniversitesi kurmasını öneriyorum. Herkes kurdu. Vakıf üniversitesi kurmak çok kolay. Bir altyapısı, kampüsü, devletin de o kampüs alanlarını vermesi gerekiyor ama kurulan 62 tane vakıf üniversitesinde öğrenci yurtlarının barınacağı yerler yok. Dikkat edin, öğrenci yurtları yok. Nereye gidiyorlar? Kredi Yurtlar Kurumuna gidiyorlar" dedi.
'BİZ ÜNİVERSİTE KURMAZSAK; İKTİDAR KENDİ YAŞAM BİÇİMİNİ DAYATIYOR'
Kaplan, "İnşallah, biz yerel yönetimleri güçlendirerek bizim programımızda yer alan bu üniversiteleri hem yerel yönetimler hem de bizim bu konuda yardımcı olacak birçok insanımızın sayesinde bu üniversiteleri örnek üniversiteler olarak kuracağız" diyerek, aksi takdirde iktidarın, kurulan üniversitelerde okuyan öğrencilerin kaldığı yurtlarda bile kendi yaşam biçimini, kendi siyasi düşüncesini dayattığını belirtti.
"Diyarbakır'da yapılan bir kız öğrenci yurdu şehrin dışında kapkaranlık yollardan gidilerek orada insanlar tacize uğruyorsa ve bunun tepkisini ortaya koyuyorsa, aynı tepki benzer şekilde batıda, İzmir'de konuluyorsa çok ciddi sorunlar var. O zaman bu sorunları araştırmak Meclisin görevidir" diyen Kaplan, sözlerini şöyle noktaladı:
'DEMOKRATİK ÖZERKLİK İLE ÇÖZÜME KAVUŞULUR'
"Burada filan parti, filan etkinlikler, aktiviteler yapıyor. İktidar partisi kendisi bu değiştirilen yurtlarla ilgili kadrolaşmasını yapıyor, kendi insanlarını yerleştiriyor, bu partizanlık anlayışının çok çok ötesinde derin sorunları olan bir konuyu konuşuyoruz. Bu konu nasıl aşılır? Ancak halkın da desteğiyle ve Meclisin bu konuda yapacağı sağlıklı bir araştırmayla aşılır. Burada elbette devletin yapması gerekenler vardır, vakıfların yapması gerekenler vardır ama en önemlisi, demokratik özerkliğin olacağı yerel yönetimlerin ve parlamentoların kendi eğitim sistemine karar vereceği ortamlarda bizim inatla savunduğumuz yerel yönetimler şartının hayata geçmesinde bu gerçek çözümüne kavuşacaktır. Bunun dışında bir çözüm yoktur." / anf
Güncelleme Tarihi: 11 Ekim 2013, 09:22