Babacan: Gezi davasında davacı değilim, müdahil değilim, mağdur da değilim

DEVA lideri Ali Babacan Gezi olaylarıyla ilgili açılan davada adının kendi bilgisi dışında yer aldığını belirterek "Savcı tek taraflı değerlendirme yapmış, benim şikayetim yok. Davacı değilim, müdahil değilim. Daha önce açıkladım; mağdur da değilim" dedi. Babacan acı reçetenin zam demek olduğunu belirterek "Yanlışlar Cumhurbaşkanı talimatıyla yapıldı... Sizin hatalarınızın bedelini niye bu millet ödesin?” diye konuştu.

Babacan: Gezi davasında davacı değilim, müdahil değilim, mağdur da değilim

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bu sabah Fox TV’de yayımlanan Çalar Saat programında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Babacan gündeme ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

KASA PANDEMİDEN ÖNCE BOŞALTILDI: Zaten zor geçinen küçük işletmelerin tamamı perişan olmuş durumda. 20’nin üzerinde il ziyaret ettim, esnafla sohbet ettim. Bütün ödemeler, borç taksitleri devam ediyor. Hükumet de destek olarak daha çok borç veriyor. Biz ilk günden beri, özellikle kamusal yükler açısından muafiyet tanınması gerektiğini söyledik.

Pek çok güçlü ekonomide esnafa doğrudan, karşılıksız destek verildi. Borç değil. “Senin dükkanın kapalı, hiçbir şey kazanmıyorsun, bu dönemde yüklerini devlet olarak karşılıyoruz” dediler ama Türkiye’de böyle bir imkan yok. Çünkü biz bıraktığımızda 24 Milyar Lira olan bütçe açığı bugün 239 Milyar Liraya çıkmış. Tam on misli. Pandemiden önce Merkez Bankasının rezervleri boşaltıldı, yedek akçeleri tüketildi.

YANLIŞLAR CUMHURBAŞKANI TALİMATIYLA YAPILDI: Sanki başkaları bu ülkeyi ekonomik krize soktu, sanki başkaları hukuksuzluk yaptı da gelip kendileri düzeltecekmiş gibi bir havada anlatıyorlar. O kadar kolay değil. Krizin sorumlusu hükûmettir, en başında kimin olduğu bellidir. Önemli kararların hepsi Cumhurbaşkanına gidiyor. Ülkede hukuksuzluk varsa, ekonomi yanlış yönetiliyorsa, bunlar bizzat Cumhurbaşkanının talimatıyla yapılan yanlışlardır.

SİZİN HATALARINIZIN BEDELİNİ NİYE BU MİLLET ÖDESİN? Sayın Erdoğan, Partili Cumhurbaşkanı olarak göreve başladığında en yakın akrabasını ekonominin başına getirdi. O günden bugüne hazinenin borcu 970 Milyardan, 1 Trilyon 860 Milyara çıkmış. İkiye katlamış. Şimdi acı reçete diyorlar. Vatandaş da diyor ki “Ben bir şey yapmadım ki, sadece oy verdim“. Sizin hatalarınızın bedelini niye bu millet ödesin?

ACI REÇETE VERGİ ARTIŞDIR: Ekonomi literatüründe acı reçete nedir? Acı reçete vergi artışıdır, zamdır. Harcamalardan kısmaktır; emeklinin, memurun, işçinin, sabit gelirlinin gelirini baskı altında tutmaktır. Faizi arttıran kuru sabitleme çalışmak, bir yandan da yüksek faizlerle ekonomiyi boğmaktır. Problemlerin temelinde pandemi varmış gibi anlatıyorlar. Geçen yıl pandemi yokken Türkiye’nin büyüme oranı yüzde 1 bile değildi.

AB kamu ihale mevzuatını uygulayalım: Niye bütçe açığı var? Kriz olduğu için vergi geliri azalıyor. İsraf durmuyor, had safhada. Tasarruf yapacaksak, kamu ihale yasasıyla ilgili düzenlemeler yapabilirler. Avrupa Birliği’nde 28 ülkenin ortak kullandığı kamu ihale mevzuatını getirip, aynen uygulayalım. 28 ülkede test edilmiş. Bunlar gelişmiş, kalkınmış ülkeler.

GEZİ DAVASINDA DAVACI OLMADIM, MAĞDURU DA DEĞİLİM: Gezi Parkı davasında savcı, tek taraflı olarak o günkü bütün bakanları mağdur olarak değerlendirmiş. Yargı sistemimizde mağduriyetten çekilme diye bir şey yok. Hukukçu arkadaşlarımızla oturduk konuştuk. Savcı tek taraflı değerlendirme yapmış, benim şikayetim yok. Davacı değilim, müdahil değilim. Daha önce açıkladım; mağdur da değilim. / DUVAR

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER