Meral Akşener, “Bu durumda Türkiye’deki tüm sandık kurullarının başkanlarını kontrol etmeyecek misiniz? Sadece 31 Mart değil sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildiği 24 Haziran seçiminde sandık kurullarını incelemeyi düşünmüyor musunuz? O zaman ramazanın ilk orucunu hak yiyerek açtınız. Türkiye’de 31 Mart ve 24 Haziran seçimlerinde görev yapmış tüm sandık kurulu başkanlarının incelenmesin talep ediyoruz” dedi.
Akşener sözlerine, “Şimdi soruyorum iradesini her daim başüstünde tuttuğum, kararı önünde saygıyla eğildiğim büyük Türk milleti önünde soruyorum, İstanbul’daki seçimlerde, ilçe seçimlerinde ve muhtarlık seçimlerinde tek zarf kullanmadık mı? O sandıkların başkanları aynı isimler değil miydi? Aynı kurulların denetimindeki 4 oy pusulası. Bunların içinde sadece kaybettikleri büyükşehiri seçip iptal etmek hangi akılla izah edilir. Bu durumda Türkiye’deki tüm sandık kurullarının başkanlarını kontrol etmeyecek misiniz? ” diyerek devam etti.
Akşener, karara ilişkin AK Parti’ye “Aziz milletimin iradesine tuzak mı kurdunuz? Ülkeyi yöneten belli,. Sandık kurulları konusunda denetleme yetkisi olan kurum belli. Bugün o iki sorumlu el ele vermiş millet iradesini yok sayıyor. Bu karar sonucu büyük olgunlukla karşılayarak iradesine saygısını hak eden AKP’ye ve MHP’ye oy vermiş vatandaşlarımızın iradesine de karşıdır. Sebep olduğu bu hukuksuzluğun demokrasimizde açtığı yaranın mutfağımıza nasıl yansıyacağını hiç düşündünüz mü? Türkiye’yi bir muz cumhuriyeti olarak göstermiş olduğunuzun farkında mısınız? Koltuğunuz için her şeyi mübah gören zihniyetinizden utanıyorum. Demokrasinin evrensel değerleri çok açıktır. Yargının bu değerlere hiçbir müdahale hakkı yoktur. Müdahale bir darbe sayılır. Darbelerin de kendine özel bir hukuku vardır. Bu darbeyi tümüyle reddediyorum.” eleştirisi yaptı.
İstanbul’da yapılacak seçim ile ilgili olarak ise Akşener partisine “Türkiye’yi 21. Yüzyılın saygın bir ülkesi yapmak, Türk siyasetçisinin görevi, bizim ise boynumuzun borcudur. Gençlerimiz geleceğe umutla bakabilsin diye; Ve en önemlisi bizden sonra gelenler bizlerden utanmasın diye; bu misakı hayata geçirene kadar yılmayacağım, yorulmayacağım. Dava arkadaşlarım, Umudun kaybolduğu en karanlık günlerde, ilk vazifeniz budur: Her biriniz elinizde birer meşale, umut ateşini memleketin dört bir yanında yakmak için yola çıkacaksınız. Nefesi kesilenlerin, dayanacak gücü kalmayanların, ezilenlerin, horlananların size şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Çalmadık kapı, sıkılmadık el, dinlenmemiş dert bırakmayacaksınız.” çağrısı yaptı. (DUVAR
)