İmralı trafiğinde Suriye Kürdistanı

Bölgede istikrar ve Türkiye'de huzur isteniyorsa 'Kürtler arası ayrılıklardan medet ummak' yanlış.

İmralı trafiğinde Suriye Kürdistanı
 Oral ÇALIŞLAR / RADİKAL

Oeyla Zana, Kürt özgürlük mücadelesinin simge isimlerinden. Bağımsız duruşu, açık sözlü eleştirel çıkışları, bazen içinde yer aldığı hareketle de ters düşmesine neden olur. Ne olursa olsun, değişik renklerdeki Kürt hareketleri üzerinde ve hatta Türkiye’nin batısında da etkisinin, sözünün ağırlığının olduğunu inkâr edemeyiz. 


Uzun bir aradan sonra Abdullah Öcalan’la görüşmeye gitmesi, dikkat çekici bulunduğu kadar, merak da uyandırdı. Talebin Zana’dan gelmesi ve Öcalan’ın da talebe olumlu karşılık vermesiyle görüşmenin gerçekleştiğini öğrendik. 

Leyla Zana’nın İmralı’da Öcalan’la görüşmesi, yeni arayışlara denk düştüğü için iyice önem kazandı. Geçen günlerde Cenevre 2 Konferansı toplandı ve Suriye’nin geleceğini görüştü. Bu görüşmelerde Suriye’deki güçlü Kürt örgütü PYD temsil edilmedi.Aynı PYD yine geçen günlerde Kuzey Suriye’nin bazı kentlerinde özerklik ilan etti. Görünen o ki Rojava’da (Suriye Kürdistanı) PKK’ye yakın olduğu bilinen PYD’nin ağırlığı iyice artıyor. 

İşte tam bunlar olurken Barzani, Öcalan’a mesaj yolladı. Öcalan da bu mesaja karşılık verdi. Düşüncelerini Kandil’e ve Barzani’ye ulaştırmaları için Leyla Zana ve Sırrı Süreyya Önder’e mektuplar iletecek. Onlar da bu mesajları sahiplerine verecekler, düşüncelerini alıp dönecekler. 

Verda Özer, Hürriyet gazetesindeki dünkü yazısında, PYD’nin özerlik ilan ettiği günlerde, Cenevre Konferansı’ndan nasıl dışlandığını anlatıyor. Bu dışlamaya, Barzani’ye ilave olarak, Amerika’nın ve Türkiye’nin de katıldığı anlaşılıyor. 

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Özgür Gündem’de dün yayımlanan söyleşisinde, Rojava’nın adım adım konfederasyona doğru ilerleyeceğini ifade etti. 

Müslim, kendilerini dışlayanlar arasında Türkiye’nin de bulunmasını, Başbakan Erdoğan’ın PYD’yi El Kaide ile aynı düşman safta göstermesini anlamadıklarını ifade ederek şunları söyledi: “Biz hiçbir zaman ne Türkiye’ye ne Türk halkına karşı olduk. Karşı olmayacağız. Her zaman dostluk elini uzatıyoruz.” 

Öcalan’ın rolü 

Barzani, belli ki ortaya çıkan gerginlik konusunda, Öcalan’dan, bir rol oynamasını istiyor. Bu, aynı zamanda, bir uzlaşma adımı olarak düşünülebilir. Öcalan, buna bir karşılık veriyor. 

İlginç noktalardan birisi, Türkiye’nin rolü. Leyla Zana’nın Adalet Bakanlığı’ndan izin alarak Öcalan’la görüşmesi, bu uzlaşma girişiminden, “Türkiye’nin de haberdar olduğu” anlamına geliyor. 

Tabii, bölgenin yeniden şekillendiği bugünkü koşullarda, bölgenin en önemli dinamiğinin Kürtler olduğu, bir gerçek. 1920’de bölge dizayn edilirken Kürtler yok sayılmıştı. Cenevre konferanslarında da Kürt gerçeği yok sayılıyor. 

Bunun gerçekçi olmadığı, Kürtler hesaba katılmadan, Suriye sorunu dahil, bölgesel meselelere kalıcı bir çözüm üretilemeyeceği ortada. 

Salih Müslim, ‘yok sayma’nın anlamsızlığına dikkat çekiyor: “1920’lerde Kürtlerin dünya sistemine kabul edilmemesi var. Şimdi de aynı konseptin sürdürülmesini isteyen taraflar var. (...) Onun için çıkarı olan devletler istemiyor. Kürtleri sınırları içine alan devletler başta geliyor. İran’dır, Türkiye’dir...” 

Kürtlerin uzlaşması 

Verda Özer şöyle bir saptamada bulunuyor: “Ne var ki Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerin gitgide daha çok özerklik elde edeceklerini kestirmek zor değil. Ve Türkiye dahil tüm aktörlerin artık bu gerçeğe göre pozisyon almaları gerekiyor.” 

Daha açıkçası, bölgede Kürtleri bir aktör olarak hesaba katmadan çizilecek yeni planlar, tehlikeli sonuçlar doğurabilir. 
Burada ‘Öcalan Barzani mesajlaşması’, iyice önem kazanıyor. ‘Kürtlerin birbirlerine düşmesi’ perspektifi yerine, Suriye Kürtlerini de anlayan ve onları da oyunun içine katan yeni bir strateji gerekiyor. 

Türkiye’nin ikircikli tutumunun sona ermesi şart. Şu saptamayı yapabilmek gerekiyor: Bölgedeki istikrar, Türkiye’nin huzuru ve çözüm sürecinin kalıcılaşması isteniyorsa, ‘Kürtler arası ayrılıklardan medet ummak’ doğru değil. 

Tersine, bölgenin tüm Kürtleriyle oluşacak yeni diyaloglar, Türkiye’nin iç meselelerinin çözümünde de demokratikleşme adımlarının kalıcılaşmasında da olumlu etkiler yapar.
Güncelleme Tarihi: 28 Ocak 2014, 09:54
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER