Feride Elçin HDP İstanbul ikinci bölge 22. sıra adayı. Onun barajı partisinin hedefinin de çok ötesinde. Yüzünde bir tebessümle 'Yüzde 70'in üstünde oy alırsak Meclis'e giriyorum' diyor. Elçin gene de seçmenden bir oy daha alabilmek için var gücüyle çalışıyor: 'Kimin vekil olacağı önemli değil hepimiz HDP'yiz' diyor.
Türkiye nefesini tuttu 2015 seçimlerinde sandıktan ne sonuç çıkacağına odaklandı. 7 Haziran’a çeyrek kala milletvekili adayları partilerinin oyunu biraz daha artırmak için çalışmalarına son sürat devam ediyor. 2015 seçimlerinin en stresli partilerinin başında belki de HDP geliyor. Halkların Demokrasi Partisi’nin yüzde 10’luk seçim barajını aşıp aşamayacağı 7 Haziran’ın en merak edilenlerden. HDP İstanbul 2. bölge 22. sıra adayı Feride Elçin’in barajıysa biraz daha yukarılarda.
Elçin gülümseyerek, Yüzde 70’in üstünde oy alırsak Meclis’e giriyorum’ diyor. Elçin gene de seçmenden bir oy daha alabilmek için var gücüyle çalışıyor: ‘Kimin vekil olacağı önemli değil hepimiz HDP’yiz’ diyor.
Feride Elçin’le HDP’nin genç adayları STK’larla buluşturduğu toplantısının akabinde konuşma fırsatı bulduk. Adaylık sürecini, seçim çalışmalarını, kendisinin ve partisinin barajla imtihanını konuştuk.
ADAYLIĞIMI KUTLAMAK İÇİN FİL DÖVMESİ YAPTIRDIM
Kendinizden ve adaylık sürecinizden bahseder misiniz, nasıl gelişti süreç?
Adım Feride Elçin 26 yaşındayım, 7 yıldır İngilizce öğretmenliği yapıyorum. HDP ve HDK ile ilişkilerim vardı daha önce politakayla da ilgilieniyorum arkadaşlar da böyle böyle bir milletvekilliği adaylığı söz konusu ‘ilgilenir misin?’ dediler. Ben de ‘onore oldum ama ben yapamam’ dedim. Onlar da ‘bizler’ Meclis’e gidiyoruz o yüzden herkes herkesi temsil ediyor, dolayısıyla yapabileceğini düşünüyoruz’ dediler ve ben de böylelikle kabul ettim. ve o şekilde başlamış olduk. Benim için çok yeni ve heyecanlı bir süreç oldu. İlkin aday adaylığı başvurusunda bulundum. Bir süre sonra da adaylıklar açıklandı Ben aslında herhalde ‘aday olamam’ diye düşünüyordum. Ama arka sıralara da olsa arkadaşlar bir yere sıkıştırmışlar. (Gülüyor) O yüzden şaşırtıcı oldu benim için ve öğrendiğimde çok heyecanlandım. Adaylığımın açıklandığı gün bunu kutladık ve birer küçük dövme yaptırdık. Ben de bileğime bu fili yaptırdım bereket getirsin diye. Umarım ülkeye de bana da gençlere de bereket getirir. Bu şekilde başladı macera. Ondan sonra da hiç tanımadığım, alışık olmadığım bir sürecin içine girdim.
HAYATIMDA İLK DEFA HALE GİTTİM
Çalışmalar nasıl gidiyor?
Halkla bir araya gelebileceğimiz her fırsatı değerlendiriyoruz. Esnaf ziyaretleri, kahvehane buluşmaları, pazar seferleri… Hale bile gittik öyle söyleyeyim ben hayatımda ilk defa hale gittim. Gece birden sabah 5 buçuk 6’ya kadar oradaydım ve hayatımın beni çok etkileyen deneyimlerinden birini yaşadım. Bu süreç kişisel olarak çok geliştiriyor beni. Genç bir kadınım, İstanbul’da doğdum büyüdüm ve değinmediğim çok fazla alan ve çok fazla farklı kimlik varmış. Bunlar sözel olarak hep ifade ediyorduk ama onlarla bir araya gelmek sıkıntılarını dinlemek, beklentilerini duymak bire bir dostluk şeklinde samimi bir ortam oluşturmak kişisel olarak çok geliştirici.
ÖĞRENCİLERİM ‘BU İŞTE BİR HAYIR VAR’ DEDİLER
Öğrencilerinizin adaylığınıza yaklaşımları nasıl oldu, HDP adaylıklarında aileler de hassas, sizde bu durum nasıl gerçekleşti?
Ben işyerime bire bir açıklamadım. Sonra onlar beni basından buldular. Benim öğrencilerimin bir kısmı çocuk bir kısmı yetişkin. Çocukların çok haberi yok durumdan. Aileleri söylemedi, haberleri de çok izlemiyorlar sanırım. Ama yetişkin öğrencilerimin hemen hepsi bir gün beni sosyal ağlardan mesaj yağmuruna tuttular. ‘Hocam siz milletvekili adayı olmuşsunuz, inanamıyorum hocam’ falan diye. ‘Siz HDP mi?’ gibi tepkiler de geldi, şaşırdılar. Ama hiçbiri kötü değildi. Hatta öğrencilerimin içinde HDP ile hiç yan yana durmayacak insanlar bile ben aday olduğumdan beri ‘Siz aday olduysanız demek ki bu işte bir iş var, demek ki bir hayır var o zaman biz de oyumuzu HDP’ye vereceğiz’ dediler.
AİLEM HEP DESTEK TAM DESTEK
Ailem de politikayla ilgili. Onlar da HDK-HDP içindeler ve benimle birlikte mücadele yürütüyorlar. Onlar başka ilçede ben başka ilçede koşturuyorum. Bizde aileden gelen bir gelenek gibi aslında dünyada olanlara ülkemizde olanlara hayattaki olumlu olumsuz gerçekleşen mevzulara bir duyarlılık, farkındalık çocukluğumdan beri yaşadığım bir şey benim.
GEZİ KISA SÜRDÜ, AMA ÇOK GÜZELDİ
Gençlerin yoğun desteğinden bahsettiniz, Gezi’yi bu meselenin neresine koymak lazım?
Türkiye’deki halklar olarak biz ne yazık ki çocukluğumuzdan beri bir nefret söylemi ve ötekileştirmeyle büyüdük. Gezi’de ilk defa şunu öğrendik çok farklı eğilimlerden çok farklı ideolojilerden ve siyasi geçmişlerden farklı etnik kimliklerden gelen herkes el ele kol kola ve bir aradaydı ve fark ettik ki çok güzel de bağlantı kurabiliyoruz.. Abbasağa’da gençlik bildirgemizi açıkladığımız gün oradaki arkadaşlara onu söyledim. Gezi’de o bir-iki hafta orada bir yaşam kurduk biz. O yaşam gerçekten çok temiz çok huzurlu çok keyifli çok renkli birbirimizi çok geliştirdiğimiz çevreye ve her şeye çok duyarlı olduğumuz mükemmel bir yaşamdı. Kısa sürdü, ama çok güzeldi. Biz bunu gerçek hayata uyarlamak istiyoruz. Gezi de haziranda yaşandı seçim de haziranda olacak. Yeni bir ‘Gezi’ olacak özgürlükler anlamında. Umarım daha uzun süren, bitmeyen ilerledikçe de daha güzelleşen bir ‘Gezi’miz olur.
BEN ASLA SEÇİLEMEYECEĞİM AMA HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL
Seçilemeyecek olmanıza rağmen bu kadar çalışmanız...
Ben mesela asla seçilemeyeceğim. Şimdi düşünelim bir matematik bir durum söz konu yüzde 10 bir baraj var. Benim Meclis’ girmem için Yüzde 70’ e yakın oy olmamız lazım. Şu anda bizim hedefimiz hayalimiz değil, böyle bir şeyden bahsetmiyoruz bile ama inanın dördüncü sıradan aday olan ve seçilme şansı çok yüksek olan Şerife arkadaşımızla bizim çalışmamız arasında hiçbir fark yok hepimiz canla başla çalışıyoruz. Aslında bunu derken şunu ifade etmeye çalışıyorum Selahatitn Demirtaş ve Figen Yüksekdağ sadece birer birey aslında hepimiz birer Selahattin Demirtaş birer Figen Yüksekdağ’ız. Hepimiz HPD’yiz yani. Dolayısyla Meclis’e kimin gireceğinin hiçbir önemi yok. Hepimiz aynı manifestoya aynı projeye aynı davaya gönül vermiş insanlarız. Her kesimden insan bize kucak açıyor. İsteklerimiz aynı çünkü aslında hepimiz genciz ve hepimiz geleceğimizden kaygılıyız ve bu kaygıyı gerçek anlamda özgürlükler ve huzur ortamıyla sakinleştirmek, dindirmek istiyoruz. Meclis’e renk lazım, Meclis’e daha fazla kadın lazım, LGBTİ birey lazım genç lazım dolayısıyla o seslerin hepsinin de bizde olduğunu düşünüyoruz ve mümkün olduğu kadar çok dostumuzun Meclis’e sokarak sesimizi oradan duyuracağız.
BARAJ MESELESİ RİSKLİ
Son olarak bir HDP klasiği; baraj...
Şu anda birçok istatistik birçok anket birçok rakam var. Ya 9 civarı ya 10 civarı maksimum 11 civarı çıkıyor. Dolayısıyla bu bir bir risk demek ben bundan bir tek bunu anlıyorum evet umut vadediyor fakat içinde büyük bir riski de barındırıyor. Dolayısıyla hiçbir zaman rehavete kapılıp ‘biz barajı aştık’ diyemeyiz. O yüzden dakikaların bile önemi var. Koşup bir kişiyi daha örgütlersek bir kişinin daha bize oy vermesini sağlarsak ancak o zaman garanti diyeceğim. Biz bunun için mücadele ediyoruz. Bunları yaparsak 11 de olabilir 13 de olabilir daha fazla da olabilir nede olmasın. Şunun şurasında iki haftadan biraz fazla zaman var o yüzden benim oyum size diyen herkese o gün fotoğrafını çekip gönderin yoksa inanmam diyorum. Sempatizanımız çok fazla herkes kucak açıyor ama orada bazen futbol takımı tutar gibi ya da anneden babadan gelen alışkanlıklarla insanlar vazgeçebiliyor. insanlar oluyor. O yüzden sonuna kadar mücadeleye devam. Bu kadar emek boşa gitsin istemiyoruz. Çünkü çok korkuyorum HDP Meclis’e giremezse çok antidemokratik bir ortam bizi bekliyor olacak. Şu an biz nefes almakta zorlanıyoruz o anı hayal etmek istemiyorum.