Yüksekovalı Aileler: 'Çadır kurarız, yine Yüksekova'ya döneriz'

Yasağın devam ettiği Yüksekova’dan ayrılmak zorunda kalanlar konuştu.

Yüksekovalı Aileler: 'Çadır kurarız, yine Yüksekova'ya döneriz'
PINAR ÖĞÜNÇ / CUMHURİYET

20 Nisan'da Yüksekova'da operasyonun bittiği açıklandı ama sokağa çıkma yasağı sürüyor. Yasağın öncesinde yanlarına bir hırka dahi alamadan ilçelerini, köylerini terk edenlerse kilometrelerce ötede bekliyor.

Cumhuriyet gazetesinden Pınar Öğünç, Sokağa çıkma yasağı ilan edilen Yüksekova'dan ayrılmak zorunda kalanlarla konuştu. Öğünç'ün haberi şöyle:

Çatışma ve sokağa çıkma yasağının sürdüğü bölgelerden en fazla göç alan kent Van oldu. Cizre ve Silopi'den gelen de var ama çoğunluk kadim bağları nedeniyle Yüksekovalılar. Valiliğe, belediyeye yapılan başvurulara bakıp üzerine bir de Yüksekovalıları dinlediğinizde rakam 36 bin ile 60 bin arasında değişiyor. Görüştüklerimizin çoğu valilikten tek seferlik 500 lira yardım almıştı. Büyükşehir Belediyesi'nin göç birimi de gıda yardımıyla, “kardeş aile” kampanyasıyla destek oluyor. Fakat bunları yeterli bulmayan çok.

Van Akköprü'deki konteyner kent 2011'deki deprem sonrası yapılmış. Afetin yaraları sarıldıktan sonra aynı konteynerler Suriyeli, özellikle de Rojavalı ailelere sığınak olmuş. Şimdi aynı odalarda belediyenin yerleştirdiği bu yeni zorunlu göçün mağdurları kalıyor. Rojava'dan beş aileyle birlikte Yüksekovalı dokuz aile burada akıbetlerini bekliyor. Raife Oğuz kanser hastası ve yakıldığını bildiği Kışla Mahallesi'ndeki evinde hastane raporları da yanmış. 28 yaşında zihinsel engelli bir kızı yanında, bir oğlu cezaevinde.

Dört çocuklu Gülşen Tekçi'nin eşi Yüksekova'da bir kahvede çalışıyormuş, burada geçici görüldüklerinden kimsenin iş vermediğini söylüyor. Evi tamamen yıkılmış; üstelik mobilyaların taksitleri bitmemişken. Yakınında havan topu patlayınca kalp krizi geçiren, üzerine bir ay yaşayabilen kaynını anlatıyor. 28 yaşındaki dört çocuklu Asya Eröz evinin sağlam olduğunu ama kapısı kırıldığından eşyasının çalındığını biliyor. Hemen hepsi aynı cümleyi kuruyor: “Çadır kurarız, yine Yüksekova'ya döneriz”.

Zorunlu göç mağdurlarının en çok yerleştiği yerler TOKİ'ler. Ne yazık ki bunu fırsata dönüştürmek isteyenler yüzünden, çoğu boş duran evlerin kirası 500- 600 liraya çıkmış. Bu arada dayanışmak için evini ücretsiz verenler de yok değil. Kevenli TOKİ daha yakın ama Edremit Kiracılar TOKİ'nin merkeze uzaklığı bir saat, neredeyse kıpırdayamıyorlar.

Bu kiraları verebilmek için bir dairede üç ailenin kaldığı oluyor. Sekiz çocuklu 65 yaşındaki Besna Tokgöz'ün kaldığı evde sadece Yüksekova'dan ayrılırken alelacele yuvarlanmış iki halı var; bir de küçük tüp. Tokgöz, çatışma süresinde orada bulunan az sayıdaki Yüksekovalı'dan. İki kez çıkmak isteyip güvenlik güçleri izin vermeyince kocasıyla 60 gün bir odada saklanmışlar. Giden komşunun tavuklarını ara ara beslemeyi becermiş ama. Kürtçe bir ağıt yakar gibi “Yüksekova'yı bitirdiler, insanlığı bitirdiler” diyor.

Tokgöz'ün emin olduğu bir şey de asla TOKİ'lerde oturmak istemediği. Beş binin üzerinde binanın yıkıldığı söylenen Yüksekova'ya TOKİ'lerin yapılacağı konuşuluyor. Konuştuğumuz tek bir kişi bile iki üç odalı bir apartman dairesinde yaşamayı kabul etmiyor. Fakat yasak kalktıktan sonra ne bulacaklarını, onlara ne teklif edileceğini, neye mecbur kalacaklarını bilmiyorlar. Hele tapusu bulunmayan çok sayıda müstakil evin sahibi için vaziyet iyice meçhul. Van'daki bu zorunlu bekleyiş ıstırap dolu bir prova sanki onlar için.

Yüksekovalı esnaf Ali Çoban “Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz” diyor, “benim evim hem merkezdeydi hem de armuttan cevize meyve ağaçlarıyla dolu bahçem vardı. Ben niye çocukluğumun geçtiği evden vazgeçeyim, ben niye TOKİ'de oturayım”. Operasyon bittikten sonra dahi yakılan evler olduğunu ve her şeyden önce, kökten sökülmüş MOBESE kameralarının yerlerine takıldığını duymuş.

Güncelleme Tarihi: 30 Mayıs 2016, 18:53
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER