Komisyon sözcüsü ve İHD Amed Şube yöneticisi Necibe Güneş Perinçek, konuya ilişkin yaptığı açıklamada ‘biz bugün Yüksekova’da Cumartesi Anneleri ve kayıp ailelerini bir araya getirerek 90 yıllarda yaşanan 'faili meçhul' ve kayıpları dile getirdik. İlgili kurumları harekete geçirmek için bir eylem başlattık. Biliyorsunuz 90’lı yıllarda Kürt coğrafyasında binlerce on binlerce insan katledildi, kayıp edildi bunlarla ilgili Cumartesi Anneleri 90’lı yıllarda İstanbul Galatasaray Lisesi önünde her cumartesi günü bir araya gelerek çocuklarının ve yakınlarının akıbetini sormaya başladı. İstanbul, Amed, Batman, Urfa ve Cizre’de duyarlı aileler Mardin’de Silopi’de bir çok eylemsizlik devam ediyor. Yüksekova’da da belki binin üzerinde faili meçhul cinayet var. Bu cinayetler aydınlatılmayı bekliyor, bu eylemsizliğin amacı Yüksekova’daki ‘faili meçhul’ cinayetlere dikkat çekmek” dedi.
Güneş’in ardından açıklama yapan İHD Yüksekova temsilcisi Bedirhan Alkan ise 30 yıldır devam ‘kirli savaş’ın birçok cana kıydığını dile getirerek, “Faili meçhul cinayetler karşısında bizim bir çaremiz var; cinayetleri gözlere önüne sermek burada bugün bunu yapıyoruz ve vicdan sahibi insanların gelip bu hikâyelere şahit olmasını istiyoruz” dedi.
CİNAYETLERDE MİT YER ALIYORDU
Konuşmaların ardından 14 Nisan 1995’te Van’da kaybedilen ve kendisinden bir daha haber alınamayan H. Kadir Keremoğlu’nun torunu İlhami Keremoğlu dedesinin hikayesini anlattı. Keremoğlu, 14 Nisan 1995 günü dedesinin Cuma namazı için camiye gittiğini daha sonra kendisine ulaşamadıklarını söyledi. Araştırmalarının ardından dedesinin Şehmus Durak’la görüldüğünü öğrendiklerini belirten Keremoğlu, Şehmus Durak’ın ailesine ulaştıklarında ise Durak’ın Jitem elemanı olduğunu, dedesini ‘Yeşil’ ve Alattin Kanat’a teslim ettiğini öğrendiklerini söyledi. Daha sonra MİT’in haber kaynağından dedesinin infaz edildiğini ve cesedini verme karşılığında kendilerinden haraç istediğini ifade eden Keremoğlu resmi girişimlerinden bir sonuç alamadıklarını söyledi.
Keremoğlu’nun ardından babası Abdullah Canan’ın hikayesini anlatan Tayyüp Canan ise 27 Ekim 1995 tarihinde köyleri Befircan’ın (Karlı) Yüksekova Dağ Komando Taburu tarafından yakılmasının ardından babası Abdullah Canan’ın ‘Yüksekova Çetesi Lideri’ olan Yüksekova Dağ Komando Tabur Komutanı Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul, Yüzbaşı Nihat Yiğiter ve Üsteğmen Bülent Yetüt’ün hakkında şikayetçi olduğunu bundan sonra tehditler almaya başladığını söyledi.
Babasının şikayetinden vazgeçmemesi üzerine Yüksekova Dağ Komando Taburuna çağırıldığını anlatan Canan burada babasının tehdit edildiğini ve bu olayın ardından babasının Hakkari’ye giderken Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul, Yüzbaşı Nihat Yiğiter ve Üsteğmen Bülent Yetüt tarafından gözaltına alındığını ve işkenceden geçirildiğini ve bir hafta sonra cesedinin Bebleşin Jandarma Karakolu ve Güzeldere Jandarma Karakolu arasında bulunduğunu anlattı.
Hikayelerin okunması sırasında duygulu anlar yaşanırken, hikayeleri okunmasının ardından 5 dakikalık oturma eylem yapıldı. / anf
Güncelleme Tarihi: 01 Aralık 2013, 18:20