Yüksekdağ: 'Kobani düştü düşecek' diyenlerin sonu geldi

HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, Kobanê zaferini kutlayarak, "Tarihte yeni bir sayfa açılmıştır, 'Kobanê düştü düşecek' diyenlerin tarihteki sonu gelmiştir" dedi

Yüksekdağ: 'Kobani düştü düşecek' diyenlerin sonu geldi
HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ,  Kobanê zaferini kutlayarak, "Tarihte yeni bir sayfa açılmıştır, 'Kobanê düştü düşecek' diyenlerin tarihteki sonu gelmiştir" dedi. Yüksekdağ, Kobanê için yeniden seferberlik çağrısında bulunarak, 'bu defa da yıkılan kenti kurarak, pırıl pırıl bir Kobanê'nin oluşması için tüm halkların dayanışma sergilemesi gerektiğine' işaret etti.  AKP'nin 'çözüm süreci'ndeki rolünü eleştiren Yüksekdağ, Davutoğlu'na, "Kürtçe çalışmaya gösterdiğin hevesin bir kısmını da en azından önünde beklettiğin müzakere taslağına çalışmaya harca" diye seslendi.


HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin haftalık olağan grup toplantısında konuştu. Halkların bugün çifte bayram yaşadıklarını belirterek, Kobanê zaferi ile Yunanistan'da SYRIZA'nın seçimleri kazanmasına değinen Yüksekdağ, 'zafer tarihlerinin yazılacağı bir döneme girildiğine' vurgu yaptı. 

'YUNAN HALKININ BAŞARISINI SAHİPLENİYORUZ'

"Egemen güçler, bütün bölgeyi, dünyayı ve Türkiye'yi sömürünün, zulmün cenderesinde tutan güçler bu zafer dolu günlere ulaşamayacağımızı sanıyordu. Bölge halklarının karanlık bir yazgıya mahkum olacağını düşünüyorlardı. Ama umut edenler ve direnenler bu yazgıyı kökten değiştirdi. Bugün dört bir yanımızdan zafer haberleri geliyor, sevinçli günleri müjdeleyen gelişmeler yaşanıyor" diyen Yüksekdağ, "Yunanistan'da kardeş halkımızın zaferi kutluyorum. Bu zafer hepimizin sevinci ve ortak geleceği demektir" diye ekledi.
Yunan halkının başarısını kendi başarıları olarak gördüklerini söyleyen Yüksekdağ, Avrupa'daki sömürgeci güçlerin böyle bir zafer beklemediklerine, başarının engellenmesi için de çeşitli çabaların verildiğine, sömürgeci güçlerin hesap ve çıkarlarının risk altında olduğunun da farkında olduklarına dikkat çekti. Yüksekdağ, "Ama bizim farkında olduğumuz daha önemli bir başarı var; artık Avrupa'da da var olanın dışında bir özgürlük ve emek seçeneği gelişmeye ve büyümeye başladı. Bu kazanım bölge ve dünya halklarının kazanma azmi olacaktır" dedi.

'TARİHTE YENİ BİR SAYFA AÇILDI'

Kobanê zaferine ilişkin değerlendirme yapan Yüksekdağ, Kobanê zaferinin bütün halkların geleceği, umudu ve zaferi olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Rojava halkları tarihin kalemini kendi ellerine aldığı günden bu yana başka bir bölgenin, yaşamın mümkün olduğunu kanıtlamak için uğraştı. Zafer ispata yer bırakmayacak kadar güçlüdür. Tarihte yeni bir sayfa açılmıştır, 'Kobanê düştü düşecek' diyenlerin tarihteki sonu gelmiştir. 
'Kobanê direnecek' diyenlerin günü gelmiştir. Yani bizim günümüz gelmiştir. Geride bıraktığımız günler içerisinde direnişte rolü olan, emeği geçen herkesi saygıyla sevgiyle minnetle selamlıyorum. Öncelikle kahramanca direnişe imza atan YPG ve YPJ direnişçilerini, dayanışma içerisinde olan peşmerge güçlerini, sol özgürlük güçlerini, sınır boylarında ölüm, yorgunluk pahasına günlerce nöbet tutan halklarımızı, dört bir yanda 'Kobanê benim geleceğimdir' diyen halklarımızı sevgi ile kucaklıyor, selamlarımızı saygılarımızı iletiyoruz."

'AFFETMEYECEĞİMİZ BİR LİSTENİZ VAR'

Yüksekdağ, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sözlerini hatırlatarak, "Bize diyorlar ki; 'umarım Kobanê için çabamızı unutmazlar.' Bu söz ve yaklaşım karşısında söyleyecek söz bulmak zor. Sadece şunu söyleyebilirim; bu sözler herhalde çok ağlamaktan oluyor. İnsan fazla ağlayınca böyle cümleler kurabiliyor. Asla unutmayacağımız ve affetmeyeceğimiz bir listeleri var. Biz 'Kobanê düştü düşecek' diyenleri unutmayacağız. 'Kobanê'nin Türkiye ile ne ilgili var' diyenleri, TIR'lardaki silahları, sınırda IŞİD ile sarmaş dolaş asker fotoğraflarını, sınır boylarında katledilen gençleri, kadınları, 6-8 Ekim tarihlerinde bugün gelsin diye direnen ve katledilen canlarımızı unutmayacağız" diye konuştu.
Yüksekdağ, "Zafer ilan edildikten sonra Kobanê'ye selam gönderiyorlar. Keşke bu selamı yüzlerce insan ölmeden, Türkiye'deki barış ortamı gerilimin sarmalına terk edilmeden söyleyebilseydiniz. Ama selamı söyleyene değil, söyletene bakın. Bu halk size selam söyletir" diyerek, halkın kazanacağını düşünemeyenlerin kaybetmeye mahkum olduklarını dile getirdi. Yüksekdağ, "SYRIZA'nın başarısı bize bunu söylüyor. 'Başarabilirsiniz' diyor. Kobanê zaferi de 'başarabilirsiniz' diyor. Bugün artık Türkiye halkları hiç bir şeyden korkmasın, bu zalim, despot iktidardan korkmasın, artık cesur olmak için bütün Türkiye halklarının çok büyük bir gücü var" diye ekledi.
Kısa bir süre önce 'vahşi bir barbarlık ordusu' olarak DAİŞ'in Kobanê'nin üzerine salındığına dikkat çeken Yüksekdağ, "Namı kendisinden önce gidiyordu, yok edici bir ordu karşısında hiç bir kuvvet duramıyor, geldiğini duyanlar kaçıyor. İşte Kobanê'de bu kadar korku yaydılar. İnsani cesaret, öz güven duygularını kırmak için kullanılan karanlık bir ordu yenilgiye uğratıldı, bu insanlığın ve cesaretin başarısıdır. Bölge halkını cesaretsizleştirmeye çalıştılar ama bakın bugün karanlık ve katliamcı, kıyıcı ordu karşısında insanlığın ve aydınlığın, iyiliğin ordusu kazandı. Ağır silahları, tankları, toplarıyla, kimyasal silahlarıyla geldikleri gibi gittiler, bir Kürt özdeyişini hatırlatmak istiyorum; Suwar hatin peya çûn" ifadelerini kullandı.

'PIRIL PIRIL BİR KOBANE İÇİN DAYANIŞMA SERGİLENMELİ'

DAİŞ'in, kendisini ortaya çıkaranlara da zarar vereceğini vurgulayan Yüksekdağ, şöyle devam etti: "Bu karanlık lekeyi ortadan kaldıran şanlı Kobanê direnişi ve halklarımızın kahraman evlatları Türkiye halklarına da cesaret armağan etmiştir. İktidarın politikaları yerle yeksan oldu ancak halen eskiyi dayatmaya devam ediyorlar. Statükoya boyun eğmedik ve eğmeyeceğiz. İktidarın iç ve dış politikaları da çöktü. Türkiye, dört bir yanında dostsuz kaldı. Durum böyle olunca gidip dış politikayı Somali'de yapıyorlar. Ne yapsınlar başka çare yok. Türkiye'deki iktidar yeni Ortadoğu'yu oluşturmaya çalışıyor. Politikanız Akdeniz sularında kıyıya vurdu. Bütün bölge politikalarınız yanıtsız ve karşılıksız kaldı. Böyle bir zeminde nasıl yeni bir Ortadoğu inşa edeceksiniz" diye sordu. Yüksekdağ, "Ama inşa edilen bir Ortadoğu var, gelin ona katkı sunun. Ortadoğu halklarıyla bölge politikanızı barış, kardeşlik çerçevesinde geliştirin. Gelin Rojaya'va dost olun, dost olmayı başabilirseniz bir dış politikaya sahip olursunuz aksi takdirde, kaybetmeye mahkumsunuz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Biz yeni bir Irak olsun istemiyoruz. Nedir bu? Kuzey Irak... Şimdi de Kuzey Suriye doğsun! Bunu kabullenmemiz mümkün değil" şeklindeki ifadelerini ise Yüksekdağ, "İstediğiniz kadar 'kabul etmiyoruz' deyin. Bu gerçek kendisini size dayatacak" diye değerlendirdi.
Kobanê için yeniden seferberlik çağrısında bulunan Yüksekdağ, 'bu defa da yıkılan kenti kurarak, pırıl pırıl bir Kobanê'nin oluşması için tüm halkların dayanışma sergilemesi gerektiğine' işaret etti. 

'MÜZAKERE TASLAĞINA ÇALIŞ!'

Yüksekdağ, 'çözüm süreci' hakkında da konuşarak, 'iktidarın çözüm sürecini sürümcemede bıraktığını' belirtti. Yüksekdağ, sürecin 2 yıldır devam ettiğini ve halen tek taraflı adımların atıldığını vurgularken, Erdoğan'ın sürekli Davutoğlu'nun söylediklerini boşa çıkardığını ve yalanladığını ifade etti. Yüksekdağ, "Çözüm sürecinin sorumlusu kim, diye soruyoruz... Süreçte Cumhurbaşkanı, Başbakan'a sınıf başkanı muamelesi yapıyor. Bunu biz bile kaldıramıyoruz, bizim bile zorumuza gidiyor" dedi.
Davutoğlu'nun Amed'de Kürtçe öğrenmek istediğini söylediğini aktaran Yüksekdağ, "Kürtçe çalışma isteğini böyle dile getiren bir başbakana şunu söyleme hakkına da sahibiz; Sayın Başbakan; Kürtçe çalışmaya gösterdiğin hevesin bir kısmını da en azından önünde beklettiğin müzakere taslağına çalışmaya harca" dedi.
Cumhurbaşkanı'nın partilerini tehdit ettiğine vurgu yapan Yüksekdağ, HDP'nin barajı geçememesi durumunda masaya oturmayacağı yönündeki açıklamalara, "Neden tehdit dili kullanıyor? Biz o masayı ne başbakanın ne de hükümetin icazeti ile kurduk. O masadaki yerimiz asla tartışmalı değildir. Ama iktidarın o masadaki yeri güvende değil. Seçimlerden sonra HDP daha güçlü gelecek, ama AKP'nin siyasetteki durumunun ne olacağını bilemiyoruz. Onlar ne oldum demesinler, ne olacağım desinler" diye konuştu.

'MEŞRU MÜCADELE ENGELLENEMEYECEK'

'İç Güvenlik Paketi'ni de eleştiren Yüksekdağ, 'darbeci, faşist siyasi anlayışın uygulaması' olduğunu vurgulayarak, AKP'nin demokratik yapıyı kendine göre tahkim ettiğini söyledi. Yüksekdağ, söz konusu paket ile halkların meşru mücadelesinin engellenmeyeceğini söyledi. 
Dört AKP'li bakanın yüce divana gönderilmemesi ile ilgili olarak da Yüksekdağ, "Dört bakanı akladılar, ak kaşık gibiler. Mevlana'nın bir sözü var; 'sütten çıkınca bütün kaşıklar aktır, önemli olan içinden çıktığın sütü ak bırakmaktır' Başardınız, şimdi bakanlarınız sütten çıkan ak kaşık gibi ama sütünüz ve içiniz kirli, adına ak dediğiniz adınız kirli" dedi.
Metal işçilerine de direnişlerinden dolayı Selmalarını ileten Yüksekdağ, işçiler ile birlikte olmaya devam edeceklerini kaydetti.
Yüksekdağ, ayrıca Ermeni Soykırımı ile Filistin'de yaşanılanları da hatırlatarak, "Dünyanın hiçbir köşesinde hiçbir halkın zulüm görmediği günler hepimizi bekleyen günlerdir, bu günleri birleşik mücadele ile kazanacağız bugünlere yürüme azmi ve sevinciniz kutlu olsun" dedi.

Güncelleme Tarihi: 28 Ocak 2015, 11:24
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER