1976 yılında Almanya’nın Celle kentinde doğan Feleknas Uca, 1999-2009 yılları arasında iki dönem Avrupa Parlamentosu’nda milletvekilliği yaptı. Sol parti Avrupa Parlamentosu Haznedarı Nordrhein-Westfahlen eyaleti adına Avrupa Parlamentosu Sol Parti sorumluluğu da yapan Uca, Aralık 2012 yılından Haziran 2014 yılına kadar Avrupa Êzîdîler Federasyonu Eşbaşkanlığı görevinde bulundu. Temmuz 2014’ten bu yana da Amed’de yaşayan, aynı zamanda DTK Başkanlık Divanı üyesi de olan HDP Amed milletvekili adayı Feleknas Uca, cumhuriyet tarihi boyunca mecliste Êzîdî inancına mensup ilk milletvekili olarak bir ilki başaracak.

Amed 4. sıra milletvekili adayı Feleknas Uca, seçimlerin önemi ve Êzîdî kadını ve halkının kimlik mücadelesi için mecliste yapacağı çalışmalara ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden biri olarak değerlendirilen 2015 genel seçimlerine HDP Amed adayı olarak giriyorsunuz. 2015 genel seçimlerinin önemini değerlendirebilir misiniz? 

2015 genel seçimlerini yaratacağı siyasal etkiler açısından belki de Türkiye tarihinin en önemli seçimleri olarak değerlendirebiliriz. Bu seçimin aynı zamanda bir referandum olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Neyin referandumu? Tabi ki barış, ya da savaşın oylanacağı bir referandum. AKP’nin tek dil, tek ırk, tek devlet mantığı ile HDP’nin çoğulcu, çok renkli ve demokratik mantığı, halkların kardeşliğini, inançların birlikteliğini esas alan anlayışı listelerde temsiliyetini buluyor. Halkımızın 7 Haziran günü bu iki liste arasında tercihini tabi ki HDP ve demokrasiden yana yapacağına olan inancı çok güçlü bir şekilde taşıyoruz.

HDP onurlu, demokratik ve halkların bir aradalığına dayanan, iktidarcı sistem partilerine karşı halkların demokratik iradesinin ifadesidir.

Türkiye AKP hükümeti ve Tayyip Erdoğan, diktası altında tarihin en büyük kaos dönemlerinden birini yaşıyor. AKP ve Tayyip Erdoğan, fiili bir diktatörlük ortamı yaratmış durumda. HDP bu dikta karşısında halkların biricik çıkış umudu haline geldi.

HDP’nin barış ve demokrasi umudu haline geldiğini gören AKP hükümeti provokasyonlar ile bunu engelleme girişimlerine başladı. AKP, HDP’ye verilecek her bir oyun barışa, demokrasiye verildiğini ve diktayı sona erdireceğini biliyor. Bunu bildiği içinde HDP’ye saldırıyor ve komplolar ile engellemeye çalışıyor.

Amed’de nasıl bir atmosfer yaşanıyor. Amed, halkı sizleri nasıl karşılıyor?

Adaylarımız belirlendikten sonra bir hazırlık komitesi oluşturduk. Burada amacımız güçlü bir planlama ile seçim çalışmalarını yürütmekti. Ev ev, köy köy halkımızı ziyaret ederek onlarla sürecin önemi ve seçimin bu süreç üzerindeki etkilerini paylaşmak üzere güçlü bir hazırlık yaptık. Bu hazırlık ile başladığımız çalışmalarımız da şu ana kadar çok olumlu tepkiler aldık. Halk, AKP’nin özellikle çözüm süreci konusunda içerisine girdiği ikiyüzlülük ve provokatif tutumuna karşı HDP’nin yanında olduğunu bizimle paylaştı. Amed halkı AKP, komplosunun farkında ve bu süreci sabote etmesine karşı iradesini şimdiden beyan etmiş durumda. Biz projemizi anlattıkça geçmiş dönemde AKP’nin demokrasi yalanlarına inanarak oy veren kesimlerin de AKP’nin bu yalanlarını gördüğünü, HDP’ye oy vereceklerini beyan ettiklerini, AKP’nin savaş ve kaos politikasına karşı HDP’nin demokratik barışçıl çizgisini tercih edeceklerini paylaşabilirim.

HDP’nin Amed aday listesi ve iddianıza ilişkin neler söyleyeceksiniz?

HDP’nin ekolojiden, ekonomiye, kadın sorunundan, Kürt sorununa, inançların özgürce yaşanmasına her alana dair çözümler üretebilmek için güçlü temsiliyetler içeren aday listesi, HDP’nin Amed listesinde de ifadesini buldu. Amed, listesinde farklı inançlar, halklar, siyasetler temsil ediliyor. Listemizde yer alan renklilik, seçim çalışmalarımız sırasında ortaya çıkıyor. Çalışmalarımız Türkçe, Kürtçe, Arapça, Kürtçenin Zazaki lehçesi ile yapılıyor. Bu anlamda listemizdeki çok dilli yapı da çalışmalarımıza yansıyor. Kadın, gençlik, dindarlar, sol, sosyalist kesimler, engelliler, yine değişik inanç grupları da çalışmalarımıza destek veriyor. Aslında çalışmalarda ortaya çıkan tablo bize herkesin kendisini HDP listesinde gördüğünü açıkça gösteriyor. Tüm bu kesimlerin çalışmalarımızda yer alması tabi ki bizlere güç veriyor. Toplumun tüm kesimlerine sadece temsiliyet ile yetinmeyerek, projemizin özünü anlatacağız. Hepsine gideceğiz, HDP, halk adına hareket eden bir proje değildir, halk ile birlikte hareket eden bir projedir. Bu anlamda çalışmalarımız sadece oy isteme çerçevesinde olmuyor. Halkımıza “gelin bu projeyi birlikte yürütelim” mesajını taşıyor. Buna halkın ilgisi de oldukça olumlu. Bizim Amed’de iddiamız listemizi tümden meclise taşımak yönünde. Tüm arkadaşlarımız bu bilinç ve kararlılık ile çalışıyor.

Aday listelerinizde erkekler ile eşit sayıda kadın aday var. Bu tablo kadın mücadelesini nasıl etkileyecek?

Tüm sistem partilerinin toplamından daha fazla sayıda kadın HDP listesinde kendine yer buldu. AKP, MHP, CHP listelerinde toplam 250 kadın aday bulunurken HDP’de 260 kadın adayımız var. Rojava devrimi ve Kobanê direnişinde kadının ortaya koyduğu direniş ve iradeli duruş ile tüm dünyada kadın mücadelesi yükselişe geçti. Biz de Rojava ve Kobanê’de ortaya konulan büyük kadın direnişine cevap olmak ve kadın özgürlük mücadelesini daha da yükseltmek için seçimlere de kadınların eşit temsiliyete kavuştuğu listeler oluşturarak giriyoruz. Hareketimiz bir kadın özgürlük hareketidir. Başından itibaren bu temelde mücadele etmiştir. Bu felsefe temelinde gelişmeler ortaya çıkartmıştır ve bundan sonra da kadın özgürlük mücadelesini her alanda yükseltecektir. Meclis’te de demokratik bir toplumun koşulu olan kadın kimliğinin eşit ve özgür olabilmesi için mücadele edeceğiz.

Sizin meclise gitmeniz ile birlikte cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanacak. Êzîdî inancını temsil edeceksiniz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Halkımıza ve partimize bu kararı verdikleri için teşekkür ediyorum. HDP projesi bir inançlar ve halklar projesi olduğunu Êzîdî ve diğer inanç ve kimliklere verdiği temsiliyet ile ortaya koydu.

Êzîdîlerin uğradığı 74 fermanın ardından bir Êzîdî kadın olarak meclise gidecek olmak çok büyük bir anlama sahip. Meclis’te Cumhuriyet tarihi boyunca yok sayılan Êzîdî toplumunun kimliğinin tanınması ve özgürleştirilmesi için mücadele edeceğim. Bu sadece Êzîdîler için değil, diğer inançlar ve kültürler içinde büyük bir anlam ve önem ifade ediyor. Meclis’te yalnızca Êzîdîleri temsil etmeyeceğim, diğer inançlar içinde çalışmalar yapacağım. İnançlar, halklar arasında köprü olmaya çalışacağım. Dünya da ezilen ve özgürlüğü için direnen kadınlarında ortak hareket etmesi için mücadele edeceğim.

Meclise gitmeniz Êzîdî kadınlar açısından nasıl bir öneme sahip?

Şengal’de DAİŞ barbarları tarafından katledilen ve köle pazarlarında satılan kadınların sesi olacağım. Ezilen ve yok sayılan Êzîdî kadın kimliğinin tanınması ve bu konuda Êzîdî kadınlarının demokratik mücadelesinin yükseltilmesi için ne gerekiyorsa yapacağım. Meclis’te olmak bu konularda Êzîdî kadınlarına da büyük bir güven ve mücadele azmi kazandıracak diye düşünüyorum. / Firatnews