6-8 Ekim tarihlerindeki Kobanê direnişine destek eylemleri sonrasında yürütülen siyasi soykırım operasyonlarında binlerce gözaltı ve yüzlerce tutuklama yaşandı. Kürdistan ve Türkiye'de yürütülen operasyonlar sonrasında HDP'nin verilerine göre, son bir ay içerisinde 3000’e gözaltı, 600’e yakın da tutuklama gerçekleşti. 

Kürt siyasetine dönük siyasi soykırım operasyonlarını ve bunun çözüm sürecine yansımalarını HDP Milletvekili ve HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel'e sorduk. 

'BU OHAL POLİTİKASIDIR'

AKP hükümetinin baskı politikasının her geçen gün yayılarak sürdüğünü ifade eden Tuncel, "Kürdistan'daki direnişte ortaya çıkan muhalefeti bastırma, diğer yandan Türkiye'deki demokrasi güçlerinin sesini kısma saldırısı var. Son bir aydaki tabloya bakıldığında binlerce insan gözaltına alındı. 500'den fazla insan tutuklandı. Tüm bunlar AKP'nin OHAL politikaları uyguladığını çok net gösteriyor" diye konuştu. 

Tuncel, HDK olarak bu operasyonları kınadıklarının altını çizerek, "Bir yandan çözüm süreciyle ilgili değerlendirmeler yapan AKP, sürecin arkasında olduğunu iddia ediyor. AKP'nin baskı politikası, güvenlik yasaları, toplumsal muhalefeti bastırmaya dönük. İkincisi ise diğer yandan çözüm olacakmış gibi, Kürt sorununda çözüme kapı aralıyormuş gibi bir durumla karşı karşıyayız. Ana akım medyada görünen daha çok bu yanıltma yönü hakim" dedi. 

'ROJAVA POLİTİKASI ÇÖKEN AKP, RANT PEŞİNDE'

"Kobanê direnişiyle, AKP hükümetinin Rojava politikası çöktü. Kürt halkının Kobanê'yle dayanışması, sahiplenmesi AKP'nin politikalarını çökertti" diyen Tuncel, şöyle konuştu: "AKP de tehdit unsuru olarak baskıyı, zor politikalarını uyguluyor. Medyada bu tutuklamalara ve gözaltılara dönük tek kelime yok. Bu konuda HDP Eş Başkan Yardımcımız Meral Danış Beştaş, dönem dönem raporlar sunuyor. HDP olarak buna dikkat çekmek istiyoruz. Belli ki AKP hükümeti, bu politikaları görünmez kılarak sanki her şey yerli yerindeymiş, çözüm süreci önünde engel yokmuş gibi yanılsama yaratarak süreci kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Seçimlere yönelik bir ranta dönüştürmeye çalışıyor." 

Diyarbakır'da olduğunu ve halkın öfkeli, AKP'ye de tepkili olduğunu dile getiren Tuncel, AKP'nin bir yandan çözüm dediğini, diğer yandan tutuklama furyası yürüttüğünü belirtti. AKP'nin Kürtlerin değerlerine saygılı davranmadığını söyleyen Tuncel, Kobanê sınırındaki insanlara asker eliyle yöneltilen baskılara dikkat çekti. Kürdistan'da iki farklı politika olduğunu kaydeden Tuncel, bu durumun bölgedeki insanların tepkisini çektiğini vurguladı. 

ÇÖZÜM OLMADAN, ADIM ATILMADAN SİLAHLAR NASIL SUSACAK!

Tuncel, AKP hükümetinin çözüm sürecinde yol haritasındaki "silahsızlandırma"ya ilişkin de şu değerlendirmede bulundu: "Çözüm sürecine ilişkin yaklaşımı son dönemde kamuoyunda tartışılan bu konular başından beri Kürt Halk Önderi sayın Abdullah Öcalan'ın ilk günden beri söylediği bir konu; çözüm olursa, hükümet adım atarsa silahlar devre dışı kalabilir. Tüm görüşmelerde, heyetlerimizle yapılan toplantılarda bu ifade edildi ve kamuoyuyla paylaşıldı." 

'MÜZAKERENİN GEREKLERİ YERİNE GETİRİLMELİ'

"Burada sorun Kürt hareketinin sayın Öcalan'ın sözleri değil. değil. Başından beri üç aşamadan bahsedildi" diyen Tuncel, "Bu süreç geri çekilme, güven artırıcı adımların atılması ve silahsızlanma olarak belirtildi. Kürt hareketi kendi üzerine düşeni ilk adımda yaptı. Ama devlet bugüne kadar adım atmadı. Devlet halen oyalayıcı, güven artırıcı olmayan tutumdan vazgeçmiyor. Parlamentoda bir yasa çıktı, önemsiz demiyoruz ama demokratik siyasetin önünün açılmasında hiçbir adım atmadı. 15 Ekim'de sayın Öcalan, müzakereye geçiş olduğunu söyledi. Fakat müzakere ve yeni heyetlerin oluşması konusuna bakıldığında sorun yok deniyor ama devlet tarafından bir çalışma başlatılmış değil. Bu süreci, bunun üzerinden tartışmanın sorun olduğunu düşünüyorum. Burada asıl mesele Kürt hareketinin söyledikleri değil, söylenenleri hayata geçirmeyen AKP'nin kendisindeki sorundur. Önemli olan demokratik adımları hayata geçirip geçirmeyeceğidir" ifadelerinde bulundu. 

'İRADENİZ VARSA NEDEN DEMOKRATİK SİYASETİN ÖNÜ AÇILMIYOR'

"AKP'nin seçim öncesi çözümün arkasındayız diyerek süreci oyalayaçak mı?" diyerek sürecin gidişatı konusundaki muğlaklığa dikkat çeken Tuncel, "Bundan vazgeçip söylenen mutabakata varılan konuların hayata geçirilmesi gerekiyor. AKP, 6-8 Ekim direnişini gerekçe göstererek süreci durdurmuştur. Şimdi aslında halka iki ay kaybettirdi. Yeniden bu tartışmalar başlayacak. Müzakerelerin resmi olarak başlaması gerekecek heyet gittiğinde. Bunun olması gerekiyor ama AKP'nin her sorunu çözmüş, sorun yokmuş gibi yaklaşımı kandırmacadır. Madem ki müzakere sürecinde iradeniz var, neden siyasi soykırım operasyonları yapıyorsunuz? Neden demokratik siyasetin önü açılmıyor? Niye bunun önü açılmıyor, Rojava politikası değiştirilmiyor?" diye sorarak, AKP'nin öncelikle bu sorulara yanıt vermesi gerektiğinin altını çizdi.

'AKP, YARATILAN UMUDUN GEREĞİNİ YAPMALI'

Tuncel, AKP'nin çözüm sürecine dair bir umut yarattığını, insanların bu umut karşısında çözüm olacak diye beklerken AKP'nin antidemokratik uygulamalarının hayata geçtiğine dikkat çekerek, AKP'nin inandırıcılığını yitirdiğini söyledi. Bu nedenle halkta öfke patlaması ortaya çıktığını ve 6-8 Ekim direnişinin ortaya çıktığını belirten Tuncel, "AKP yaratılan umudun gereğini yapmalı" dedi.