Gördükleri şiddet karşısında sığınma evlerine yerleşen kadınlar, nüfus kayıt sisteminde gözükmedikleri için oy kullanamıyor. Listelerde isimleri gözüküp oy kullanmaları da farklı riskler taşıyor. Gazetemize konuşan kadın örgütleri temsilcileri ve hukukçular, kadınların bu haklarını kullanabilmesi için gizlilik ifşa edilmeden pratik düzenlemeler yapılabileceği görüşündeler.
‘İSTENİRSE ÇÖZÜLÜR’
Kanada’da sığınma evlerinde sosyal hizmet uzmanı olarak çalışan ve şu an Türkiye’de Kadın Dayanışma Vakfında çalışan Pınar Çetinkaya Kalkan, sığınma evlerinde kalan kadınların birçok haktan mahrum bırakıldığını belirtiyor. Kalkan, kadınların oy kullanma haklarının ellerinden alınmasının en somut örneklerden biri olduğunun altını çiziyor. Kadınların ‘güvenlik’ gerekçesiyle oy haklarının engellendiğini dile getiren Kalkan, kolaylıkla çözülebilecek bu sorunun çözümsüz kalmasının demokrasiyle bağdaşmadığını vurguluyor.
Kalkan, “Sonuçta sığınma evleri belediyelere ya da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Şiddeti Önleme İzleme Merkezlerine (ŞÖNİM) bağlı. Belediyelerin danışma merkezleri veya ŞÖNİM’lerin adresi gösterilerek problem giderilebilir. Fakat burada dikkat etmemiz gereken en önemli şey sığınma evinin adresini ifşa etmemek. Kadına ‘Git eski adresinde oy kullan’ da diyemeyiz. Kanada’da sığınma evlerinde çalıştım ve böyle bir sorunla hiç karşılaşmadım. Sığınma evinin bağlı olduğu merkez vardı ve sığınma evinde kalan bütün kadınların adresi o merkez olarak gösterilir ve kadınlar bütün haklarından yararlanırlar. Çok şaşkınım” diyor.
HÜKÜMET DİLİNDE KONUK EVİ
Kadın Dayanışma Vakfı Başkanı Avukat Candan Dumrul, hükümetin sığınma evlerine ‘konuk evleri’ diyen anlayışının, bu merkezlerde kalan kadınların sosyal haklardan yararlanmasına da engel olduğunu düşünüyor. Dumrul, “Buradaki kadınlar eğer sosyal haklardan yararlanan bireyler değilse, o halde birtakım siyasal haklara erişmeleri konusunda gerekli tedbirlerin alınmasına ihtiyaç yoktur” diyor.
Ayrıca son zamanlarda sığınma evlerinde yaşayan kadınlardan çok şikayet aldıklarını ve kadınların ellerinden telefonların dahi alınarak dışarıyla iletişimlerinin kesildiğini belirten Dumrul, devletin bakışını “Onlara, canını kurtararak kamuya sığınmış kadınlardan ziyade, keyfi olarak açık cezaevine kapatılmayı kabul etmiş kadınlar muamelesi yapılıyor” diye özetliyor.
Konuyla ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına başvuru yapmayı düşündüklerini söyleyen Dumrul, sığınma evlerindeki kadınların en temel yurttaşlık haklarından mahrum edilmemeleri için gerekli düzenlemelerin yapılmasını talep ediyor.
CİDDİ BİR İHLAL
Emek Partisi Ankara İl Başkanı Avukat İlke Işık, seçimlerde en çok görünmeyen kesimin kadınlar olduğunun bu uygulamayla bir kez daha görüldüğünü söyledi. Kadınların adreslerinin daha önce yaşadığı yerde göründüğünü söyleyen Işık, bu nedenle kadınların şu anki mevcut seçim mevzuatına göre oy kullanmalarının imkansız olduğunu belirtti. Bu konuya sessiz kalınmasını eleştiren Işık, yöneticilerin sığınma evlerindeki kadınlara “Şans eseri yaşıyorlar. Oy vermeseler de olur” diye baktıklarını ifade etti.
Bu uygulamanın kadınların siyasete katılma hakkının önünde ciddi bir ihlal olduğunun altını çizen Işık, sorunun çok basit düzenlemelerle çözülebileceğini söyledi.
Sığınma evleri ve kadının yeri ifşa edilmeden oy kullanılması için merkezi idare, yerel yönetimler, sığınma evleri ve seçim kurullarının ortaklaşa adımlarının meseleyi çözeceğini ifade eden Işık, “Mesela, evlere sandık konulabilir. Geçici ikametgah adresleri belirlenebilir. Başka yöntemler geliştirilebilir. Asıl sorun bu meselenin dert edilmemesi” diye konuştu.
Işık, yetkililere “Çok basit bir iki düzenlemeyle bu işi çözebilirsiniz ve önümüzdeki 30 Mart’ta sığınma evlerindeki kadınların oy vermelerini sağlayabilirsiniz” diye seslendi. / Evrensel