Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da 7 Haziran'da düzenlenecek genel seçimlere toplumun her kesiminden temsiliyet niteliği taşıyan adaylarla girmeye hazırlanan HDP’nin listesinde demokratikleşme konusunda çalışmaları ile bilinen akademisyenler de dikkat çekiyor. Bu akademisyenlerden biri de, Mardin 1. sıra adayı, Arap halkından, Ankara Hukuk Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışan Prof. Dr. Mithat Sancar.
1963 Mardin-Nusaybin doğumlu olan Prof. Dr. Sancar, Diyarbakır Öğretmen Lise’sinden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Kürt sorunu ve demokratikleşme konusunda çalışmalar yaptı, 2007 yılında profesörlüğe yükseldi. Çözüm süreci kapsamında oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti’nde de yer almıştı.
HDP Mardin 1. Sıra Adayı Prof. Dr. Mithat Sancar, seçimler üzerine ANF'nin sorularını yanıtladı...
'TÜRKİYE TARİHİNİN EN ÖNEMLİ SEÇİMİ OLACAK'
Genel seçimler kritik bir sürece denk geliyor. Seçimlerdeki hedefinizi ve süreç üzerinde yaratacağı etkileri değerlendirebilir misiniz?
Bu seçim belki de Türkiye tarihinin en önemli seçimi olarak görülebilir. birçok açıdan böyle bir durum. Bir defa çözüm süreci var ve bir sürü sıkıntı ile yürütülüyor, hükümetin bu konuda adım atmaya çok gönüllü olmadığını pek çok tecrübe ile biliyoruz. Hükümetin bu süreçten kendi lehine avantajlar yaratmak üzerine bir politika izlediğini biliyoruz veya tam da kendi lehinde avantaj yarattığı ölçüde bu süreci yürütmeyi hedefleyen bir politikası var.
Oysa bu kısa vadeli siyasi hesaplara kurban edilecek bir süreç değil. Türkiye’nin dönüşümünü büyük ölçüde gerçekleştiren bir olay olarak bakmak lazım. Çünkü özellikle Öcalan, 10 maddelik deklarasyonunda demokratik çözümün sadece Kürtlere haklar verilmesi ile sınırlı olmadığını vurguluyor. Bu süreçte Kürt siyasi hareketinin hedefi Türkiye’yi demokratikleştirmek, Türkiye halklarını özgürleştirmek ve Ortadoğu’da da barışın imkanlarını çoğaltmaktır. Ancak hükümet bu meseleye böyle bakmıyor. Hükümeti bu konuda adım atmaya götürecek iki yol vardır; biri eskiye dönmektir. Kürt siyasi hareketi eskiye dönmek istemediğini defalarca belirtti. Eskiye dönmekten kastım; yeniden silahlı eylemlerin başlamasıdır, Kürt hareketi bunu istemiyor.
Diğeri de çok güçlü bir demokratik temsildir, güçlü bir toplumsal destektir. İşte bu seçimler onun için çok kritik. Yani HDP güçlü bir toplumsal destek alırsa, etkili bir siyasal temsil yaratırsa o zaman bu süreci bu hükümete ya da başka zaman başka hükümetlere bırakmak gerekmeyecek. Bu çözümü halklar dayatmış olacaklar, kendileri üstlenmiş, kendileri sahiplenmiş ve kendiler yürütüyor olacaklar. Bu açıdan gerçekten Türkiye’de bu demokratik dönüşümü bize yaratma imkanı sunan bir eşikte seçime gidiyoruz. HDP'nin gördüğü ilgi de bunu gösteriyor zaten. Mesaj pek çok yerde alındı, şimdi alınan bu mesajı oya dönüştürmek gerekiyor.
'MARDİN DEMOKRATİK DÖNÜŞÜMÜN MOTOR GÜCÜ OLABİLİR'
Mardin'den aday oldunuz. Kentin seçime ilişkin özel olarak anlamı nedir?
Mardin’den aday olmam bu sürecin anlamına uygun düşüyor. Mardinliyim zaten. Arap halkına mensubum, Kürtçe’yi de en az Arapça kadar biliyor ve seviyorum. Buradaki tüm kültürlerin benim kimlik oluşumuma yansıdığına inanıyorum. Mardin Mezopotamya ve Ortadoğu’nun laboratuvarıdır. Eğer demokratik dönüşüm projesi bir yerde harekete geçecekse bunun laboratuvarı ve motoru Mardin olacaktır. Zaten Mardin listesi de bu anlayış çerçevesinde hazırlanmış görünüyor, listemizin tüm temsiliyetleri kapsayacak bir yapısı var. Bunu sadece Mardin seçim çalışmalarının bir söylemi olarak ifade etmiyorum, gerçekten de inanıyorum. Mardin, Türkiye’ye demokratik dönüşüm konusunda örnek model ve motor olabilir.
'DİĞER HALKLARLA GÜÇLÜ TEMAS KURACAĞIZ'
Mardin’de Kürtler dışında kalan bazı kesimlerin sistem partilerine de ilgisi var. Bunu nasıl aşacaksınız?
Mardin’de yaşayan farklı halk ve inançlara HDP siyaseten gereken mesajı veriyor, ancak bir temas eksikliği olduğu için bu mesaj tam olarak yerine ulaşmıyor. Kürt siyasi hareketinin bundan önceki partileri de, HDP de Mardin’de yaşayan bu halklarla güçlü bir temas kurmakta zorlanıyor. İki taraftan da kaynaklanıyor olabilir. Tabii ki Kürtler dışında kalan bu halkaların yıllardır birikmiş bir mesafesi var. Bunu kırmak zor olabilir, ben arada büyük bir duvarın bulunduğunu düşünmüyorum. Burada genç yaşıma kadar yaşamış biri olarak bu durumun aşılabileceğine inanıyorum. Bu süreçte yapacağımız çalışmalarla bunun üstesinden geleceğiz. HDP bir arada eşit yaşam fikrini bütün Türkiye’ye yaymaya çalışıyor, hedefi de budur zaten. HDP’nin Mardin’deki işlevi de bu duvarları ortadan kaldıracak temasları yaratmaktır. Bu temasları yaratma konusunda ben de üzerime düşeni büyük bir zevkle yerine getireceğim, bu çok istediğim bir şey ve bu konuda bir katkım olursa çok sevineceğim.
'LİSTEMİZ OLDUĞU GİBİ MECLİS'E TAŞINACAK'
Mardin’de nasıl bir çalışma planladınız? İddialı mısınız?
Mardin’de çok iddialıyız. Mardin’de yaşayan halklara ve inançlara fikirlerimizi ulaştıracağız ve büyük bir toplumsal destek yakalayacağız. 6 adayımızın tamamını Meclis'e taşıyacağız. Bu tabanımıza, partimize bir 'seçim gazı' vermek, moral pompalamak için dile getirdiğimiz bir şey değil. Doğru yöntemler ve iyi temaslar kurarsak, yapay duvarları ortadan kaldırırsak Mardin halklarını Meclis'te bütün dünya ve Ortadoğu’ya seslenebilecekleri bir temsiliyetle taşıyacağız. Mardin’in tüm renklerinin temsil edildiği listemiz olduğu gibi Meclis'e taşınacaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Güncelleme Tarihi: 20 Nisan 2015, 23:17