Sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi:
“Genel kongremiz Rojava’dan diğer Kürdistan parçalarından ve dünyadan partilerin farklı farklı düşüncelerinin bir araya toplandığı bir demokrasi festivaline dönüşmüştür.
Bununla birlikte herkesin, partimizin bölgedeki tüm halkların elbirliği ve dayanışmasına dayalı olarak yürüttüğü mücadelesine destek verip yanında olduğunu belirtmiş olması da bizler için ayrı bir onur kaynağıdır.
Ortadoğu’da dünya global sistemi çok sıcak ve tümüyle kanlı bir savaş yürütmektedir. Bölgesel siyaset ve çıkarların etkisiyle bu savaş, giderek insanlığın temel değerleri ve prensiplerine karşı her türlü araç ve yöntemin kullanıldığı çok kirli bir savaşa dönüşmüştür. Somutta bu durum kültürel, toplumsal ve insani değerlere yönelik çok ciddi bir tehlike oluşturmaktadır.
Bu da insanlık değerleri ve onurunu savunan tüm demokratik güçlerin yan yana gelip dayanışmalarına ve aynı mevzide karanlık güçlere karşı durmalarına vesile olmuştur. Bu dayanışmadaki en temel amaç da geriye kalan değerleri insanlığın varlığına yönelik büyük bir tehdit ve tehlikeye dönüşen bu hastalığın mikrobundan korumaktır.
Kongrede hazır bulunanlar bu hastalığa son verme mücadelesine devam etmekte ısrarlı ve güçlü bir iradeye olduklarını belirtirken partinin bu konuda esas aldığı yolun en doğru yol olduğunu da ifade etmiştir. Onur devrimi iken demokrasi yolundan saptırılan halk hareketi sonucunda ortaya çıkan Suriye krizine ve Ortadoğu’nun içinden geçtiği sancılı duruma çözüm gücü olabilmesi için partinin bu doğru yolunda daha da derinleşip kendini büyütmesi gerektiğine işaret edilmiştir.
Suriye’deki birçok kesim ve çevre, Partimizin geleceğin Suriyesi için kendilerinin de talep ve umutlarının temsilciliğini yaptığını gördüğünden partinin halk tabanının daha da genişletilip tüm Suriye toplumunu içine alacak büyüklüğe erişmesi temel bir zorunluluk olarak görülmüştür.
Kongrede siyasi durum değerlendirmesi yapanlar partinin siyasi ve diplomatik çalışmaları kapsamında uluslararası sosyalist yapıya katılımın da olumlu görülmüş, ancak kader tayin edici sıcak savaş gerçeğinin tüm gereksinimlerini karşılayabilmesi için bu çabaların ısrarla devam ettirilip daha güçlü yürütülmesi gereğine dikkat çekilmiştir.
Yine Suriye krizinin siyasi çözümüne dönük Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Özel Temsilcisi Staffan De Mistura ve heyeti aracılığıyla yürüttüğü çabaların önemine değininlerek, sahip olduğu tutum yerinde görülmüş ve daha da zenginleştirilmesine ihtiyaç olduğu dile getirilmiştir.
Partimizin, Kürt davasına yaklaşımlarında gidermeye çalıştığımız kimi ayrı düşüncelerine rağmen Heyet El-Tensîq içindeki varlığının devamı olumlu bir adım olmuştur. Suriye krizininin çözümüyle ilgili olan taraflarla, özellikle de Demokratik Özerklik Yönetimimizin içinde Demokratik Suriye Konseyi’nin oluşturulmasını da önerdiği çözüm projesine yakın olan kesimlerle ilişki ve diyaloğun sürdürülüp daha da geliştirilmesi benimsenmiştir.
Geliştirilen değerlendirmelerde partimizin YPG/YPJ güçlerine, Rojava Demokratik Özerklik Yönetimi kurumlarına siyasi ve manevi açıdan destek olmayı öngören siyaseti olumlu görülmüştür. Yine partinin Kürtler arası iç ilişkileri de olumlu görülüp bu ilişkilerin daha da geliştirilip derinleştirilmesi gereğine vurgu yapılmıştır.
Bunun yanında Kürdistan Ulusal Kongresinin gerçekleştirilmesi ve dört parçadaki Kürtlerin en üst karar organı olması için partinin Kürdistanî güçlerle daha sıkı ve güçlü ilişkiler geliştirilmesinde aktif rol oynamasının önemine işaret edilmiştir. Kongremize Kürdistanî güçlerin katılımı selamlanmış ve bu durum ‘Kürt Ulusal Kongresinin toplanması yolunda gelişen olumlu bir adım’ olarak tanımlanmıştır.”
Güncelleme Tarihi: 24 Eylül 2015, 11:47