Polis kurşunuyla tekerlekli sandalyeye mahkum olmanın bedeli 7 bin 500 TL

Adana’da 2008 yılında polisin ateş etmesi sonucunda ağır yaralanarak tekerlekli sandalyeye mahkum kalan Amed Yıldırım'ı vuran polise sadece 7 bin 500 lira para cezası verildi.

Polis kurşunuyla tekerlekli sandalyeye mahkum olmanın bedeli 7 bin 500 TL

Adana’da 2008 yılında polisin yakın mesafeden ateş etmesi sonucunda vurularak ağır yaralanan ve daha sonra tekerlekli sandalyeye mahkum kalan Amed Yıldırım’ı vuran polise sadece 7 bin 500 lira para cezası verildi. 

Dicle Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, Adana’nın Seyhan ilçesinin Şakirpaşa Semtinde 9 Kasım 2008 yılında çalıntı olduğu iddia edilen motosiklet üzerinde seyir halindeki üç gençten Amed Yıldırım polisin yakın mesafeden ateş etmesi sonucu sırtından vurularak ağır yaralanmıştı.Yaklaşık 8 ay Adana Devlet Hastanesinde yaşam mücadelesi veren Yıldırım, vücut fonksiyonlarının yüzde 92′sini yitirerek, tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.

rapor-adana

Yıldırım ailesinin Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek suç duyurusunda bulunması üzerine, Yıldırım’ı vurduğu belirtilen polislerden Suat Bayrakçı ve Mehmet Yardımcı Adana Valiliği tarafından açığa alındı. Açığa alındıktan sonra Savcılığa ifade veren polisler serbest bırakılırken, polislerin ellerinde barut izi olup olmadığı, tabancaları ve Yıldırım’ın vücudundan çıkartılan mermi çekirdeğinin incelenmesini içeren kriminal raporda, olayın polis memurlarından Suat Bayrakçı’nın gerçekleştirdiği belirlendi.

Bayrakçı ve Yardımcı hakkında 5. Ağır Ceza Mahkemesinde “Kastı aşarak adam yaralamak” suçundan açılan davada, Bayrakçı ve Yardımcı 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ardından Yargıtay’a gönderilen dosya, 19 Aralık 2012′de Yargıtay “Kazayla yaralayarak adam öldürme” suçundan cezanın verilmesini isteyerek dosyayı tekrar 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

8 Temmuz’da görülen duruşmada ise mahkeme bu cezayı yine bozarak iyi hal indiriminden polislerin koruyan 51. Madde kapsamında 7 bin 500 lira para cezasına dönüştürdü. Mahkeme’nin bu kararı üzerine Yıldırım ailesi ise davayı temyize göndererek bozulmasını istedi.

‘Devlet öldürmediklerini ya dört duvar arasına koyuyor, ya da sakat bırakıyor’

Baba Nurettin Yıldırım, “Kürdistan’da olduğu gibi bugün metropollerde de Kürt Halkı katliamlardan geçiriliyor. Gözlerini kırpmadan küçücük çocuklara yıllarca hapis verebiliyorlar. Öldürmediklerini de ya dört duvar arasına gönderiyor, ya da sakat bırakıp yatağa mahkûm ediliyor. Tıpkı benim oğlum Amed’im gibi. Kürtlerin yoğun yaşadığı mahallerde sorgusuz sualsiz yaptıkları gözaltı darp etme ve katletme olayları hız keseden devam ediyor. Daha bir ay önce İbrahim Aras’ın kafatasını parçalayarak katleden yine polisti” dedi.

‘Devlet bu olayın faillerini cezalandırma yerine ödüllendirdi’

Hukuki sürecin ilk davasında oğlunu sorgusuz sualsiz vuran polis memuruna 10 yıl ceza verildiğini, ardından dosyanın Yargıtay’a gittiğini ve dosyanın düştüğünü dile getiren baba Nuri Yıldırım, “Devlet bu olayın faillerini cezalandırma yerine ödüllendirdi” dedi.

Oğlunun hem fiziksel hem de zihinsel tahribatlar sonucu yaşamış olduğu travmayı hala atlatmadığını belirten baba Yıldırım, olayın yaşanmadan önce Yıldırım’ın 8′inci sınıf öğrencisi olduğunu ve bu olaydan sonra eğitimine de devam edemediğini dile getirdi. Yıldırım, ” Şimdi bu işin neresinden tutup da adaletten söz edeceğiz? Bundan dolayı davayı tekrar temyize götürdük, çokta umutlu olduğumu söyleyemem” dedi.

‘Polisin işlediği suç suç değildir mantığıyla yaklaşılıyor’

Mahkemenin almış olduğu kararı değerlendiren baba Yıldırım, “İstenilen adil yargılanmaya karşın polislerin aklanması için 7 bin 500 liraya çevrildi. Bana resmen senin çocuğun parasal karşılığı 7 bin 500 liradır deniliyor. Benim oğlumun bulunduğu durum, bir ömür çekeceği bu azap, kendini tamamen hayattan soyutlaması ve bir daha asla eskisi gibi olamayacağının bedeli adalet dağıtıcıların gözünde, 7 bin beş yüz lira olarak biçilmiş” dedi.

Polislerin dava süreci boyunca evlerine gelip davadan vazgeçmeleri için kendilerini rahatsız ettiklerini hatırlatan Yıldırım, “Hiçbir zaman davamızdan ve hakkımızdan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Gerekirse dosyayı AİHM’e taşıyacağım. Oğlumun hakkını almak için mücadelemiz sonuna kadar devam edecek” diye belirtti.

Anne Nazliye Yıldırım ise, oğlu Amed’in suçsuz sorgusuz sualsiz bir şekilde vurulduğunu belirterek, “Oğluma bunu reva görenlerin umarım onlar da aynı acıyı yaşar ki oğlumun ne halde olduğunu belki anlarlar” şeklinde konuştu.

‘Yargılanırken polis tazminata gelince değil’

Yıldırım’ın avukatı Vedat Özkan ise, bir polis vakasının daha cezasız kaldığını ifade ederek osyayı tekrardan temyiz edilmek üzere Danıştay ve Yargıtay’a gönderdiklerini söyledi.

“Ceza davasının Yargıtay’ın dinlendirmesiyle ve son kararıyla polis memuru polisliğinden kaynaklı fiil ve eylemi tamamen meşru müdafaa sayıldı. Taksir ile yaralama ve polislerin koruyan 51. Madde kapsamında para cezasına çevrilerek ertelendi”

” Yargılanırken polis memuru, ama tazminat davsında talep edilirken polis olarak gösterilmiyor.

” Yani siz talep ederken karşı taraf polis değil kalkanıyla karşılanıyorsunuz, ama kendisi yargılandığında polislik kanuna tabi bir şekilde yargılanmasına engel teşkil ediyor ve cezasız bir şekilde olaydan kurtuluyor. Bu tezatlık ancak Türkiye’de olur” / İMC

Güncelleme Tarihi: 17 Temmuz 2014, 17:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER