Irak Şam İslam Devleti (DAİŞ) çetelerinin Kobanê’ye yönelik saldırılarından sonra on binlerce kişi yerlerinden yurtlarından göç etmek zorunda kaldı. Türkiye ise, DAİŞ çetelerinin saldırıları başlayınca Kobanê’nin boşaltılması için sınır kapılarını sonuna kadar açtı. Fakat ailelerini sınırın öbür tarafına geçirdikten sonra Kobanê’ye dönen gençleri gören Türkiye, bu politikasında değişikliğe gitti. Artık kimsenin Kobanê’ye geçmesine izin vermedi. Buna rağmen binlerce Kobanêli genç ve eli silah tutabileceğine inan insan, çoğu zaman kendilerini tellere vurarak Kobanê’ye geçti.
Sınırı geçenlerin yanı sıra çocuklarını ve Kobanê’yi terk etmek istemeyen aileler de, hâlâ Kobanê’de direnişlerini sürdürüyor. Binlerce kadın, erkek, yaşlı ve çocuk; Kobanê toprağını kendileri ve Kürt halkının geleceği için “kutsal topraklar” olarak görüyor ve “Açlıktan susuzluktan ölürüz ama onurumuzdan, Kobanê’den vazgeçmeyiz” diyor.
‘KOBANÊ’Yİ TERK ETMEYİZ’
Kötü ve zor şartlarda yaşayan binlerce kadın ve çocuk, Türkiye sınırı 100 adım ötede olmasına rağmen kendi deyimleriyle “tenezzül edip geçmiyorlar.” Sınırda aç susuz kalan, günler sonra YPG’nin fırsat bularak kendilerine verdiği unla saç ekmeği pişiren kadınlar, “YPG/YPJ direnişinin olduğu yerde onur ve haysiyet vardır. Bizler de onurumuzdan ve haysiyetimizden vazgeçmeyiz. Kobanê’yi terk etmeyiz” diyor.
Ekmek pişiren kadınların yanı sıra bazı kadınlar da günlerdir yıkayamadıkları çocuklarını banyoya dönüştürdükleri bir kamyonetin arkasında yıkıyor. Türkiye’nin politikalarına tepki gösteren kadınlar, çocuklarının bitlendiğini belirtiyorlar. Kamyonetlerinin bagajını banyo olarak kullanarak çocuğunun başını yıkayan Ferîde Tirko isimli kadın, iki yıl önce Halep’in Heyderiyê Mahallesi’nden göç ederek Kobanê’ye geldiğini kaydetti. Tirko, kendilerinin yine göç yollarına düşürülmek istendiğini belirterek, şunları kaydetti: “Fakat biz topraklarımızı terk etmeyeceğiz. Bütün zorluklara rağmen sizin de gördüğünüz gibi topraklarımızı terk etmiyoruz. Bakın işte, çocuklarımız bitlenmiş. Ne bir çadırımız var, ne bir ilaç, ne elbise, ne de üzerinde uyuyabileceğimiz bir döşek. Etrafımızda bir sürü hayvan var ve hayvanlar ile aynı ortamda yaşıyoruz.”
‘BİZİM ŞEHİTLERİMİZ, ONURUMUZ VAR, TERK ETMEYİZ’
DAİŞ çetecilerinin çocukların kafasını kestiğini söyleyen Ferîde Tirko, bütün dünyanın da buna sessiz kaldığını belirterek, Türk devleti yetkililerine tepki gösterdi. Tirko, “Kendine Müslümanım diyorsun ve kalkıp ‘Kobanê’de sivil kalmadı’ diyorsun. Nerede kaldı Müslümanlığınız? Ya bu çocuklar ne? Bizim şehitlerimiz var, onurumuz var. Biz onları terk etmeyiz” dedi.
Ferîde Tirko, konuşmasını sürdürürken araya giren başka bir Kobanêli, “Avrupa’da bir kişi, bir tilkiye kurşun sıktığı için yakalanarak cezalandırıldı. Fakat burada DAİŞ çeteleri çocukların kafasını kesiyor ama dünyanın adaleti sessiz. Herkes bilsin ki; Kürtler öldürülmekle bitmez” dedi.
Kobanê’nin batısındaki Gabelek Köyü’nden olduğunu söyleyen Ehmed Henîfî , “Topraklarımızı terk etmeyeceğiz. Varlığımız da yokluğumuz da bu toprakların üzerinde olacak” diye kaydetti.
‘BABAMIN YANINA GİTMEK İSTİYORUM’
Kucağına aldığı 3 aylık bebeğin isminin Rustem Cudî olduğunu söyleyen Alê Şêxo isimli yaşlı kadın, “Bu bebeğin 5 yaşında bir ablası var. Adı, Şemsê. Bunların babası şimdi Kobanê’de direniş mevzilerinde. Biz bu toprakları nasıl terk edeceğiz?” diye soruyor. Şemsê isimli çocuk, adının anıldığını duyunca araya girerek “Ben de babamın yanına gitmek istiyorum” diyor.
‘YARDIM KORİDOR AÇILMALI’
Uluslararası güçlere Kobanê’ye yardım etmeleri için çağrıda bulunan Mistefa Îsmaîl isimli Kobanêli, Kobanê’ye bir yardım koridorunun açılması gerektiğini belirterek şunları kaydetti: “Bugün bu vahşet çetesinin saldırılarıyla yüz yüzeyiz. Bizler bu çeteleri insanlık için tehdit olarak görüyoruz. Uluslararası güçler de bizim bu çetelere karşı mücadelemizi görmeli. Halkımız burada perişan. Artık bir yardım koridorunun açılması gerekir. Bu koridordan sadece yaşamsal maddelerin desteği değil, silah yardımı da olmalı. Bizler mültecileşmek istemiyoruz. Kendi toprağımızda, YPG/YPJ’nin özsavunması altında yaşamak istiyoruz. Nereye gidebiliriz ki? Bir tarafımızda IŞİD var, diğer tarafımızda da Kürt halkının düşmanı Türk devleti var.”
‘NEREDE ULUSLARARASI KAMUOYU’
Yaşam şartlarının çok zor olduğunu vurgulayan Salih Osman ise, “Çembere alınmış durumdayız. Dün hamile bir kadının doğum sancıları tuttu. Saatlerce sınırda battaniyenin içinde kaldı. Bir arabada çocuğunu dünyaya getirdi. Ekmek yok, su yok, temizlik malzemesi yok, ilaç yok… Bizim için bir çarenin bulunmasını istiyoruz. Toprağımızı bırakmak istemiyoruz. Hani nerede uluslararası kamuoyu, insan hakları örgütleri ve demokrasi?” diye sordu.
Büyük bir zulüm altında olduklarını vurgulayan Wahîde Hemed, Asiya Ebas ve Naîle Elî isimli kadınlar da, topraklarını terk etmek istemediklerini dile getirdi. Çetelerin saat 10.00’da köylerine girdiğini söyleyen Semîra Mualim isimli kadın ise, “Sadece üzerimizdeki elbiseleri alabildik. Her şeyimizi ardımızda bıraktık ama toprağımızı ardımızda bırakmayacağız” diye kaydetti.
Güncelleme Tarihi: 13 Ekim 2014, 14:53