“MİT’le ilgili ortaya çıkan belgenin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini hükümetin ortaya koyması gerekmektedir. Aksi ispat edilmediği taktirde bu cinayetlerin MİT tarafından planlandığı ve yapıldığı kabul edilecektir” diyen KCK, konuyu “Hareketimizin görmezlikten gelemeyeceği ciddi bir durum” olarak nitelendirdi.
Hükümet’in tutumunun çözüm sürecini de etkileyeceğini belirten KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “AKP Paris cinayetinin açığa çıkması konusunda girişimlerde bulunmaz ve Kürt sorununun çözümü doğrultusunda ciddi adımlar atmazsa bu durumun uzun süre sürdürülemeyeceği açıktır” dedi.
KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı’nın açıklaması şöyle:
'AKSİ İSPATLANMADIKÇA CİNAYETİ MİT’İN YAPTIĞI KABUL EDİLECEKTİR'
“Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in Paris’te katledilmesinden bu yana bir yıl geçmesine rağmen faillerin bulunması konusunda ne Fransız ne de Türk hükümeti bir adım atmıştır. Ancak Türkiye'deki iktidar çatışmasının keskinleşmesiyle birlikte Paris katliamıyla ilgili belgeler bir bir ortaya dökülmektedir. Ömer Güney’in cinayetle ilgili ses kaydının yayınlanması, MİT’e ait belgenin ortaya çıkması Hareketimizin bu cinayetin planlayıcısı ve uygulayıcısının Türk devleti olduğu iddiasını doğrulamıştır. Bu cinayet, AKP ve Fetullahçılar ittifakının oluşturduğu hükümet zamanında gerçekleşmiştir. Belgelerden anlaşılıyor ki, bu işin içinde istihbarat örgütü bulunmaktadır. Zaten istihbarat örgütü desteği olmadan böyle bir cinayetin gerçekleşmesi mümkün değildir. Son yayınlanan belge bu istihbarat örgütünün MİT olduğunu ortaya koymaktadır. Aksi ispat edilmediği taktirde bu cinayetlerin MİT tarafından planlandığı ve yapıldığı kabul edilecektir.
Bu cinayetler duyulur duyulmaz hem AKP sözcüleri hem de Fetullahçılar ‘Örgüt içi infaz’dan söz etmişlerdi. Bu söylemler daha baştan cinayetlerin Türk devleti tarafından işlendiğini, arkasında da AKP ve Fetullahçıların ittifakına dayanan AKP hükümeti olduğuna işaret ediyordu. Anlaşılıyor ki Paris cinayetiyle ilgili ses kayıtlarını ve belgelerini AKP'yi sıkıştırmak isteyen Fetullahçılar sızdırmıştır. Fetullahçıların niyeti ne olursa olsun, bu cinayetin içinde MİT’in olduğunun anlaşılması çok önemli olmuştur.
'PARİS KATLİAMI, YÖNETİMİ TASFİYE KARARININ İLK UYGULAMASIDIR'
Bu katliam AKP hükümetinin PKK yönetimini tasfiye etme kararının ilk uygulaması olmuştur. PKK yönetiminin tasfiye edilmesi gerektiği konusunu en fazla dillendiren ve bu yöntemi hükümete öneren Fetullahçıların olduğu bilinmektedir. Kuşkusuz MİT böyle bir imkanı bulmak için sürekli fırsat kollamıştır. Oslo görüşmelerinin gerçekleştiği süreçte KCK Yönetiminin hükümetle ilişkileri sürdürmedeki aracı kurumla yaptığı görüşmeye katılan KCK yönetiminin imha edilmek istenmesi bunu açıkça ortaya koymuştur. Bu saldırıdan KCK yönetimi kıl payı kurtulurken, KCK yönetiminin güvenliğinden dört gerilla yaşamını yitirmiştir. Bir taraftan görüşme yapılırken diğer taraftan imha amaçlı saldırıların yapılması, AKP hükümetinin ve MİT’in görüşmeleri ne amaçla kullanmak istediğini gözler önüne sermiştir.
Önder Apo ve Kürt Özgürlük Hareketi daha baştan itibaren Sakine Cansız ve iki arkadaşının katledilmesini çok önemli görmüştür. Hatta bu cinayetler aydınlatılmadan ve cinayeti gerçekleştiren zihniyet ve pratikler mahkum edilmeden Kürt sorununun çözülmeyeceğini açıkça vurgulamıştır.
'BELGENİN NE OLDUĞUNU HÜKÜMET AÇIKLAMALI'
MİT’le ilgili ortaya çıkan belgenin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini hükümetin ortaya koyması gerekmektedir. MİT’in belgeler konusundaki açıklamaları bu belgenin doğruluğunu ortaya koyar niteliktedir. Bu durum Hareketimizin görmezlikten gelemeyeceği ciddi bir durumdur. Katil zanlısı Ömer Güney’in ses kayıtlarında ortaya konulan ilişkilerin ne olduğu, MİT’e ait olduğu belli olan belgenin kimler tarafından hazırlandığının açığa çıkarılması gerekmektedir. Hükümet bu yönlü ciddi adımlar atmazsa hükümetin çözüm adına dillendirdiklerinin hiçbir anlamı kalmayacaktır.
AKP hükümeti zaten Önder Apo'nun bir yıldır başlattığı demokratik siyasal çözüm hamlesine hiçbir cevap vermemiştir. AKP şimdiye kadar Kürt sorununun çözümü doğrultusunda adım atmadığı gibi, Önder Apo'nun ve Hareketimizin yaklaşımlarını istismar eden ve kötü kullanan bir konumda olmuştur. Biz Hareket olarak çatışmasızlık içinde kalırken, AKP hükümeti savaşı Rojava’ya taşımıştır. Rojava’daki çeteleri donatan, besleyen ve saldırtan AKP hükümeti olmuştur.
SÜREÇ UYARISI
Aslında AKP'nin yaklaşım ve tutumuyla bitirdiği bu süreç, halklarımıza karşı duydukları sorumluluk gereği ve belki adım attırabiliriz umuduyla Önder Apo ve Hareketimiz tarafından bugüne kadar sürdürülmüştür. Eğer AKP Paris cinayetinin açığa çıkması konusunda girişimlerde bulunmaz ve Kürt sorununun çözümü doğrultusunda ciddi adımlar atmazsa bu durumun uzun süre sürdürülemeyeceği açıktır. Bunu AKP'nin de, tüm ilgili kamuoyunun da iyi bilmesi gerekmektedir.” / anf
Güncelleme Tarihi: 20 Ocak 2014, 10:16