AMED
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, "faili meçhul" bir şekilde kaybettirilenlerin akıbetini sormak amacıyla 304'ncü haftasında "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla düzenledikleri oturma eyleminde bir araya geldi.
Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleşen eyleme, İHD ve kayıp yakınlarına destek olmak amacıyla Amed Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı, sivil toplum örgütü temsilcileri ve kitle katıldı. 90'lı yıllarda kaybettirilenlerin fotoğraflarının yer aldığı pankartların açıldığı eylemde, ilk sözü İHD Amed Şube Başkanı Raci Bilici aldı.
Bilici, kar, kış demeden her hafta olduğu gibi 304'ncü haftada da kaybettirilenlerin akıbetini sormak için bir araya geldiklerini belirterek, kayıplar bulunup failler yargılanıncaya kadar bu meydanda olacaklarını söyledi.
Kürdistan'da gerçekleşen katliamlar açığa çıkartılıp faillerin yargılanmadığı müddetçe Kürdistan ve Ortadoğu'ya kalıcı bir barışın gelmeyeceğinin altını çizen Bilici, AKP hükümetine şu sözlerle seslendi: " 'Bu sorunu çözeceğiz' diyorlar. Kürdistan'da 90'lı yıllarda gerçekleştirilen katliam ve insanlık dışı uygulamalarla yüzleşilmediği müddetçe, barış olmayacaktır. AKP, bugünden sonra sürece hizmet etmek istiyorsa, bunu temel gündemine almalıdır. AKP şimdiye kadar Kürdistan'da yaşanan hiçbir katliamın üzerine gitmediği gibi kendi döneminde gerçekleşen katliamların da faillerini açığa çıkartmamıştır. Tıpkı üçüncü yılına girecek olan Roboski katliamında halen faillerin bulunup, yargılanmadığı gibi."
Son dönemlerde artan gözaltı ve tutuklama operasyonlarına da tepki gösteren Bilici, Kürdistan'ın birçok kentinde gerçekleşen bu operasyonların AKP'nin devreye koyduğu stratejik planın bir parçası olduğunu ifade etti. Bilici, AKP'ye bu politikalardan vazgeçmesi çağrısında da bulundu.
AHMET ŞEN’İN AKİBETİ SORULDU
Bilici'nin ardından İHD Amed Şubesi Kayıp ve Failli Meçhul Cinayetler Komisyonu üyesi avukat Abdullah Zeytun tarafından Eylül 1994'te Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde kaybettirilen Ahmet'in Şen'in kaybettiriliş öyküsü paylaşıldı.
Zeytun, Ahmet Şen ile birlikte M.K. ve G.K'nin, korucular ve iki asker tarafından Bulmuşlar Köyü Camisi'nden alınarak Bulmuşlar Karakolu'na götürüldükten sonra kendisinden bir daha haber alınamadığını söyledi. Zeytun, devamında ise şunları söyledi: "M.K. ve G.K.'nin birkaç gün sonra serbest bırakıldı. Ailenin M.K.'dan aldığı bilgilere göre Şen yanındakilerle birlikte önce Bulmuşlar Karakolu'na götürüldü. Diğerleri salıverildikten sonra da Diyarbakır'dan istendiği söylenerek birlikte tutuldukları karakoldan alındı. Bir daha Ahmet Şen'den haber alınamadı. Babası Mehmet Emin Şen'in 2009'da Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği dilekçe üzerine başlatılan soruşturma halen devam ediyor."
Şen'in kaybettiriliş öyküsünün ardından Şen ve tüm kaybettirilenler anısına 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.
YÜKSEKOVA
36 haftadır Yüksekova’nın Sanat Sokağı’nda bir araya gelen kayıp yakınları ve İHD yöneticileri, 6 Aralık 2013’te ilçede polisler tarafından infaz edilen Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir ile kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdı. Eyleme İşbilir ailesi, 7 Aralık 2013’te katledilen Bemal Tokçu’nun ailesi, HDP, DBP, Gever Demokratik Toplum Meclisi, Hakkari Barosu yöneticileri, belediye eş başkanları ve yüzlerce kişi katıldı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından konuşan İHD Yüksekova Temsilcisi Muhyettin Ünal, İşbilir ve Tokçu’nun katillerinin devlet olduğunu vurguladı.
Ardından söz alan M. Reşit İşbilir'in ağabeyi İhsan İşbilir, “Yüksekova'da yıllardan beri öldürülen sivil insanlar için devletin söylediği, ‘Karanlık güçlerdir’ açıklamasına bizi inandıramaz. Kürtleri kendilerine düşman ve tehlike gören ve 40 yıldan beri önderliğin kardeşlik ve özgürlük paradigmasına rağmen katlettiği tüm insanımızdan devlet sorumludur” ifadelerini kullandı. Kardeşi, yeğeni ile Tokçu'nun işçi ve esnaf olduğunu dile getiren İşbilir, “Bu üç insanımızı 'karakolumuza saldırdılar' diye katlettiler. Katlettiğin yerde karakol mu vardı? Sende o yürek var mı ki köprüyü geçesin” diye konuştu.
Kitle, 5 dakikalık oturma eyleminin ardından haftaya bir kez daha aynı yerde bir araya gelmek üzere alandan ayrıldı.
URFA
İHD Urfa Şubesi üyeleri ve kayıp yakınları, Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde bir araya gelerek 57. kez gözaltında kaybedilenler ve faili meçhul cinayete kurban gidenlerin akıbetini sordu. DBP’lilerin de destek verdiği eylemde bu hafta 1992-1997 yılları arasında dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in yayımladığı infaz edilecek Kürt işverenler listesinde ismi bulunan Siverekli Hüseyin Taşkaya’nın akıbeti soruldu. 6 Aralık 1993 yılında evine yapılan operasyonlar gözaltına alınan Taşkaya’dan o tarihten itibaren bir daha haber alınamadı.
Basın açıklamasını okuyan İHD Şube Eş Başkanı Atilla Yazar, 1992 ile 1997 yılları arasında yaşanan faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması gerektiğini ifade etti. Yazar, “Adalet arayışı çerçevesinde her zaman elimizdeki bilgileri yargıya taşıdık. Davacı olduğumuz adalet ve hukuk adına 1992-1997 yılları arasında karanlık ve bir o kadar kirli işlerin aydınlatılmasını talep ettik ve bu talebimizde halen ısrarcıyız” dedi.
Daha sonra konuşma yapan Taşkaya’nın kendisiyle aynı ismi taşıyan yeğeni Hüseyin Taşkaya, amcası ve gözaltında kaybedilenlerin T.C’nin alnında kara bir "leke" olarak durduğunu söyledi. Basın açıklamasının ardından 5 dakikalık oturma eylemiyle bu haftaki eylem sona erdi.
BATMAN
Batman'da da İHD üyeleri ve kayıp yakınları, "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" sloganıyla her hafta düzenledikleri eylem için yine Atatürk Parkı'nda bir araya geldi. İHD eski Genel Başkanı Hüsnü Öndül, akademisyen Ahmet Murta Aytaç, İnsan Hakları Platformu'nun Genel Koordinasyonu Feray Salman, MEYA-DER, KURDİ-DER, bazı sivil toplum örgütleri ile kitle katıldı. Kayıp yakınları bu haftada ellerinde yakınlarına ait fotoğraflarıyla adalet talebinde bulundu. Eylemde açıklama yapan İHD Batman Şube Başkanı Mehmet Bagatır, her hafta çocuklarının akıbetini öğrenmek isteyen annelerin sesinin bu devlet tarafından duyulmadığını belirterek, amaçlarının kaybedilenlerin kemiklerinin bulunup başında dua edebilecekleri bir mezar taşı olduğunu kaydetti. Bağırtır, Kayıpların akibeti ortaya çıkmadığı ve failler yargılanmadığı müddetçe hiç kimsenin güvenlikten bahsedemeyeceğini dile getirdi.
Ardından haftanın açıklamasını okuyan Batman İHD yöneticisi Hülya Özevin ise, Şerzan Kurt'un Muğla da katedilişini hatırlatı. Ozevin Şengal ile Kobanê için yardım çağırısı yaptı.
Açıklamadan sonra oturmaya eylemi gerçekleşti.
CİZRE
Şırnak'ın Cizre ilçesinde, 90'lı yıllarda gözaltına alındıktan sonra katledilen ve kaybedilenlerin akıbetinin aydınlatılması amacıyla her hafta eylem yapan Dayîkên Şemîyê (Cumartesi Anneleri), yine Sonat Sokağı'nda bir araya gelerek adalet istedi. Kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartı açan annelerin eylemine DBP ve HDP yöneticileri, MEYA-DER ve Barış Anneleri Meclisi üyeleri de katıldı.
Her hafta bir kayıp öyküsünün anlatıldığı eylemde, bu hafta 1991 yılında gözaltında işkencede katledilen 6 çocuk babası Tevfik Timurtaş ile bu olaydan iki yıl sonra JİTEM elemanları tarafından kaçırıldıktan sonra kaybedilen ve o günden bu yana akıbeti bilinmeyen ağabeyi Abdulvahap Timurtaş'ın hikayeleri anlatıldı.
Timurtaş'ların hikayesini anlatan kardeşleri Abide Timurtaş, ağabeyi Tevfik'in hasta olduğu için Cizre'deki evlerinde yattığı bir gün, evlerine gelen JİTEM elemanları tarafından 'Seninle işimiz var' denilerek götürüldüğünü söyledi. Ağabeyinin Şırnak Jandarma Tugayı'na götürüldüğünü öğrenmeleri üzerine gidip sorduklarında kendilerine 'Böyle birini görmediklerini' söylediğini paylaşan Timurtaş, birkaç gün sonra ise Tevfik'in ellerinde olduğunun ve gelip almalarının istenmesi üzerine babasıyla birlikte Şırnak'a giden kardeşi Vahap'ın, ağabeyinin cenazesiyle geri döndüğünü anlattı.
Abide Timurtaş, "6 çocuk babası hasta kardeşimi yatağından çıkaran insanların yargılanması için buradan yetkililere sesleniyorum; İşkencede katledilen kardeşimin çocukları yetim kaldı. Bunu yapmaya ne hakkınız vardı. Adaletin yerini bulması için tüm yaşamımız boyunca eylemlerimizi sürdüreceğiz" dedi.
Diğer ağabeyi Abdulvahap'ın ise iki yıl sonra yine JİTEM elemanları tarafından zorla kaçırıldığını o günden sonra bir daha kendisinden haber alamadıklarını dile getiren Abide Timurtaş, "Kemiklerimizi verin" diye haykırdı.
Tümurtaş kardeşlerin katledilme ve kaybedilmelerine dair hikayelerinin anlatılması sonrası konuşan MEYA-DER Cizre Şube Eş Başkanı Mele Kasım Yiğit ise, bu çığlığın artık duyulmasını istemesiyle bu haftaki eylem sona erdi.