AMED
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eyleminin 295'incisi, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp yakınlarının, yakınlarına ait fotoğrafları taşıdığı eylemde, "Onlar bir gece ansızın evlerinden alındılar bir daha dönmediler" yazılı büyük bir pankart da açıldı. Eyleme katılan İHD Amed Şube Başkanı Raci Bilici, yaptığı konuşmada kayıp yakınlarının bir bayramı daha kayıplarının akıbetini sorarak geçirdiğini söyledi.
Türkiye'nin Kürt halkı üzerinde yürüttüğü politikalara ve DAİŞ çetelerinin Rojava'nın Kobanê Kantonu'na yönelik saldırıları ile yine Türk devletinin çetelere desteğine değinen Bilici, mücadelelerini sürdürmeye devam edeceklerini belirtti. Bilici'nin sözlerini tamamlamasının ardından kayıp anneleri, söz alarak kayıpları olmadan geçirdikleri bayramın hissettirdiklerini dile getirdi.
Kayıp yakını Kıymet Zengin, PKK lideri Abdullah Öcalan'ı ve gerillayı selamlayarak başladığı konuşmasında, Türkiye'nin katliamlarını ve DAİŞ'in Kobanê'ye yönelik saldırılarını lanetledi. Zengin, bunca faili meçhul ve Kobanê'de saldırılar varken Kürt halkının bayram kutlamaması gerektiğini söyledi.
Bir başka kayıp yakını Dilber Bulut ise Türk devletinin katliamlarına dikkat çekerek başladığı konuşmasında, "Biz 25 yıldır bayram görmüyoruz" dedi. DAİŞ çetelerinin Rojava'nın Kobanê Kantonu'na yönelik saldırılarına ve Türkiye'nin çetelere desteğine dikkat çeken Bulut, "Bizim aklımız Kobanê'de. Kürtler üzerinde bu politikaları yürütenleri kınıyoruz" diye konuştu.
"Halkımız ayağa kalksın" diyerek Kürt halkının mücadelesini yükseltmesi çağrısında bulunan Feyziye Olaçan, 30 yıldır bayram kutlamadıklarını iade etti.
Sakine Çadır ise "30 yıldır kayıplarımızın bulunması için mücadele ediyoruz. Bayramda ziyaret edeceğimiz bir mezar taşımız bile yok" dediği konuşmasında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ı ve gerillayı selamladı.
Kayıp yakınlarının konuşmalarının ardından her hafta bir kayıp öyküsünün anlatıldığı eylemde bu hafta Şırnak'ın İdil ilçesinde, 13 Şubat 1993 tarihinde kaybedilen Mehmet Nezir Duman'ın öyküsü İHD Amed Şube Sekreteri Abdüsselam İnceören tarafından anlatıldı.
Şırnak'ın İdil ilçesinde taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağlayan Mehmet Nezir Duman'ın olay günü çalıştığı sırada Tepeköyü korucu kontrol noktasında durdurulduğunu ve burada bulunan korucular ile aynı zamanda Hizbullah elemanları olduğu tahmin edilen kişiler tarafından kaçırıldığını anlatan İnceören, Duman'dan aradan geçen 21 yıla rağmen bir daha haber alınamadığını belirtti. İnceören, kayıp Duman'ın İdil ilçesi Bozburun köyünden öğretmenlik yapan kardeşi Abdurrahman Duman'ın da olaydan bir yıl önce köye baskın yapan silahlı kişiler tarafından katledildiğini de belirtti.
İnceören'in sözlerini tamamlamasının ardından kayıp yakınları,5 dakikalık oturma eyleminde bulunmaları sonrası bu haftaki eylemlerini noktaladı.
YÜKSEKOVA
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) temsilcileri, "Faili meçhul" cinayetlere kurban gidenlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 28'incı kez Sanat Sokağı'nda bir araya geldi.
Kayıp yakınları "Faili meçhul" cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin fotoğraflarını taşıdı. Eylemde konuşan Yüksekova İHD temsilcisi Muhyettin Ünal, Kobanê'de yapılan zulmü nefretle kınadığını söyleyerek, bayramın Kürt halkı için kara bayram olduğunu söyledi.
Ardından 1994 yılında Esendere'de taziyeden dönerken Mahmut Yıldım (Yeşil) ve Yüksekova çetesi tarafından kaçırılıp katledilen Mahir Düşünmez ve Mehmet İşık'in hikayesini, Mehmet İşık'ın oğlu Nail İşık anlattı. Işık, "Babam öğleden sonra Akçadam (Kasran) köyüne gitmek için Mahir Düşünmez ile birlikte gitti. Kasran'a varmadan evvel JİTEM yollarını kesti. Burada durdurulduktan sonra hemen araçtan indirilip elleri kolları bağlanır. Elektrik düzeneği ile ikisine elektrik verilir. Mahir Düşünmez telle boğularak, babam ise elektrik şokuyla öldürülür. Olaydan bir iki gün sonra Kamil başçavuş köye gelerek ailemi tehdit eder ve şikâyetçi olurlarsa hiçbir sonuç alamayacaklarını ve köydeki herkesin daha kötü olaylarla karşılaşacağı tehdidinde bulunur" diye belirtti.
Bugüne kadar faillerin hakkında hiçbir soruşturma yapılmadığını belirten İşık, davanın takipçisi olacaklarını belirtti.
