'KANTONLAR SURİYE'NİN TÜM KENTLERİ İÇİN ÖNEM TAŞIYOR'
Suriye'de üç yıldır yaşanan iç savaşa dikkat çeken Abdullah, savaştan dolayı en çok sivil halkın etkilendiğini söyledi. Abdullah, kantonların önemine dikkat çekerek, "Biz bu modeli tabiî ki Suriye'nin her yeri için doğru görüyoruz. Bilindiği gibi orada üç yıldır devam eden bir savaş var. Bu savaşın sonuçları olarak tüm halkların üzerinde ağır bir soruna sebep olmuştur. Bu model tüm halklar için bir çözüm oluyor. Tüm halkların savunmasını düşünüyor, demokratik siyasetini düşünüyor, barışını, idaresini, eğitimini yani her şeylerini düşünüyor. Bunun içinde biz bunu tüm Suriye içinde önemli görüyoruz" şeklinde konuştu. Kantonların bu yüzden tüm Suriye halkı için büyük bir önem taşıdığını kaydeden Abdullah, modellerinin devamlı açık olduğunu aynı şekilde isteyen bölgenin gelip kantona yerleşebileceklerini ya da istedikleri takdirde kendi yerlerinde de bunu uygulamaya sokabileceklerini söyledi.
'KADINLAR VE GENÇLER KANTONLAR İÇİN ÖNEMLİ'
Rojava'da halkları esas alan kantonlarda kadınların ve gençlerin rollerinin hem büyük hem de önemli olduğuna dikkat çeken Abdullah, gençlerin ve kadınların kantonlarda öncülük yaptığını söyledi. "Bilindiği gibi daha önceki sitemin ilk çalışması da gençler ve kadınlar üzerine yapılan bir müdahale idi. Onların emekleri eziliyordu. Aynı şekilde demokrasiden bahsedilmekte ama hiçbir şekilde bu yaşatılmamakta ve gençler ile kadınların önünü kapatıyorlardı. Ama kanton sisteminde gençler ve kadınların düşüncesi esas alınmakta ve onlara büyük önem verilmektedir. Hatta burada onlara büyük roller bile verilmiştir. Örneğin her üç kantonun da sorumluları kadındır. Aynı şekilde kadınlar ve komitelerde de görev almaktadır. İşte bu yeni bir model yeni bir adımdır. Hem tüm halklar içinde yeni bir adımdır" dedi.
'KÜRT KADINI İKİ YÖNDE MÜCADELE VERMEK ZORUNDA KALDI'
Bugün kadınların bir iradeye sahip olmaları için her yerde birlik olması gerektiğini kaydeden Abdullah, Kürt kadınlarının devamlı iki mücadele arasında kaldığını ifade etti. Abdullah, Suriye'de yaşanan üç yıllık savaşta en çok Rojava'nın etkilendiğini belirterek, bu durumda Kürt kadını hem yaşamış olduğu toplum içerisinde hem de kendi halklarına yapılan saldırı ile beraber iki mücadele arasında kaldığını kaydetti. Abdullah, "Kürt kadını oralarda yaşanan sorunlar içerisindeydi ve onları çözmek gerekiyordu. Bugün Kürt kadını hem kültür hem de diğer yerlerde öncülük yapmaktadır. Şayet Kürt halkına bir saldırı olsa Kürt kadını kendini orada da sorumlu görüyor ve mücadele ediyor. Gerekirse eline silah alıp mücadele ediyor ve bunun en açık örneği de bugün Rojava'da görmekteyiz. Kadınlar saflarda ve mücadele etmektedir. Bunun için de kadınların birlik olması gerekir" dedi.
'CENEVRE'DE HALKLARIN TEMSİLİ YOK, BİR SONUCA VARILAMAYACAK'
Cenevre-2 toplantısına dikkat çeken Abdullah, tüm sorunlarını her zaman siyasi bir çerçevede müzakerelerle ve barışçıl bir yaklaşımla çözmeye çalıştıklarını kaydetti. Abdullah, "Tüm sorunların barışçıl bir şekilde ve tüm halklar esas alınarak çözülmesi gerekir. Bizler hep bunu temsil ettik. Eğer bugün Suriye'de yaşanan bir sorun üzerine bir toplantı gerçekleştiriliyor ve tüm Suriye'deki halklar bunu takip ediyorsa, bu toplantı demokratik bir şekli esas almalıdır. Aynı şekilde bu toplantılarda da tüm Suriye halkının iradesi olması gereklidir. Çünkü sorun Suriye halkını kapsadığı içindir. Çünkü bu savaş en ağır bedelleri halk üzerinde yapmıştır. Eğer bu halk dikkate alınmıyorsa aynı şekilde Suriye halkına zarar veren güçler, yine kendilerini esas alarak bu toplantıya giriyor ve Suriye halkını temsil etmeye çalışıyorsa, bu toplantıdan da net bir netice çıkmayacaktır. Bizim görüşümüz de budur. Cenevre-2 toplantısı ile her şey çözülmüş saymıyoruz. Ya da bazı sorunlar çözülmeden toplantı biterse her şey bitmiş saymayız. Ama eğer bir olumlu adım için atılıyor ve tüm Suriye halkını kapsasaydı daha iyi olurdu. Fakat tüm halkların temsili olmadığı için bizler eminiz ki net bir sonuca da varamayacaklardır" dedi.
'ELE GEÇİRMECİ ZİHNİYET DEMOKRASİYİ İLERLETMEZ'
Cenevre-2 toplantısının adeta rejim ve ihtilaf arasında geçen bir sorunmuş gibi gözüktüğünü ifade eden Abdullah, rejim ve ihtilaf zihniyetlerinde ele geçirmeci bir zihniyet söz konusu olduğunu vurguladı. Ele geçirme zihniyetinin demokrasiyi ilerletemeyeceğini kaydeden Abdullah, Cenevre-2 toplantısının ancak tüm halkların iradesini gerçek bir şekilde esas aldığında bir sonuca ulaşabileceğini söyledi. Abdullah, kendilerinin de daha önce böyle bir öneri sunduklarını belirterek, "Bizler bir öneriyi de sunduk. Kürt halkını temsil edecek biri de olması gerek ama sadece toplantıya girip oturacak değil aynı zamanda Kürt halkının sorunlarını da dile getirecekti. Fakat olan zihniyetler Kürt halkının iradesini dışarıda bırakmak istediler" dedi. Bazı kesimlerin ise Kürt halkını temsil ettiklerini belirterek oraya katıldıklarını hatırlatan Abdullah, "Ama katılan kişiler, ihtilafla beraber oraya katılmış kişilerdir. İhtilafla katılmış kişiler zayıf kişilerdir ve Kürt halkı da zaten güçlü bir sonuç beklemiyor. Hiçbir şekilde de esas almıyorlar. Bugün Kürt halkı da açık bir şekilde diyor; oradakiler bizi temsil etmiyor. Bir heyet eğer Kürt halkı için gitmezse Kürt halkı da toplantıyı esas almayacaktır" diye kaydetti.
Türkiye'de çeşitli temaslarda bulunacaklarını ifade eden Abdullah, yaşanan sorunlarda çözüm ve diyalogtan yana olduklarını, her zaman herkesle görüşmeye hazır olduklarını söyledi.
MÜSLİM: TÜRKİYE TARAFINA TEK MERMİ SIKMADIK
PYD Eş Genel Başkanı Salih Müslim, Rojava'daki 3 kantondan oluşan yönetim biçiminin bütün Suriye’de uygulanabileceğini söyledi. Müslim, Türkiye ile sınırın güvenli olmasından yana olduklarını, sınırı aşan tek mermi atmadıklarını da ifade etti.
Sterk TV’nin konuğu olan Müslim, kendilerine ön yargı ile yaklaşanların yanıldığını, 3 kantondan oluşan demokratik yapıyı inceleyenlerin de bunun Suriye’nin tamamında uygulanabileceğini görebileceklerini anlattı. PYD Lideri Salih Müslim, komşu ülkelerin sınır güvenliğine azami özeni gösterdiklerini ifade ederken şöyle dedi:
"Tek bir mermimiz amacı dışında kullanılmıştır. Silahlı gücümüz YPG; saldırgan değil, meşru savunma gücüdür. Türkiye’ye sorun; 'Kürtler’in kontrolündeki bölgeler mi, diğerleri mi iyi?' diye. Gelip baksınlar Kürtler’in olduğu bölgeden öbür tarafa tek 1 mermi sıkılmış mıdır?. Diğer İslami grupların her gün havan topu düşüyor. İnsanlar ölüyor. Bizim hiç kimse ile bir düşmanlığımız yok. Türkler’le görüştüğümüzde de söyledik. Sınırın rahat olması iki tarafın da yararınadır. Bizim iki tarafta da halkımız var. Sıksak kime sıkacağız? Oradakiler de bizim akrabamız, yakınımız.”
Salih Müslim, özerk yönetimi oluşturduktan sonra çok rahatladıklarını anlattı. PYD lideri, sorunları oluşturulan komisyon, komitenin çözdüğünü, toplumsal ekonomiden söz edildiğini kaydederek. “Halk kendisini idare edecek. İhtiyacına göre üretim yapacak” diye ekledi. / Evrensel