Ergil: Soruna ortak tanım konulmalı

Akıl İnsanlar Heyeti üyesi Doğu Ergil, sürecin tıkanmasının en önemli nedeninin soruna ortaklaşa bir tanım konulmamasından kaynaklandığını söyledi.

Ergil: Soruna ortak tanım konulmalı
Akıl İnsanlar Heyeti üyesi Doğu Ergil, sürecin tıkanmasının en önemli nedeninin soruna ortaklaşa bir tanım konulmamasından kaynaklandığını söyledi.  Ergil, Hükümetin sürece hala “terörizm ile mücadele” çizgisinden baktığını belirtti. Hükümetin PKK ile KCK‘nin söylemlerinin tam aksini işaret ettiğini kaydeden Ergil, birbirine zıt olan bu durumun belirsizliğe neden olduğunu ve bu belirsizliğin yarattığı boşluğu ise güvensizlik ile şiddetin doldurduğunu ifade etti.  Ergil, “Bu belirsizlik alacakaranlık gibi. Ne önünüzü görürsünüz ne de gece sabaha kavuşmuştur. Ondan bir önceki safhadır ve karanlıkta da her şey olur” dedi. 


Değrlendirmelerde bulunan Akıl İnsanlar Heyeti üyesi, süreç konusunda ortaklaşa bir tanımın bulunmadığını, bunun de belirsizliğe neden olduğunu vurguladı. “Belirsizliğin yaratmış olduğu boşluğu güvensizlik, şiddet dolduruyor” diyen Ergil, devamla şunları ifade etti:” Bu belirsizlik alacakaranlık gibi. Ne önünüzü görürsünüz ne de gece sabaha kavuşmuştur. Ondan bir önceki safhadır ve karanlıkta da her şey olur.” Tanımlamaların ortaklaştırılması gerektiğinin altını çizen Ergil, “Herkes kendi kafasındaki çözüm göre konuşursa tıkanıklık kaçınılmazdır” dedi.

2 YILDIR HALA ADI KONMUŞ DEĞİL

Barışı yapacak, taşıyacak ve koruyacak olanın toplum olduğunu belirten Ergil,  ancak hükümetin PKK’nin düşman değil barışın tarafı olduğuna yönelik bir söylem oluşturmadığı için toplumun büyük bir kısmının müzakere karşıtı tavır aldığına dikkat çekti.  Doğu Ergil, süreç boyunca AKP’nin takındığı bu tavrın toplumun gözünde PKK ile yapılacak her temasın hükümete isteklerini kabul ettirmeye yönelik bir baskı algısına neden olduğunu kaydetti. Ergil, o nedenle her şiddet olayının sürece bir itiraz veya süreci hızlandırmak dönük bir uyarı olarak değil, tam tersine bir haydutluk,  bir terörizm olarak nitelendirildiğini ifade etti.

“Hükümet Kürt hareketini terörist olarak gördüğü müddetçe onunla müzakere yapmayı değil, kendi öne sürdüğü şartları dikte etmeye çalışacak” diyen Ergil, Kürt hareketinin bu yöntemi kabul etmediği taktirde ise göstereceği tepkilerin tümü hükümet tarafından  “terörizm” olarak lanse edileceğini söyledi. Ergil, “Bu işe terörizm diye bakılırsa bütün diğer hamleler o güvenlikçi yaklaşımın bir uzantısı olur” diye konuştu.

Sürecin başlangıcından bu yana iki yıl geçtiğini ancak tarafların statülerinin hala belli olmadığına dikkat çeken Ergil, sözlerine şöyle açıklık getirdi: “Tarafların adı konmuş değil. Devlet birileriyle dolaylı olarak görüşürken diğer bir tarafla ise dolaysız görüşüyor. Abdullah Öcalan’ı PKK lideri olarak değil sanki bir kişi olarak muhatap aldığı izlenimi veriliyor. Dikkat ederseniz adı da Abdullah Öcalan olarak değil, İmralı olarak geçiyor. O nedenle tarafların henüz adı konmuş değil. İkincisi bu tarafların statüleri belli değil. Hükümet Abdullah Öcalan filli olarak görüşüyor ancak hukuki olarak ona bu statü vermiyor.”

SORUN BİR AN ÖNCE GÜVENLİKÇİ ZEMİNDEN ÇIKARTILMALI

Çözüm sürecindeki en büyük belirsizliğin sonucun ne olacağına dönük yaşandığını belirten Ergil, Akil İnsanlar Heyeti olarak hükümete defalarca sonucun nereye bağlanacağı konusunda soru yönelttiklerini, ancak hiçbir zaman cevap alamadıklarına dikkat çekti. Doğu Ergil, Akil İnsanlar olarak aradan çekildikleri taktirde toplum diye bir kavramın kalmayacağını, ortada hükümete bağlı Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK’ye bağlı Kürt Silahlı Kuvvetleri’nin kalacağının altını çizdi. Ergil,  bu haddeye tekrar gelmemek için sorunun bir an önce güvenlikçi zeminden çıkartılması gerektiğini söyledi.   

Olayların kötü yönde evirildiğini fark ettikleri için akıl insan heyeti olarak hükümeti toplantıya çağırdıklarını dile getiren Ergil, “Akiller olarak hükümeti toplantıya biz çağırdık. Kendileri gelmedi. Biz ellimizden geleni yapıyoruz ama siyaset bugün toplumdan çok uzak. Siyaset sadece kapalı kapılar ardından üretilmeye çalışılıyor ve topluma getirilip giydiriliyor. Bunun böyle olmaması gerektiğini biz hep söyledik ancak siyasi irade kendi düşüncelerini doğrultusunda hareket etti” şeklinde konuştu.

TÜRK KAMU AKLI SADECE DENEME YANILMA İLE ÖĞRENİYOR

Öğrenmenin çeşitli süreçleri olduğunu hatırlatan Ergil, bu süreçleri şöyle sıraladı: “Birincisi, dünya tecrübelerine bakarsınız oradan dersler çıkartırsınız. Yani başkasının tecrübelerinden yararlanırsınız. Bu akıllı insanın işidir. İkincisi şimdiye kadar ne işledi ne işlemedi diye kendi tecrübelerinizden ders çıkartırsınız, hatalarınızı tekrarlamazsınız. Üçüncüsü de bunun ikisini de yapmıyorsanız deneme- yanılma yöntemi devreye girer. Hatayı yapa yapa doğru yolu bulursunuz. Ama bu arada da büyük zararlar görür, büyük kayıplar verirsiniz. Bu yöntem en kötüsüdür.  Maalesef Türkiye’de toplumun kendi ihtiyaçlarını ortaya koymak, katılımını sağlayacağı çözümlerden yana bir tercih değil her konuda deneme-yanılma yöntemini seçiliyor. Siyasal iktidar sadece neyi düşünüyorsa onu uygulamaya çalışıyor. Türk- kamu aklı maalesef sadece deneme- yanılma ile öğreniyor. O da çok uzun sürüyor.” / Firatnews

Güncelleme Tarihi: 06 Kasım 2014, 18:33
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER