39. Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Miras Komite toplantısı, Almanya’nın Bonn kentinde başladı.
8 Temmuz’a kadar sürecek toplantının bugünkü oturumunda 38 dosyadan Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri 31’inci sırada görüşüldü.
Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi’nin (ICOMOS) Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri’ne ilişkin hazırladığı 8 dakikalık slayt gösterisiyle başlayan oturumda, 26 ülkenin büyükelçisi, Diyarbakır Surları ile Hevsel Bahçeleri’nin “Dünya Kültür Mirası” olarak tescillenmesiyle ilgili görüşlerini açıkladı.
Görüşmede 21 delegenin oyunu alan Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri oy birliğiyle ‘Dünya Kültür Mirası’ listesine girdi.
Kışanak ve Anlı da katıldı
Karar, toplantının yapıldığı salonda ayakta alkışlanırken, ülkelerin üyeleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı’yı tebrik etti.
Kararın ardından açıklama yapan Kışanak ve Anlı, UNESCO yetkililerine ve adaylık sürecinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.
Türkiye’nin UNESCO Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi H. Avni Botsalı da koruma konusunda her türlü önlemin alınacağını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ise haberi Twitter’dan şöyle duyurdu:
“Beklediğimiz müjdeli haberi aldık. ‘Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri’ UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmesine karar verildi. Aynı toplantıda Efes dosyamız da görüşülecek. Yüzleri güldürmek için şimdi sıra Efes’te.”
Diyarbakır Surları
Diyarbakır surları, dünyanın en eski ve en sağlam şehir surları arasındadır. Uzunluk bakımından dünyada Çin Seddi ve İstanbul Surları’ndan sonra gelir. Ancak sağlamlığı, sur ve burçlarındaki görkemli kabartma, kitabe ve kapıları ile eşsiz bir yere sahiptir.
5 kilometre uzunluğunda
Diyarbakır Surları, 5 kilometre uzunluğunda, 10-12 metre yüksekliğinde ve 3-5 metre genişliğindedir. Sur içindeki alanın boyutları 1700-1300 metredir. Surlar, şehrin batısında bulunan eski yanardağ Karacadağ’dan akan kalın bazalt tabakaya uygun olarak kalkan balığı şeklindedir. Balığın baş kısmı İç Kale’ye, kuyruk kısmı ise güneybatı kesimindeki Yedi Kardeş ve Evli Beden burçlarının olduğu yere uyar.
Gri-siyah bazalt taş
Diyarbakır Surlarının yapımında yörenin temel yapı malzemesi olan gri-siyah bazalt taşı kullanılmıştır. Sur ve burçların üzerinde, güneş ve yıldız sembolleri, kaplan, boğa, çift başlı kartal, akrep ve at kabartmaları, silah, meyve ve tahıl şekilleri bazalt taşlar üzerine işlenmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Ayrıca birçok yerde, özellikle Urfa Kapı ve Dağ Kapı çevresinde kitabe ve motifler bulunmaktadır.
Diyarbakır Surları’nın bir kısmı, şimdiki İç Kale’ye uyan yerde Hurriler tarafından yapılmıştır (M.Ö.3000).
Diyarbakır Surları, günümüzdeki şekli ile 346 yılında Bizans İmparatoru II. Constantinus döneminde yapılmıştır. Ancak o zamanki surların şimdiki Gazi Caddesi’nden geçen batı kesimi 367-375 yılları arasında, şehre gelenlerin artmasının üzerine yıktırılmış ve surlar şimdiki şekliyle genişletilmiştir.
Birçok uygarlık kendi döneminde yeni burçlar, kitabeler ve süslemeler, motiflerle surlara kendi imzalarını atmışlardır.
Özellikle Romalılar, Bizanslılar, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artukoğulları, Eyyubiler, Akkoyunlular ve Osmanlılar’dan günümüze kadar gelen birçok kiymetli burç, kitabe ve kabartmalar bulunmaktadır.
İç ve dış kaleden oluşur
Diyarbakır Surları, esas olarak iç ve dış kaleden oluşur. İç Kale, surların Fis Kayası denilen kuzeydoğu ucundadır. İç Kale’de Bizanslılar’dan kalan Nestorian Kilisesi vardır. Bu kilise VI. yüzyılda yapılmıştır.
İç Kale’deki en önemli yapı Virantepe denen yerdeki Artuklu Sarayı’dır. 1210-1220 yılları arasında yapılan sarayla ilgili kazılar 1956’da Prof.Dr. Oktay Aslanapa ve ekibi tarafından gerçekleştirildi.
İç Kale’yi saran surlar Kanuni Sultan Süleyman zamanında yeniden gözden geçirilmiş ve genişletilmiştir. Bu surlarda 16 burç vardır. Burçlar, dört, altı ve sekiz köşelidir. Günümüze kadar iyi korunmuş olarak gelmişlerdir. Bu surlar üzerinde “Kanunî Kitabesi” bulunmaktadır.
82 burç
Dış Kale Surları, İç Kale’yi sararak Dağ Kapı-Urfa Kapı ve Yeni Kapı-Mardin Kapı yoluyla eski şehri sarar7. Dış surlar üzerinde 82 burç bulunur. Burçlar çoğunlukla yuvarlaktır, ancak dört ve altı köşeli olanlar da vardır. Ben û Sen ve Dicle vadisine bakan kesimde daha çok dörtgen burçlar bulunur. Savaşların en çok cereyan ettiği Dağ Kapı ile Urfa Kapı arasındaki düz alana bakan bölümde burçlar genellikle yuvarlak, daha sık, daha sağlam ve daha büyüktür. Bu kesimde burçlar arasındaki mesafe kısadır, aralarda takviye vardır.
Mardin Kapı-Yeni Kapı arasındaki surlar yalçın kayalar üzerine kurulmuştur, daha alçak ve daha seyrektir. Burçların çoğunlukla iki katlı, bazıları 3-4 katlıdır. Alt katlar depo ve ambar, üst katlar ise askeri amaçlar için kullanılmıştır.
Diyarbakır Surları üzerinde çok görkemli ve tanınmış burçlar vardır. Bunlar arasında Yedi Kardeş, Evli Beden (Ulu Beden, Ben û Sen), Nur, Keçi, Kralkızı, Fındık, Mervani, Akrep Burçları en iyi bilinenlerdir. Yedi Kardeş ve Evli Beden Burçları, Artukoğulları zamanında 1208-1209 tarihlerinde yapılmıştır. Yükseklikleri, büyüklükleri ve zengin motif ve kitabeleri ile her iki burç da eşsiz anıtsal görüntüye sahiptir.
Eskiden Dış Kale Surları’nı dışarıdan ikinci bir surun kuşattığı bilinmektedir. Bu ön surun da bazalttan yapıldığı, iki sur arasında geniş ve derin bir hendek bulunduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Günümüzde bu dış surların izleri yer yer görülmektedir.
İç ve Dış Kale’de 4’er kapı
Diyarbakır Surları üzerinde İç ve Dış Kale’de 4’er kapı bulunur.
İç Kale’nin kapıları, Saray Kapısı, Küpeli Kapısı, Oğrun Kapısı (Gizli Kapı) ve Fetih Kapısı ‘dır. Bunlardan Saray ve Küpeli Kapısı şehir içine, diğer ikisi ise şehir dışına açılır.
Dış Kale’nin kapıları ise, kuzeyde Dağ Kapı (Harput Kapısı), güneydeMardin Kapı (Tell Kapısı), doğuda Yenikapı (Dicle veya Su Kapısı) ve batıda Urfa Kapı (Rum veya Halep Kapısı)’dır.
Kapılar demirden yapılmıştır. Daha sonraki yıllar surlarda bazı kapılar daha açılmış (Çift Kapı, Tek Kapı gibi) veya surlar yer yer yıkılarak geçişler sağlanmıştır.
Diyarbakır Surları, eski geçmişlerine rağmen, uzun yıllar boyunca, sağlamlıkları ve dayanıklıkları ile günümüze kadar büyük oranda korunarak gelmiştir.
Surlar zaman zaman büyük onarımlar geçirmişlerdir.
1932 yılında surların, şehrin havalanmasını engellediği için yıkılması fikri ortaya atılmışsa da özellikle Fransalı araştırmacı Alfred Gabriel’in çabaları sonucu bu girişim engellenmiştir.
Hevsel Bahçeleri
Diyarbakır’ın güney batısında Dicle Vadisi içinde yer alan 700 hektarlık Hevsel Bahçeleri, Diyarbakır’ın yeşil alanıyla hem akciğeri, hem besin kaynağı, hem de simgesi.
Dicle nehrinin debisinin azalmasıyla oluşan delta zamanla verimli bahçe ve bostanlara dönüştü.
1960’lı yıllarda adına “Hoser” denen bu ağaçlıklı alan süreç nedeniyle Hevsel olarak anılmaya başlandı.
Nehir kıyılarındaki bahçelerde güvercin gübresinden yararlanılarak ünlü Diyarbakır karpuzları yetiştirildi. Uzun yıllar, şehrin sebze meyve ihtiyacı buradan karşılanırdı; hala da bu ihtiyacın bir kısmı karşılanıyor.
Ayrıca Hevsel Bahçeleri’nde 100’den fazla kuş çeşidinin yanı sıra kirpi, tilki, sansar, su samuru, domuz ve sincap gibi hayvan türleri de yaşıyor.
UNESCO listesine alınan yerler
Türkiye’den bugüne kadar UNESCO “Dünya Kültür Mirası” listesine giren yerler ise şöyle:
Göreme Tarihi Milli Parkı ve Kapadokya (1985), Divriği Ulu Camii ve Melike Turhan Darüşşifası (1985), İstanbul’un tarihi yerleri (1985), Hattuşaş (1986), Nemrut Dağı (1987), Hierapolis-Pamukkale (1988), Xantos – Letoon (1988), Safranbolu, Karabük (1994), Troya antik şehri (1998), Mardin, Midyat, Hasankeyf ve Batman (1998), Selimiye Camii ve Külliyesi (2011), Çatalhöyük kalıntıları (2012), Bergama ve Bursa-Cumalıkızık (2013).
Güncelleme Tarihi: 05 Temmuz 2015, 23:31