Demokrasi ve Barış Konferansı sona erdi

HDK tarafından gerçekleştirilen 2. Demokrasi ve Barış Konferansı belirlenen komisyonlarca hazırlanan sonuç bildirgesi taslağının Ertuğrul Kürkçü tarafından okunması ile sona erdi. Taslağın son hali ile yarın yayınlanacağı belirtildi.

Demokrasi ve Barış Konferansı sona erdi
HDK tarafından gerçekleştirilen 2. Demokrasi ve Barış Konferansı belirlenen komisyonlarca hazırlanan sonuç bildirgesi taslağının Ertuğrul Kürkçü tarafından okunması ile sona erdi. Taslağın son hali ile yarın yayınlanacağı belirtildi. 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) tarafından gerçekleştirilen 2. Demokrasi ve Barış Konferansı sonuç bildirgesi taslağının Ertuğrul Kürkçü tarafından okunması ile sona erdi. Taslağa son halini vermek için katılımcıların tartışmaları devam ederken, bildirgenin tamamlanmış hali ile yarın yayınlanacağı belirtildi. Hazırlanan taslakta konferans için farklı kesimlerden çok sayıda kurum ve kişinin bir araya geldiğine dikkat çekilirken, konferansta temel olarak, "Barışı tehdit eden bölgesel etmenler ve çözüm imkanları", "Barış ve yeni siyasal düzen", "Onarıcı barış için kültürel ve sosyal haklar", "Barış süreci ve barış mücadelesinin sürekli örgütlenme önerileri" başlıklarının tartışıldığı belirtildi. Konferansta Türkiye ve bölgede verilen barış mücadelelerinin sahiplenilmesi, mücadeleler arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinin önemine değinildiğine dikkat çeken Kürkçü, eşit ve demokratik bir gelecek için birlikte hareket etmenin bir zorunluluk olduğu konusunda hemfikir olduklarını belirtti. 

Taslakta dikkat çekilen bazı hususlar şu şekilde verildi:

"*Küresel ve bölgesel güçlerin Ortadoğu halklarının başına bela ettiği IŞİD'ın katliamcı saldırıları devam etmektedir. Suriye ve Irak'ta yaşanmakta olanlar AKP'nin de tarafı olduğu bloklar arası çatışmanın Ortadoğu'a yönelik sürdürdüğü bölge politikasının büyük acılara yol açtığı bir kez daha ortaya konmuştur. Konferansımız Kobanê direnişini ırkçı ve soykırımcı saldırılara karşı selamlar, dayanışmayı ve destek vermeyi güçlü bir şekilde vurgular.

*Rojava'daki halkların öz gücüne dayanan katılımcı, çoğulcu ve cinsiyet özgürlükçü özerk kanton yönetimlerinin statülerinin ham uluslararası alanda hem de Türkiye tarafından tanınması ve ilişkilerin kurulmasının takipçisi olacağımız güncel talebimizdir. 

*Tampon bölge arayışlarına son verilmelidir. 

*Soykırımlara karşı uluslararası ceza mekanizmalarının hayta geçirilmesi, soykırım destekçisi ülkelerin yargılanması yönündeki çalışmaların yürütülmesi öncelikli hedeflerimizdendir. 

*Konferansımız barış ve çözüm sürecinin kritik aşamalarından birinde bulunduğumuzu tespit ederken barış ve çözümün önündeki engellerin bir an önce bertaraf edilmesi için mücadelenin önemine vurgu yapar.

*Güvenlik yasası olarak sunulan aslında tüm Türkiye'yi OHAL'e sürükleyecek düzenlemeler barışı imkansızlaştıracak ve iç savaş ortamını hazırlayacak fikrinde hemfikir olunmuş, bu düzenlemeler derhal geri çekilmelidir. 

*Konferansımız sürecin başladığı 2013 tarihinden bu yana hükümetin gerekli adımları atmadığını tespit etmiştir. ayrıca 48 yurttaşın hayatını kaybetmesine neden olan çatışmanın sorumlusu AKP iktidarının felakate yol açan Ortadoğu politikasıdır. AKP hükümeti Türkiye halklarının geliştirdiği dayanışmayı engellemek üzere devletin tüm olanaklarını ve özel savaş aygıtlarını devreye sokmuştur. 

*Çözüm ve barış sürecinin sağlıklı yürüyebilmesinin koşullarından biri diyalogun kapsamlı bir müzakaere ile devam etmesi, Sayın Öcalan açısından eşit ve özgür bir ortamda yapılması sağlanmalıdır. Sayın Öcalan'ın farklı kesimlerden heyetlerle görüşmesinin yolunun açılması, sekreterya ve izleme kurulunun çalışmalarına başlaması gerekmektedir. 

*Barış sürecinin başarıya ulaşmasının temel yolu farklı kimlik ve grupların özgürlükçü ve demokratik bir anayasa ile güvence altına alınması, özgürlükçü yerel yönetimler düzenlemelerinin yapılması, ana dilde kamusal eğitimin ve hizmetin gerçekleştirilmesidir. 

*Türkiye kendisinin de taraf olduğu uluslararası anlaşmalardaki bir çok maddeye koyduğu çekinceleri kaldırmalıdır. Türkiye uluslararası mahkemesinin yetkinin kabulune ilişkin Roma tüzüğünü ve BM'nin zorla kaydedilmeler ilişkin yasalarını imzalamalıdır. Ayrıca taraf olduğu 1984 tarihli soykırım cezalarının önlenmesine ve cezalandırılmasına sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeli bu güne kadar ki ihlalleri nedeni ile de hesap vermelidir. 

*1915 Ermeni ve Süryani soykırımları kabul edilmeli, toplumsal yüzleşmenin ve adaletin sağlanması için gerekli çalışmalar yürütmelidir. 

*Hasta tutsaklar pazarlık konusu yapılmadan derhal serbest bırakılmalıdır. Barışın toplumsallaşmasının yerelden gerçekleşeceği gerçeğinden hedefle konferansımız demokrasi ve barış konferansını yerellerde de gerçekleştirmeyi hedef etmiştir." / Firatnews
Güncelleme Tarihi: 20 Ekim 2014, 12:57
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER