Cumartesi Anneleri: Niye sokağa dökülüp barış istemiyorsunuz?

Cumartesi Anneleri/İnsanları, 496. buluşmalarında 34 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen lise öğrencisi Hüseyin Morsümbül’ün akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri: Niye sokağa dökülüp barış istemiyorsunuz?

Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 496. haftalarında 12 Eylül darbesinin ardından, 34 yıl önce Bingöl’de gözaltına alınarak kaybedilen lise öğrencisi Hüseyin Morsümbül’ün akıbetini sordu.

Eylemde ilk olarak, sanatçı Nur Sürer tarafından Morsümbül’ün annesi Fatma Morsümbül’ün gönderdiği mektup okundu.

‘Ben iki yavrumu bu savaşta kaybeden bir anneyim’

Mektupta, yıllardır Galatasaray Meydanı’nda geçmişte baskı ve zulümlere rağmen adalet arayışlarından vazgeçmediğini söyleyen anne Morsümbül, “34 yıldır Hüseyin’imin kemiklerini bekliyorum” dedi.

“Galatasaray’a sahip çıkmak Hüseyin’e sahip çıkmaktı.

“Hüseyin en büyük oğlumdu. Aklım fikrim hep ondaydı, sonraki eş çocuğuma annelik yapamadım. Çocuklarım birbirini büyüttüler.

“Ekin bu ortamda büyüdü, ağabeyinin adını alarak dağa gitti. Bir kaç yıl sonra çatışmada öldürüldü. Ölü bedenine işkence yaptılar.

“Ben iki yavrumu bu kirli, rantçı savaşta kaybeden bir anneyim. Bu acıyı başka anneler yaşamasın diye barış istiyorum. Bütün anneler neredesiniz, niye sokağa dökülüp barış istemiyorsunuz?”

Morsümbül’ün kardeşi Şahin Morsümbül de ağabeyinin kendisi 10 yaşındayken kaybedildiğini söyleyerek, adalet arayışını yineledi.

‘Mezarsız ölüler ülkesi’

Bu haftanın basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Sebla Arcan okudu.

Arcan,”Bu topraklar ‘mezarsız ölüler ülkesi’ olma utancından kurtulmalıdır. Hüseyin Morsümbül’ü kaybeden, akıbetini soruşturmayarak karanlıkta bırakan tüm asker ve sivil görevlilerin yargılanmasını istiyoruz” dedi.

Arcan, sorumlu Yüzbaşı Durmuş Coşkun Kıvrak ve komutasındaki askerlerin, 12 Eylül cuntasının baş aktörü Kenan Evren’in “Hüseyin Morsümbül’ü gözaltında kaybetme” suçundan yargılanması gerektiğini belirtti.

Arcan, “Tüm kayıp davalarında ağır insanlık suçu ithamlarına rağmen, sanıklar korunmaya devam ediyor” dedi. Arcan, hükümetin bu suçların devamcısı olduğunu belirterek, “496 haftadır hükümetlere sesleniyoruz; gözaltında kaybetme suçunun ortağı olmaktan vazgeçin, hakikati ortaya çıkarma ve sorumluların hesap vermesini sağlama yükümlülüğünüzü yerine getirin” çağrısında bulundu.

Hüseyin Morsümbül nasıl kaybedildi?

“18 Eylül 1980 akşamı, Morsümbül ailesinin Bingöl’deki evi Yüzbaşı Durmuş Coşkun Kıvrak komutasındaki asker ve polisler tarafından basıldı.

Ailenin lise öğrencisi oğlu Hüseyin gözaltına alındı. “Oğlumu nereye götürüyorsunuz” diyen Hüseyin’in annesine, “ifadesini alıp bırakacağız” yanıtı verildi.

Hüseyin, elleri ve gözü bağlı bir şekilde Bingöl Askeri Tugay Komutanlığı’na götürüldü. Onu soran ailesine Hüseyin’in kaçtığı söylendi. Oysa tabur, yüksek güvenlik önlemleri ile korunuyordu.

Hüseyin’in anne ve babası gözaltına alındı. Baba Hanifi Morsümbül ağır işkence gördü.

Olaydan 5-6 gün sonra anne Fatma ve baba Hanifi Morsümbül’ün askeri savcılık tarafından ifadesi alındı. Ama Hüseyin’in kaybedilmesi ile ilgili hiçbir işlem yapılmadı, dosya bile açılmadı. Hüseyin’den bir daha haber alınamadı.”

Güncelleme Tarihi: 28 Eylül 2014, 17:18
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER