YPG/YPJ güçlerine destek olmak için Kobanê’ye saldırıların ilk gününden beri sınır hattında nöbet eylemlerini sürdüren direnişçilerle Mahser Köyü’nde bir araya gelen HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Demokratik İslam Kongresi (DİK) Koordinatörü Ayhan Bilgen, DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırılarını ve Ortadoğu’da yaşanan savaşlarda Müslümanların konumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bilgen, Hz. Muhammed’in Mekke ile Medine arasında bütün insanlığa verdiği mesajın özünün barış ve adalet olduğunu ve bu mesaj ile Müslümanların Ortadoğu’da yaşananlar içerisindeki konumunun karşılaştırılması gerektiğini ifade etti.
‘MÜSLÜMANLAR İNANDIKLARI DEĞERLERLE YÜZLEŞMELİ’
Bilgen, Müslümanların bugün barış için öncülük edememenin yanı sıra kendi topraklarında yaşanan savaşları sonlandıramayan bir pozisyonda olduğu belirtti. Müslümanların bugünkü durumlarıyla yüzleşmesinin önemine dikkat çeken Bilgen, “Bu topraklardaki hem etnik ve mezhepsel çatışmaların son bulması hem de hakkın adaletin esas alındığı barışın yerleşebilmesi için Müslümanların inandıkları değerlerle yüzleşmesi ve noktayı daha doğru, etkin biçimde anlaması gerekiyor. Müslümanların kendini yeniden inşa etme, kurma süreci yaşaması gerekiyor” dedi.
Hz. Muhammed’in, peygamberlik mesajından önce “Emin” sıfatı ile anıldığı hatırlatan ve Ortadoğu’da Müslümanlık şahsında asıl kaybedilenin bu sıfat olduğu vurgulayan Bilgen, “Müslümanlar, bırakın başka inançların hak ve özgürlüklerini savunmayı, onların adaletle özgürce kendini ifade etmesini, yaşayabilmesini güvence altına almayı, kendini bile koruyamayan, savunamayan bir pozisyona düşmüştür” değerlendirmesinde bulundu.
‘İNSANLIĞIN VE ORTADOĞU’NUN KRİZİ BİRLİKTE ELE ALINMALI’
“İnsanlığın ve Ortadoğu’nun krizi birlikte ele alınmalı” diyen Bilgen, ekonomik yönden iyi olan ve çatışma yaşamayan ülkelerde yaşayan insanlarında, çevreye verilen zarardan, tüketim alışkanlıklarına, yozlaşmaya kadar kapitalizmin genel krizlerinin bedelini ödediğini ancak Ortadoğu halklarının hem kapitalizmin genel krizinin hem de kendi topraklarında yaşanan “paylaşım kavgasının” bedelini ödediğine dikkat çekti. Bilgen, “Bu durumda, Müslümanların kendi kaynaklarının kullanabilmeleri, kendi geleceklerini garanti altına alabilmeleri için kapitalizmle hesaplaşmayı gerekiyor ama bunun yanında kendi süreçlerini inşa edip etmemelerinde belirleyici rolü var” ifadelerini kullandı.
‘MEKKE’DE PEYGAMBERE KARŞI KOYANLAR BUGÜN ORTADOĞU’YU SÖMÜRENLERDİR’
Bilgen, yüz yıl önce Ortadoğu için çizilmiş haritaların artık halklara barış, özgürlük ve insanca bir yaşamı getirmeyeceğinin ortaya çıktığını ve içinden geçtiğimiz dönemin Ortadoğu’da yaşayan diktatörlüklerin çatırdadığı bir dönem olduğunu söyledi. Ortadoğu’da yaşananlarla birlikte Rojava gibi alternatif modellerinde doğduğunu belirten Bilgen, “Rojava modeline olan tahammülsüzlük hem küresel güçlerden kaynaklanıyor ama daha çok bölgede saltanatı sarsılacak olan yönetimler bundan rahatsız. Mekke’de Hz. Peygamberin çıkışına, mesajına karşı kaygısı korkusu olanlar Mekke’nin egemenleriydi, bu günde hakların eşti, özgür, barış ve adalet içerisinde yaşamasından rahatsız olanlar Ortadoğu’yu sömürenlerdir” diye konuştu.
‘ROJAVA İSLAM ADINA YENİ BİR DOĞUŞTUR’
Bilgen Rojava’da yürütülen mücadelenin kazanılmasını ardından sadece Kürt halkının özgür yaşamı değil, Ortadoğu’da yaşayan bütün halklar için bir barış projesinin hayata geçirileceğini söyledi.
Şeklen İslam sembollerini kullanan çetelerinin Ortadoğu’da on binlerce insanı katlettiğini belirten Bilgen, şunları ifade etti:
”Bu mücadelenin başarıya ulaşması, Ortadoğu medeniyetinde, kültüründe son derece belirleyici bir role konuma sahip olan İslam açısından da bir yeni sayfanın açılmasıdır, yeniden doğuş, başlangıçtır. Dolayısıyla bu mücadeleye şimdi sahip çıkmak ve insanlığı tehdit eden bu felaketin karşısında şimdi tavır almak gerekiyor. Müslümanlar bu sınavı başarıyla verirlerse önümüzdeki yüzyıla ve bütün insanlığa söz söyleme hakkına sahip olacaklar. Yoksa sustuklarında. Seyirci kaldıklarında bu katliamın, vahşetin ortağı olacaklar.”
Güncelleme Tarihi: 03 Ocak 2015, 14:03